Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim artarken Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nden Donbass’taki son duruma yönelik açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, 1 askerin daha hayatını kaybettiği, 4 askerin de ağır yaralandığı ifade edildi.
Otomatik silahlar, havan topları ve tanksavarlarla açılan ateş sonucunda bugün saat 17:00 itibarıyla 70 kez ihlal tespit edildiği duyuruldu. Ukrayna ordusu tarafından durumun kontrol altında olduğu bildirilirken, gerektiğinde karşı tarafa aynı yolla cevap verileceği de belirtildi.
Öte yandan Ukrayna Ordusu, ayrılıkçılara ait bir İnsansız Hava Aracı’nın düşürüldüğü açıkladı.
Ukrayna'da Rusya yanlısı ayrılıkçı hükümetin Başkanı Denis Puşilin tarafından bölgede askeri seferberlik ilan edildi. Ukrayna'nın Donetsk bölgesindeki Rusya yanlısı ayrılıkçı hükümetin Başkanı Denis Puşilin tam bir askeri seferberliğin ilan edildiği bildiri yayınladı.
Puşilin tarafından yapılan açıklamada, “Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin vatandaşları, Ukrayna tarafında Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ne yönelik ateş açılıyor. Güvenlik güçlerimiz, Ukrayna istihbaratı tarafından organize edilen birkaç patlamayı engelledi. Bize bombalarla, mermilerle her yönden saldırıyorlar. Yerli halkın 18 Şubat’ta Rusya Federasyonu’na tahliyesi başladı. Kiev’in her türlü agresif hareketine cevap verecek durumdayız. Birlik olmak zorundayız. Ülkemin silah tutabilecek tüm erkeklerine sesleniyorum. Yedeklerde bulunan yurttaşlarımı askerlik ofislerine gelmeye çağırıyorum. Bölgede tam seferberlik kararını imzaladım" dedi.
Puşilin’in yayınladığı bildirinin ardından benzer bir duyuru da Lugansk bölgesindeki mevkidaşından hızla geldi.
Rusya yanlısı ayrılıkçılar, Ukrayna Sınır Muhafızları’na bağlı Schastye (Mutluluk) sınır kapısına ateş açtı.
Ukrayna Devlet Sınır Muhafızları Teşkilatı’ndan yayınlanan görüntülerle birlikte yapılan açıklamada, Ukrayna kontrolündeki Schastye Sınır Kapısı’nın ateş altına alındığı duyuruldu. Ayrılıkçılar tarafından açılan ateş anında kontrol noktasında bulunan bir görevli o anları anbean kayıt altına alırken, şaşkınlığını da gizleyemedi. Görüntülerde, görevlinin yanından geçen kurşunların sesi de çok net bir şekilde duyuldu.
Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’daki vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulundu. Fransa Dışişleri Bakanlığının resmi sayfasında yayınlanan açıklamada, "Rus birliklerinin Ukrayna sınırlarında yoğunlaşmasının oluşturduğu gerilim ve ülkenin doğusundaki temas hattı boyunca ateşkes ihlallerinin yeniden canlanması sebebiyle, Ukrayna’ya gidilmemesi tavsiye ediliyor. Bakanlıktan yapılan açıklamada ayrıca, “Ukrayna’nın Harkov, Luhansk, Dnipro ve Donetsk bölgelerindeki Fransız vatandaşlarının önlem olarak bu bölgeleri gecikmeden terk etmelerini tavsiye ediyoruz. Ukrayna’da kalan tüm Fransız vatandaşlarını zorunlu nedenler dışında ülkeyi terk etmeye çağırıyoruz. Ukrayna’ya yapılacak tüm seyahatlerin de ertelenmesini öneriyoruz” ifadelerine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Almanya vatandaşları Ukrayna’ya seyahat etmemeleri konusunda uyarıldı.
Almanların ülkeyi acilen terk etmesine yönelik çağrı yapılan açıklamada, vatandaşların vaktinde Ukrayna'dan ayrılması istendi.
