HABER

Rusya'nın Astana süreciyle sınavı

Beşşar Esed rejimi, Rusya'nın garantörlüğünü üstlendiği Astana anlaşmaları sürecinde geniş toprak parçalarını ele geçirdi - Bir milyona yakın insanın göç etmek zorunda kaldığı ve binlerce kişinin hayatını kaybettiği saldırılar, Rusya'nın garantörlüğüne rağmen sürdü - Rejimin saldırı ve ilerlemelerine engel olmayan Rusya, birçok durumda bunlara hava saldırılarıyla aktif destek verdi - Astana sürecine rağmen Esed rejimi Humus, Doğu Guta ve Dera-Kuneytra Gerginliği Azaltma Bölgelerini Rus savaş uçakları sayesinde ele geçirdi - Rus paralı askerleri ve özel kuvvetleri, İdlib'de saldırılarına devam eden Esed rejimi ve İran destekli terörist gruplara doğrudan destek veriyor - Türkiye, Rusya'ya etkin garantörlük yükümlülüklerini hatırlatmaya devam ediyor

SELEN TEMİZER/LEVENT TOK - Rusya'nın Astana anlaşmaları sürecinde garantörlüğünü üslendiği Beşar Esed rejimi, çatışmasızlık bölgelerinden İdlib hariç hepsini ele geçirdi. Esed rejiminin saldırılarının önüne geçmeyen Rusya, pek çok kez bunlara savaş uçaklarıyla doğrudan destek verdi.

İç savaşın başından bu yana Esed rejiminin en büyük destekçisi olan Rusya, Aralık 2016'da Türkiye'nin çağrıları üzerine Halep'te rejim kuşatmasındaki sivillerin tahliyesi için "garantörlük" rolünü üstlendi.

Ankara ve Moskova yönetimlerinin iş birliğiyle Halepli sivillerin 4 ay süren rejim ablukasından çıkarılması, ikili arasındaki ortaklığın Suriye'nin geneline yayılması fikrini doğurdu.

Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'da Ocak 2017'de bir araya gelen Türk ve Rus yetkililer, "Astana formatlı" görüşmeleri başlattı.

4-5 Mayıs 2017'deki görüşmede, Türkiye, Rusya ve garantör olarak dahil edilen İran, Suriye'de çatışmaların en yoğun olduğu 4 bölgeyi "Gerginliği Azaltma Bölgesi" ilan etti.

Buna göre, İdlib ili ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyindeki belli bölgeler, başkent Şam'daki Doğu Guta ile Suriye'nin güneyinin bazı bölgelerinde (Dera ve Kuneytra vilayetleri) ateşkes yürürlüğe girdi.

Rusya'nın imza attığı anlaşmalarla sınavı böylece başladı.

- Rusya, müttefikinin ilerleyişine havadan destek oldu

Garantörlüğünü üstlendiği Şam yönetiminin ateşkes ortamından faydalanarak toprak elde etme çabasına her defasında göz yuman Rusya, çoğu zaman da muhalifler karşısında güç kaybeden müttefikinin ilerleyişine havadan destek verdi.

İlk olarak, Mayıs 2017'de Humus'taki, ardından Nisan 2018'de Doğu Guta'daki ve Haziran 2018'de de ülkenin güneyindeki Gerginliği Azaltma Bölgeleri, iki müttefikin yoğun saldırıları, ablukası ve tehcir politikası neticesinde rejimin kontrolüne girdi.

Üç bölgeden tehcir edilen siviller, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ne sığındı ve bölgenin nüfusu 4 milyona ulaştı.

Rejimin, bu kez de kuzeye yoğunlaşması üzerine Türkiye, İdlib'de yeni katliam ve göç felaketinin yaşanmaması için devreye girdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin, Rusya'nın Soçi kentinde 17 Eylül 2018'de bir araya gelerek, İdlib'de ateşkesi güçlendirmek için ek bir mutabakata vardı.

Ancak Rusya, imza attığı bu metne rağmen müttefikine güçlü desteğini sürdürdü.

Bölgedeki göç sürecini izleyen ve verilendiren Suriye Müdahale Koordinatörlüğü'nün istatistiklerine göre, İdlib mutabakatından bu yana 945 bin 992 sivil rejim ve destekçilerinin saldırılarında yerinden edildi.

Türkiye ise bu süre içerisinde Rusya'ya garantörlük sorumluluklarını hatırlatmaya devam ediyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün yaptığı açıklamada, İdlib'de genel bir ateşkesin tesis edilmesi, sükunetin sağlanmasıyla ilgili Rus muhataplarıyla temasta olduklarını belirtmişti.

Rus lider Putin ise önceki gün İdlib'deki gelişmeleri, "Rusya, Suriye ordusunun İdlib'deki teröristlere karşı çabalarını destekliyor." ifadeleriyle değerlendirmişti.

- Karadan da geniş ve açık destek

Rusya, diğer bölgelerde de zaman zaman rejime kara desteği sağlamış olsa da kapsamlı ve açık şekilde ilk defa İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde kara savaşına müdahil oldu.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Hama kırsalındaki çatışmalarda yaklaşık 65 Rus savaşçı mevcut. Bunların yarısından çoğu Vega ve Wagner gibi özel askeri şirketler için çalışan sözleşmeli askerlerden oluşuyor. Bu güçler, Rus özel kuvvetleri (Spetnaz) ve askeri istihbarat birimi (GRU) ile ortak hareket ediyor. Söz konusu kuvvetler, rejimin kontrolüne giren Kefrenbude ilçesi, Habit beldesi ve Mellah Tepesi bölgelerinde aktif halde kara savaşına dahil oldu.

Lazkiye kırsalındaki Kebbine cephesinde çekilmiş fotoğrafları da yayılan Rus özel kuvvetleri mensupları, Türkmendağı, Kürtdağı, Keseb ve Selma arasında konuşlu durumdalar. Bu bölgede de yaklaşık 170 Rus özel kuvvetiyle askeri şirket çalışanı olduğu biliniyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da dünkü açıklamasında, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde Rus askeri birliklerinin bulunduğunu ve Suriye ordusuyla hareket ettiğini dile getirmişti.

İdlib'deki askeri muhaliflerin çatı kuruluşu ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bileşeni Ulusal Özgürleştirme Cephesi Sözcüsü Naci Mustafa, 19 Temmuz'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, "(Hama'nın kuzey kırsalındaki son çatışmalarda) Bu defa farklı ve kapsamlı şekilde Rusya'ya ait piyade birliklerinin rejim güçleriyle ön saflarda çatıştığını görüyoruz." ifadelerini kullanmıştı.

En Çok Aranan Haberler