Dolar kuruna ateşkes etki etti. Rusya ile Ukrayna'nın Fransa ve Almanya'nın arabuluculuk yaptığı toplantıdan ateşkes ile çıkmasının ardından doların ateşi düşmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde üst üste tarihi rekorlar kıran dolar kuru, ateşkesin ardından 2.49'un altına kadar indi. Dolar kurunda işlemler bu seviyelerde devam ediyor.
Diğer yandan Yunanistan tedirginliği ise devam ediyor. Yunanistan'ın borç görüşmeleriyle ilgili tedirginlik ve sağlanan ilerlemeyle ilgili çelişkili açıklamalar gelişmekte olan ülkelere paralel TL'yi de baskı altında tutmayı sürdürüyor.
DÖVİZ KURUNU CANLI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
TL, dün Türkiye piyasalarının kapanışı sonrasında 2,5155 seviyesine kadar yükselerek tarihi zirveyi test ettikten sonra güne 2,5050 seviyesinden başlamıştı.
ALİ BABACAN'DAN DOLAR KURU AÇIKLAMASI
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Hükümetin kur hedefi yok, telaffuz edilen kurlar bakanların şahsi görüşleridir” dedi.
“Kurlarla ilgili bir iletişim olacaksa bunun Merkez Bankası tarafından yapılmasını önemli görüyoruz” diyen Babacan, “Merkez Bankası bütün eleştirileri dinleyip değerlendiriyor, bugünden PPK’nın ne şekilde karar vereceği konusunda yorumda bulunmayız” diye konuştu.
Bank Asya'yla ilgili olarak da konuşan Babacan, "Bank Asya'da ortaklar ile ilgili bilgiler süresi içinde verilmedi, bilgiler geldikten sonra BDDK'nın değerlendirme süreci başlayacak ve BDDK nihai bir karar verecek" değerlendirmesinde bulundu.
VATANDAŞIN BORCU ŞİŞTİ
16 Ocak'ta başlayan faiz tartışmalarından bu yana dolar kuru yüzde 8.8 değer kazandı ve 2.3044 lira seviyelerinden 2.5070 liraya kadar yükseldi. Bu tüm Türkiye'deki sanayiciden bankacıya, hükümetten vatandaşa herkesin dolar yükümlülüğünün 38.5 milyar dolar artmasına neden oldu. Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP), bir ekonomideki herkesin bankalar, devlet, vatandaşlar, reel sektör finansal alacakları ile borçlarının stok değişimini gösteriyor. Bu alacak ile borç arasındaki fark ise uluslararası net yatırım pozisyonu olarak adlandırılıyor. Başka bir değişle net uluslararası yatırım pozisyonu, Türkiye'nin yurtdışından alacaklarıyla, Türkiye'nin yurtdışına borçlarının farkını gösteriyor. Net UYP pozisyonunun negatif olması ülkenin borçlarının alacaklarından fazla olduğunu ortaya koyuyor.
26 GÜNLÜK YÜK
Merkez bankası Kasım 2014 itibariyle olan verilerine göre Türkiye'nin uluslararası net yatırım pozisyonu 438 milyar dolar. Yani Merkez Bankası, hükümet, bankalar, reel sektör ve biz vatandaşların toplam 234.8 milyar dolarlık varlığı varken 672.9 milyar dolar borcu bulunuyor. Türkiye'nin finansal yükümlülükleri alacaklarından fazla. Bu yükümlülük de dolar kurundaki yükseliş ve inişe duyarlı. Son haftalardaki faiz tartışmasıyla 16 Ocak'ta 2.3044 lira seviyelerinde olan dolar 2.5070 lira olan tarihi zirvesini gördü. Peki bu 26 günde yaşanan yüzde 8.8'i bulan dolardaki değerlenme tüm Türkiye'de her bir ferdi kapsayan dolar yükümlülüğünü neye yükseltti? Tam 38.5 milyar dolara. 26 gün öncesine göre 438 milyar dolarlık açık pozisyon artık 38.5 milyar dolar daha fazla.
YÜK NASIL DAĞILIYOR
Merkez Bankası uluslararası net yatırım pozisyonunu belirlerken Türkiye'yi dört kısıma ayırıyor. Merkez Bankası, Bankalar, Genel Hükümet ve Diğer Sektörler. Diğer sektörler ise sigorta şirketleri gibi bankacılık dışı sigorta şirketleri, reel sektör, ticari birlik gibi kâr amaçlı çalışmayan kuruluşlar ve gerçek kişilerden oluşan hane halkı. Bu dört ana grubun yükümlülüklerine yakından bakalım.
1) Merkez Bankası: 133.4 milyar dolarlık rezervine karşılık olarak sadece 2.6 milyar dolarlık yükümlülüğü var. Merkez Bankası'nın açık pozisyonu yok.
2) Bankalar: Kamu ve özel bankaları içeriyor. 27.2 milyar dolar varlığı ya da alacağı olan bankaların 197.9 milyar dolar borcu yani yükümlülüğü bulunuyor. Bu bankaların açık pozisyonda olduğuna işaret ediyor. Ve dolar kurundaki artış bankalara 15 milyar dolarlık ek yük getirdi.
3) Kamu: Merkezi yönetim, yerel yönetim ve hükümet tarafından yönetilen sosyal güvenlik kurumlarını kapsıyor. Hükümetin 1.3 milyar dolarlık varlığına karşın 121.3 milyar dolarlık yükümlülüğü var. Bu hükümetin açık pozisyonunun bulunduğunu ve kurdaki artışın 10.5 milyar dolarlık ek yük getirdiğini gösteriyor.
4) Vatandaş ve reel sektör: Bankacılık dışı finansal kuruluşlar, reel sektör, kar amaçlı olmayan kuruluşlar ve hanehalkları bu grupta. Bu grubun 29.2 milyar dolarlık alacağına karşılık 176.7 milyar dolarlık borcu bulunuyor. Yani dolar açık pozisyonu mevcut. Bu grubun kurdan zararı ise 13 milyar dolar.
ENFLASYONA ETKİ EDECEK
Doların enflasyona etkisi de bulunuyor. Ki bunu son iki günde yapılan benzin ve motorin zamlarından da görebiliyoruz. Petrol fiyatları ne kadar düşse de dolardaki yükseliş nedeniyle maliyet artıyor ve benzin ile motorin fiyatlarına zam geliyor. Bunun dışında yurtdışından ithal edilen tüm malların fiyatı da artıyor. Cep telefonu, bilgisayar gibi ithal ürünler artık daha yüksek fiyata satılıyor. Bu da şubat ayı enflasyonuna etki edecek.
SIKINTIYA GİREBİLİR
Türkiye geçen yıl 176.7 milyar dolarlık ara malı ithalatı yaptı. Bu ithalat üretimde kullanıldı. Sanayici ve ihracatçı ara malını dolarla ithal ediyor ancak satış Euro ve dolar üzerinden gerçekleştirildi. Nitekim Türkiye'nin 2014'teki 157.7 milyar dolarlık ithalatının 74.7 milyar doları dolar üzerinden, 70 milyar doları da Euro üzerinden yapıldı.
KUR FATURASI
BANKALARA: 15 milyar dolar
DEVLETE: 10.5 milyar dolar
VATANDAŞ+SANAYİCİYE: 13 milyar dolar
TOPLAM: 38.5 milyar dolar