Açıklamada, Ukrayna'ya bir Rus saldırısı olması durumunda Almanya vatandaşlarını destekleme imkanının sınırlı olduğu belirtildi.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin Ukrayna sınırında Rus askeri birliklerin varlığı ve hareketleri nedeniyle arttığı aktarılan açıklamada, "Askeri çatışma her an için mümkündür." değerlendirmesinde bulunuldu.
Alman hava yolu şirketi Lufthansa, 21 Şubat'tan itibaren Kiev uçuşlarını askıya alacağını bildirdi.
Şirketten yapılan açıklamada, 21-28 Şubat'ta Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gidiş ve dönüş uçuşlarının askıya alınacağı belirtildi.
Durumun takip edildiğinin vurgulandığı açıklamada, ileri bir tarihte uçuşlar hakkında karar verileceği ifade edildi.
Lufthansa’nın kararı, Almanya’nın vatandaşlarından Ukrayna'yı hemen terk etmesini istemesinden sonra geldi.
G7 ülkeleri, Rusya'ya diplomasi yolunu seçmesi, gerilimi düşürmesi ve askeri güçlerini Ukrayna sınırından çekmesi çağrısında bulundu.
İngiltere, ABD, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya'dan oluşan ülkelerin Dışişleri Bakanları ile Avrupa Birliği (AB) Yüksek Temsilcisi tarafından Rusya ve Ukrayna'ya ilişkin ortak açıklama yapıldı.
G7 ülkelerinin, Rusya'nın Ukrayna çevresinde, yasa dışı ilhak edilen Kırım'da ve Belarus'ta tehditkar askeri yığınağı konusunda ciddi endişe duyduğu belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana Avrupa kıtasındaki en büyük konuşlandırma olan Rusya'nın sebepsiz ve haksız askeri güç yığınağı, küresel güvenliğe ve uluslararası düzene meydan okumadır. Rusya'yı diplomasi yolunu seçmeye, gerilimi düşürmeye, askeri güçlerini Ukrayna sınırlarının yakınından önemli ölçüde geri çekmeye, risk azaltma ve askeri faaliyetlerin şeffaflığı da dahil uluslararası taahhütlere tam olarak uymaya çağırıyoruz."
G7 ülkelerinin ilk adım olarak Rusya'nın Ukrayna sınırları boyunca askeri faaliyetlerini azalttığı açıklamasını uygulamasını beklediği vurgulanan açıklamada, "Bu azalmaya dair hiçbir kanıt görmedik. Rusya'yı yaptıklarına göre değerlendireceğiz." ifadesine yer verildi.
Açıklamada, Rusya'nın diplomatik ilişki kurmaya istekli olduğuna dair son açıklamalarının not edildiği aktarılarak "Avrupa güvenliği, risk azaltma, şeffaflık, güven inşa etme ve silahların kontrolü gibi karşılıklı endişe yaratan konularda Rusya'yla diyaloğu sürdürme taahhüdümüzün altını çiziyoruz. Ayrıca mevcut krize barışçıl ve diplomatik bir çözüm bulma taahhüdümüzü yineliyoruz." değerlendirmesinde bulunuldu.
G7 ülkeleri, meşru güvenlik endişelerinin giderilmesi için "diplomatik çözümler" keşfetmeye hazır olsa da Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik herhangi bir askeri saldırganlığın ciddi sonuçlara yol açabileceğine işaret edilen açıklamada, bu saldırganlığın çok çeşitli sektörel ve bireysel hedeflere mali ve ekonomik yaptırımlar dahil büyük sonuçları olacağından şüphe duyulmaması gerektiği bildirildi.
