Eski Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, “Hem Çarlık hem de Sovyetler döneminde Ruslar Türk şivelerini farklı yazı dilleri haline getirmek, böyle yazmayı teşvik etmek ve Türk topluluklarının aralarındaki iletişimi kısıtlamak suretiyle Batı Türkistan, Kırım ve Kafkasya bölgelerindeki Türk dil birliğini bozmuştur” dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Türkçe Topluluğu tarafından, eski Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı ve Gazi Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’un konuşmacı olarak davet edildiği, “Dilde Birlik” başlıklı konferans düzenlendi. “Dil dünyasında yaşıyoruz” diyen Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun konuşmasında şunları kaydetti: “Ana dilini akıl yürütmekle değil şartlı refleksle öğreniyoruz. Türkçenin kullanımına bugünden düne doğru bir yolculuk yapmak gerekir. Atatürk, Namık Kemal, Kanuni Sultan Süleyman, Yunus Emre, Kaşgarlı Mahmud, Yusuf Has Hacib Türkçe kullanırdı. Orhun Yazıtlarında da Türkçe kullanıldı. Orhun Yazıtlarında geçen ‘Bu ödge oturdum’ ifadesi bir devre hükmetme iddiasında olunduğunu ifade eder. Bilge Kağan bu yazıtlara Bengü Taşlar diyerek ebedi olacağını öngörmüştür. Dillerin ilk örnekleri çoğu kez ilkel olur ancak bu yazıtlarda kullanılan dil oldukça işlenmiş edebi bir dildir. Birtakım anlatılması güç duygular bu metinlerde ustalıkla anlatıldığı gibi birçok modern kavrama da yer verilmiştir. Bugünkü soykırım terimi yazıtlarda kökünü kazımak anlamına gelen uruksatmak şeklinde ifade edilmiştir. Yazıtlarda uluslararası ticaret de önerilmiştir. Uygurlara ait birçok metin Maniehizm devrinde yazılmış olduğundan Batılı Türkologlar bu dini de bilir. Biz bu konuda oldukça eksiğiz. On üçüncü asra dek Türk dünyasının dilinde birlik mevcuttu. Her sahada bu dile Türkçe ya da Türk tili denirdi. Sonraları bu dil Doğu ve Batı lehçeleri diye ayrılsa da aralarında kuvvetli bir şirtibat mevcuttu. Mesela Nedim’e kadar birçok şair Çağatay lehçesiyle Nevai’ye nazireler yazmışlardır. Çağatayca, Osmanlıca gibi adlandırmalar ilmidir. Oysaki o devrin insanları bu adları değil Türk dili adını kullanırdı. Hem Çarlık hem de Sovyetler döneminde Ruslar Türk şivelerini farklı yazı dilleri haline getirmek, böyle yazmayı teşvik etmek ve Türk topluluklarının aralarındaki iletişimi kısıtlamak suretiyle Batı Türkistan, Kırım ve Kafkasya bölgelerindeki Türk dil birliğini bozmuştur. İsmail Gaspıralı bu politikaya karşı tüm Türk dünyasının anlayabileceği dilde yayınlar çıkarmıştır. Bugün de Türk dünyasında Rusça yavaş yavaş terk edilirken öte yandan İstanbul Türkçesi öğrenilmektedir. Dil dışı unsurlar Türkiye Türkçesini Türk dünyasının ortak dili olmak hususunda avantajlı kılmaktadır. Bu dil birliği olur ve olmaktadır. Gelecek 30-40 yıl içinde Türk dünyasının yüzde 70’lik kısmı İstanbul Türkçesini ortak iletişim dili olarak kullanıyor olacaktır.”
Eğitim Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz