ABD'nin, Irak lideri Saddam Hüseyin'i devirecek askeri müdahalenin hazırlıklarına hız vermesi, Moskova'yı açmaza sürüklemiş durumda. Washington'ın Rusya'nın yakın işbirliği yaptığı 3 ülkeyi, Irak, İran ve Kuzey Kore'yi "şer ekseni" olarak nitelemesi de Kremlin stratejistlerinin hareket alanını iyice daraltıyor.
Moskova'nın özellikle Bağdat ve Tahran'la yakın bağlar kurmak istemesinin arkasında siyasi nedenler yatıyor görünse de gerçekte "ekonomik kaygılar" daha ağır basıyor. 1998 yılında yaşadığı ekonomik bunalımdan petrol fiyatlarındaki aşırı yükselme yardımıyla çıkabilen Rusya, gelir kaynaklarını çeşitlendirmek istiyor.
Moskova'nın Bağdat'la yakın ekonomik işbirliğini sürdürmek istemesinin kendisine göre haklı nedenleri var. Bunların başında, Irak'ın Sovyetler Birliği döneminden kalma 7 milyar dolarlık borcu geliyor. Irak'ın uluslararası ambargo koşulları altında bu borcu hiçbir zaman ödeyemeyeceğini hesaplayan Moskova, Birleşmiş Milletler'in yaptırımlarının kalkması için çaba gösteren ülkelerin başında geliyor.
MOSKOVA - BAĞDAT HATTINDA PETROL ALIŞVERİŞİ Rusya'yı Irak'a yakınlaştıran sadece 7 milyar dolarlık alacağı değil. Rus petrol şirketleri, Irak'tan yılda 5 milyar dolar değerinde petrol satın alıyor. Ayrıca, iki ülke BM yaptırımlarının son bulmasının ardından yürürlüğe girecek milyarlarca dolarlık ekonomik işbirliği anlaşması imzalamış durumda.
Hatta, Moskova'daki Irak Büyükelçisi Abbas Halaf, iki hafta önce yaptığı sansasyonel bir açıklamayla, ufukta 40 milyar dolar değerinde yeni anlaşmaların bulunduğunu söyledi. Ancak, bu anlaşmanın büyük ölçüde propaganda içerikli olduğu, Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri'nin hafta başında Moskova'ya yaptığı ziyaret sırasında ortaya çıktı. Kommersant gazetesine göre, Moskova görüşmelerinde 40 milyar dolarlık "dev anlaşma" gündeme bile gelmedi.
RUSYA'DAN IRAK'A "DURUMU ZORLAŞTIRMAYIN" MESAJI ABD'nin öfkesini üzerine çekmekten korkan Rusya, Irak'ı gerilimi azaltacak adımlar atmamaya ikna etmeye çalışıyor. Hatta "aba altından sopa" gösteriyor. Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov, Sabri'ye iki önemli mesaj verdi. Birincisi, Irak'ın yeniden kitle imha silahları üretmeyeceğini konusunda uluslararası topluma söz vermesini istedi. İkincisi, uluslararası silah denetçilerinin Irak'ta çalışmasına olanak sağlanması çağrısında bulundu. Moskova'dan Bağdat'a gönderilen bu diplomatik mesajların gündelik dile tercümesi ise "Durumu zorlaştırmaya devam ederseniz, size yardım edemeyiz."
11 Eylül sonrası, ABD'ye dikkat çekecek ölçüde yakınlaşan Rusya, ilişkilerin bozulmasını istemiyor. Oysa, ABD Dışişleri Bakanı Donald Rumsfeld, Moskova'yı "şer ekseni"ne katılmaması için açık bir dille uyardı. Yine de Rus diplomasisi bütün yumurtaları aynı sepete koymayacak ve Irak labirentinden çıkabilecek kadar deneyimli.
KAZANAN YİNE RUSYA OLACAK Washington'daki Rus diplomatların Irak muhalefeti ilk kez temas kurduğu haberi de bu değerlendirmeyi doğruluyor. Moskova'nın görüşmeyi "olağan diplomatik temas" diye tanımlamlayarak önemsiz göstermeye çalışmasına karşın, Rusya'nın kozlarını iyi oynamak istediği ortada. Hatta, bazı Rus kaynakları, Washington'la Moskova arasında gizli bir anlaşmadan söz ediyor.
Buna göre ABD, Rusya'nın Irak operasyonuna destek vermesi karşılığında Saddam Hüseyin'in yerini alacak yeni yönetimin Moskova ile imzalanan ekonomik anlaşmalara sadık kalmasını sağlayacak. Böyle bir anlaşma gerçekten var mı bilinmez. Ancak, Irak sorunu çözüme ulaştığı gün Rusya'nın kazanan ülkeler arasında yer alması galiba şaşırtıcı olmayacak.