Açıklamada, G7 ülkelerinin, Ukrayna halkıyla dayanışma ve Ukrayna'nın demokrasisini ve kurumlarını güçlendirme çabalarına desteğin yeniden teyit edildiği vurgulanarak şunlar kaydedildi:
"Ukrayna'nın ekonomik ve finansal istikrarını ve halkının refahını korumaya yardımcı olmanın son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. 2014'ten bu yana verdiğimiz yardıma dayanarak Ukrayna'nın mukavemetinin güçlendirilmesini desteklemek için Ukraynalı makamlarla yakın koordinasyon içinde katkıda bulunmaya kararlıyız. Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırları ve kara suları içindeki egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan sarsılmaz bağlılığımızı yineliyoruz. Herhangi bir egemen devletin kendi geleceğini ve güvenlik düzenlemelerini belirleme hakkını yeniden teyit ediyoruz. Ukrayna'nın devam eden provokasyonlar ve istikrarsızlaştırma çabaları karşısında temkinli duruşunu takdir ediyoruz."
Rusya'nın tansiyonu düşürmesi ve Minsk anlaşmalarının uygulanmasına yönelik taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, son günlerde temas hattındaki ateşkes ihlallerindeki artışın oldukça "endişe verici" olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Minsk anlaşmalarının açık bir ihlalini oluşturan ağır silahların kullanımının ve sivil bölgelerin ayrım gözetmeksizin bombalanması kınandı.
Rusya'nın, Ukrayna'nın hükûmet kontrolünde olmayan bölgelerinde yaşayanlara Rus pasaportu dağıtmaya devam etmesinin de kınandığı açıklamada, bunun, Minsk anlaşmalarının ruhuna açıkça "aykırı" olduğu ifade edildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Askeri tırmanışın zeminini hazırlıyor olarak görülmesi gereken, kendi kendini ilan eden 'Halk Cumhuriyetleri (Ukrayna'nın Donbas bölgesindeki sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Lugansk Halk Cumhuriyeti) tarafından alınan önlemlerden özellikle endişe duyuyoruz. Sahnelenen olayların olası bir askeri tırmanış için bahane olarak kullanılabileceğinden endişe duyuyoruz. Rusya, bu cumhuriyetler üzerindeki etkisini kısıtlamak ve gerilimi azaltmak için kullanmalı.
Bu bağlamda, gözlemcileri gerilimi azaltma çabalarında kilit rol oynayan AGİT'in Özel İzleme Misyonu'na desteğimizi kesin olarak ifade ediyoruz. Bu misyonun, faaliyetlerini kısıtlama olmaksızın ve Ukrayna'nın doğusundaki insanların yararına ve güvenliği için hareket özgürlüğüne sahip olmaksızın tam görevini yerine getirmesine izin verilmeli."
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Ukrayna-Rusya arasındaki gerilimin yükselmesinin ardından yaptığı açıklamada "Polonya Kiev'e takviye savunma silahları sağlamaya hazır." ifadesini kullandı.
Polonya Başbakanı ayrıca "Herkes barış ister ancak Kremlin'den gelen sinyaller, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in savaş başlatmaya çalıştığını gösteriyor." diye konuştu.
Polonya, 1 Şubat'ta Ukrayna'ya füze, topçu mühimmatı, uçaksavar füzesi, hafif havan topları, insansız hava araçları ve çeşitli savunma silahı yardımı yapılacağını açıklamıştı.
NATO'nun Ukrayna'da görev yapan personelinin güvenlik nedeniyle başkent Kiev'den batıdaki Lviv kentine nakledildiği bildirildi. NATO'dan bir yetkili, personelin güvenliğinin kendileri için en önemli konulardan olduğunu belirtti.
Bu nedenle başkent Kiev'deki personelin bir kısmının Ukrayna'nın batısında bulunan Lviv'e, bir kısmının da NATO karargahının bulunduğu Brüksel'e gönderildiği kaydedildi. NATO yetkilisi, ittifakın Ukrayna'daki ofislerinin halen işler vaziyette bulunduğunu aktardı.
Birçok ülke de Rusya'nın Ukrayna sınırında askeri yığınak yapmasıyla artan gerilim sonrası Kiev'deki personelini daha önce Lviv'e göndermişti.
