Lavrentiyev, Soçi'deki 10. Garantörler Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, alıkonulanların serbest bırakılması konusunda alınan karara değinerek, "İlk etapta 10-15 esirin serbest bırakılması söz konusu ancak bu sadece başlangıç." diye konuştu.
Karşılıklı çekinceler olduğunu belirten Lavrentiyev, "Muhalefet, tutuklu listesi sunmaktan çekiniyor. Çünkü bu kişilerin infaz edilmesinden korkuyorlar. Bu konuda çabalarımızın olumlu etki yapacağına inanıyorum. Türk ortaklarımızdan da katkı istiyoruz ve katkı sağlıyorlar." ifadelerini kullandı.
"İdlib'de yakın zamanda kapsamlı askeri operasyon olacak mı?" sorusu üzerine Lavrentiyev, şu yanıtı verdi:
"Bu anlamda toplantılarda hiçbir şey konuşulmadı. Öncelik Nusra'nın varlığına, eylemlerine son vermek. Muhaliflere, Türk ortaklarıyla ve bizimle birlikte bu tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmalarını tavsiye ettik. Eğer bununla kendi başlarına mücadele edebilirlerse, memnuniyetle karşılarız. Yardım gerekirse de vermeye hazırız."
Rus diplomat, ABD'nin davet edilmesine rağmen toplantılara katılmamasından üzüntü duyduklarını, gelecek toplantıda bir arada olmayı umduklarını belirtti.
Lavrentiyev, gelecek garantörler toplantısının kasım ayında olacağını, mekan olarak Soçi'yi önerdiklerini, ancak henüz bu konuda karar alınmadığını dile getirdi.
Suriyeli muhalifleri Soçi'deki toplantıda temsil eden heyetin lideri eski Suriye Geçici Hükümet Başkanı Ahmed Tuma, İdlib'de Türkiye'nin ateşkes gözlem misyonundan duydukları memnuniyeti dile getirerek, "Türk ortaklarımızın kontrol noktalarındaki varlığı, ateşkes ihlallerine karşı güvence sağlıyor. Beklentimiz, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin kapsamlı ateşkes bölgesine dönüşmesi" dedi.
Tuma, Soçi'deki 10. Garantörler Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki durumu şöyle değerlendirdi:
"İdlib'de gerginliği azaltma kapsamında alınan tedbirler iyi gidiyor. Türk ortaklarımızın kontrol noktalarında varlığı ateşkes ihlallerine karşı garanti sağlıyor. Beklentimiz, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin kapsamlı ateşkes bölgesine dönüşmesi."
Tuma, "İdlib ile ilgili Rusya'dan güvence aldınız mı?" sorusu üzerine, "İdlib konusunu Rusya ile ikili görüşmelerimizde ele aldık. Bizi oldukça temin ettiler." yanıtını verdi.
Muhalefet temsilcisi, alıkonulanların serbest bırakılmasıyla ilgili kararlaştırılan pilot projeye değinerek, "Kaydadeğer gelişme olduğuna inanıyoruz. Sınırlı sayıdaki esirin değişimi kararı iyi niyet göstergesiydi." değerlendirmesini yaptı.
Rusya'nın masaya getirdiği geri dönüşler konusuna da değinen Tuma, evlerini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin geri dönüşüne ilişkin şöyle konuştu:
"Bu her Suriye vatandaşının hakkı. Demografik değişim istemiyoruz. Geri dönüş için güven ortamı sağlanmasını istiyoruz. Geri dönenlerin tutuklanmayacağını, işkenceye maruz kalmayacağını bilmek istiyoruz."
Tuma, anayasa yazımı sürecine ilişkin de "Mevcut anayasada değişiklik değil, yeni anayasa yazılmasını istiyoruz." ifadesini kullandı.
Rejimin toplantılar sırasında yeni anayasa yerine bazı değişiklikler yapmayı önerdiğini belirten Tuma, Rusya'nın bu konuda taviz vermediğini dile getirdi.
Soçi'de düzenlenen iki günlük görüşmelerin sonunda Türkiye, Rusya ve İran, Suriye'nin bütünlüğüne bağlılıklarını ve komşu ülkelerin güvenliği tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı ortak duruşlarını vurgulamıştı. Garantör ülkeler, mülteci ve yerinden edilenlerin güvenli ve gönüllülük esasına dayalı dönüşleri için koşulların sağlanması gerektiğine işaret etmişti. Taraflar, toplantılarda rejim ve muhalefetin alıkonulanlarından az sayıda kişinin serbest bırakılması için "pilot proje" kapsamında uzlaşma sağlamıştı. Gelecek Garantörler Toplantısı'nın kasım ayında yapılacağı duyurulmuştu.