Batılı ülkeler Rusya'nın Ukrayna'ya yakın zamanda işgal harekatı başlatacağını savunuyor. Rusya ise bu iddiayı reddediyor.
Avrupa Birliği (AB), Ukrayna'nın doğusunda ateşkes ihlallerini ve sivil bölgelerin rastgele hedef alınmasını kınadığını duyurdu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in ofisinden yapılan açıklamada, Rusya'nın Ukrayna sınırlarına geniş çaplı silahlı kuvvet yığmasının ciddi endişe kaynağı olmaya devam ettiği belirtildi.
"AB, Rusya'yı, Ukrayna sınırlarının yakınından askeri güçlerini önemli ölçüde geri çekerek gerilimi düşürmeye çağırıyor." denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bu tırmanış, son günlerde Ukrayna'nın doğusundaki temas hattı boyunca artan ateşkes ihlalleriyle daha da kötüleşiyor. AB, Minsk anlaşmalarının ve uluslararası insani hukukun açık ihlalini oluşturan ağır silah kullanımını ve sivil bölgelerin rastgele biçimde bombalanmasını kınıyor. Ukrayna'nın devam eden provokasyonlar ve istikrarsızlaştırma çabaları karşısında temkinli tutumunu takdir ediyoruz. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Özel Temsilcisi'nin, mevcut gerilimleri yatıştırmak için Üçlü Temas Grubunu olağanüstü toplantıya çağırma önerisini destekliyoruz ve Grubun tüm katılımcılarını mevcut durumu diplomatik olarak ele almak için bu çabaya ortak olmaya çağırıyoruz."
Açıklamada AB'nin provokasyonların olası bir askeri tırmanış için bahane olarak kullanılabilmesinden son derece endişeli olduğu belirtilirken, AGİT Gözlem Misyonu'na hareket özgürlüğü tanınması çağrısı yapıldı.
Açıklamada muhtemel yaptırımlara değinilerek, "Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik herhangi bir askeri saldırısı, ortaklarla koordine edilen kısıtlayıcı önlemler dahil büyük sonuçlara ve ciddi maliyetlere sahip olacaktır." ifadeleri kullanıldı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Rusya ile gerilimin yükseldiği Ukrayna'nın doğusunda taraflara, halka su gibi temel hizmetleri sağlayan altyapı tesislerine zarar vermeme çağrısında bulundu. ICRC'den yapılan yazılı açıklamada, Ukrayna'nın doğusundaki sınır bölgesinde insani durum ele alındı.
Bölgede son haftalarda artan gerilimin su tedariki ve sağlık hizmetlerini durma noktasına getirdiği belirtilerek, "Son iki gündür Donetsk bölgesinde 1 milyondan fazla kişiye içme suyu sağlayan en az 2 büyük su pompası istasyonu başta olmak üzere hastaneler ve diğer bazı temel hizmetler, artan gerilimden ötürü işlemez hale geldi." ifadesi kullanıldı.
Ukrayna'daki Kızılhaç ekibinin ayrıca Donetsk'te mağdur durumdaki sivillere yardım ulaştırmak için planladığı ziyaretleri iptal etmek zorunda kaldığı bilgisi paylaşıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen ICRC Ukrayna Delegasyonu Başkanı Florence Gillette, "Ukrayna'nın doğusunda son birkaç gündür meydana gelen gelişmelerden oldukça endişeliyiz." ifadesini kullandı.
Gillette, temel hizmetleri sağlayan sivil altyapı tesisleri ve buralarda çalışan personelin Uluslararası İnsan Hakları Hukuku himayesinde korunması gerektiğini vurguladı. Ukrayna'nın doğusundaki halkın bundan önce 8 yıl süren çatışmaların bedelini ödediğini hatırlatan Gillette, ICRC olarak bölgede daha fazla acıya şahit olmamayı umduklarını belirtti. (AA/İHA)