Gerçekten 21 günde mutlu olan bir kadın mı yazdı bu kitabı?
Evet, öyle. Mutluluk bir tercihtir deyip epey uğraş verdim, kafa yordum, kendi üzerimde deneyler bile yaptım.
Ne gibi deneyler?
Çaktırmam ama çok evhamlıyımdır. Bu kafayı nasıl değiştireceğim üzerine düşündüm ve formüllerini buldum.
“Çok gülen kadınların derin yaraları vardır” derler. O kahkahaların kamuflaj mı?
Öyle aslında. Kitapta büyük bir açık yüreklilikle çocukluğumdan bu yana neler yaşadığımı yazdım. Belki de iki yaşındayken geliştirdim bu kahkaha yöntemini ve çok uzun süre işe yaradı. Fakat belirli bir yaştan sonra kamufle edip üstünü örtmek yerine, içeri girip onarmam gerekti.
■ Mutluluk denince genelde evli, mutlu, çocuklu bir hayat resmi çizilir...
Çocuk ve koca mutluluğun parçaları ama sen kendinle mutlu olmadığın, barışmadığın sürece onlardan da yeteri kadar haz alamazsın.
Arkadaşların dertleşirler mi seninle?
Çok. Güven veriyorum herhalde, beni gören anlatıyor. İyi bir dinleyiciyim. Eskiden tavsiyelerde bulunur, sonra tavsiyelerime uymazlarsa bozulurdum. Sonra baktım ki herkesin kendi hayat yolculuğu. Ben sadece kendi bakış açımla ne yapması gerektiğini söyleyebilirim. Herhangi bir şey dayatamam.
Verdiğin fikirleri kendin de uygular mısın?
Başkasına fikir vermek daha kolay. Kendin olunca objektif olamıyorsun. Onun için de bir formül geliştirdim, kendimi olayların dışına koyuyorum. Mesela, “Uçaktayım ve aşağıdaki Saba bunu yaşıyor, ne yapmalı?” diyorum.
İlişkilerde taktikçi bir kadın mısın?
Hiç değilim. Tamamen içgüdüselim.
İlk mesajı karşı taraf atsın gibi kadınsal dürtülerin var mı?
Yok canım. Diyelim ki mesajı attım ve cevap gelmedi, ben hâlâ benim. Cevap vermezse vermez, aramazsa aramaz, artık geçtim oraları. Kendi üzerime düşeni yaparım, gerisi karşı tarafta.
İkili ilişkilerde mutlu olmak için bir reçeten var mı?
İçgüdüsel davranmak lazım. Karşımdaki taktik yapıyorum sanıyor, öyle alıştıkları için. Kıskançlığım yoktur, fazla soru sormam. Rahat yaşarım, adamı yiyip bitirmem. Öteki bana şov gibi geliyor. Telefon karıştırma falan... Neden kendimi mutsuz edecek bir şeyle yüzleşeyim ki?
Bu kadar rahat davranman karşı tarafı bir süre sonra mutsuz etmez mi?
Bütün ilişkilerimde iki taraf da çok mutlu oldu. Sonrasında arkadaşlık ve dostluğumuzun devam etmesi de hep bu sayede oldu.
İnsan en özel şeylerini paylaştığı insanla nasıl dost kalır?
Kalıyorum. Zaten o duygu bittikten sonra dostluğa geçiyorsunuz. Bir şey hissetmiyorsan çok rahat dost olabilirsin.
BEN TERK ETMEM VAZGEÇERİM
Neden evlenmedin hiç?
Evlenirsem kalıcı olsun istiyorum, saygı bitsin istemiyorum. Neden evlenirsin? Çocuk yapmak için. Belki de tercihlerim yanlıştı. “Çocuğumun babası bu olsun” diyeceğim biriyle karşılaşmadım.
Aşk bir dengesizlik işi... Dengeyi kaybettiğin zamanlar oldu mu?
Kendimi kontrol edebiliyorum. Ben terk etmem, vazgeçerim. Bir hareketiyle soğuyorum. Onun hiç tahmin etmeyeceği bir cümlesindeki bir tınıdan yalan söylediğini hissedip, vazgeçtiğim oldu mesela. Bir anda soğudum, “Ben yokum artık” dedim.
Fedon, “Sevişince aşk biter” demişti, inanıyor musun buna?
Ne bitmesi? Sevişince aşk alevlenir, tavan yapar. İki tenin birleşmesi kadar güzel bir şey var mı? Nasıl oduna ateş atıp alevlendirirsin, onun gibi bir şey sevişmek.
Sevişmeden ilişki olmaz mı?
Arkadaşlık, dostluk olur, ne olacak.
Kadınların ilişkide en büyük sorunu ne?
Önce kendileri olup, kendilerini bilmeleri lazım. Çok aşık olduklarını sanıyorlar ama beyinlerindeki bir takıntı aslında. Benim hiçbir zaman bir adamla birlikte olayım, evleneyim, statü kazanayım gibi bir derdim olmadı. Ama öyle bakıyorlar şimdi.
Erkeği cüzdan gibi gören kadınlar da var...
Maalesef. Erkekte de var, kadında da. Önemli olan kalbinle görmek.
Seni önce ne etkiler?
Aynı şeylere gülebiliyorsan, konuşabiliyorsan, keyif alıyorsan ve tenin de uyuşuyorsa tamamdır, daha ne olsun.
Ya maddiyat?
Bugün onda, yarın bende var. Tabii ki para önemli ama ben duygu kadınıyım, seveyim, aşık olayım isterim.
Romantik bir kadın mısın?
Hiç değilim. Brad Pitt şiir okusa bir hafta dayanırım. O da adına hürmeten. Şiir okuyan adamla hiç olamam. Senede bir kere okuyabilir, o da yılbaşında falan.
HİÇ TAVLANMADIM HEP TAVLADIM
Seni tavlamak zor değil gibi...
Çok zor aslında, bir şey görmem lazım. Ben zaten hiç tavlanmadım hep tavladım.
Var mı bir tavlama yöntemin?
Gizli, enerjik bir oltam var benim; beğendiğim biriyle muhakkak karşılaşırız. Ekstra çaba sarf etmeme gerek kalmaz. Denk geldiğimiz zaman alevlenirse alevlenir. Ben ateş yakmıyorum, enerjim bir şekilde ulaşıyor. Bazen de olmuyor, aynı kafada olmadığımızı anlayınca.
Şiiri geçtim, çiçekle tavlamak da mümkün değil mi seni?
Beni tanıştırsınlar, bana çiçekler gönderilsin gibi bir durumum olmadı, izin vermem. Enerji olarak izin vermeyince, cesaret edip çiçek de gönderemiyorlar.
Şu meşhur kahkahanı kendince yorumlarsan sence hangisi? Çocuksu mu, seksi mi?
Hepsi. Kahkahamın desibelinin yükselmesi ilk kez aşk acısıyla oldu.
Çok hoşlandıysan o kişiyi takip eder misin?
Gençken yapıyordum. Uzun zamandır yapmıyorum. Kendim daha değerliyim artık, o gelsin peşimden koşsun.
Hayatında biri var mı?
Şu ara yok.
Yoksa istemiyor musun?
İstemiyor değilim, dinlendiğim bir dönemdeyim. Bütün sene İstanbul’da değildim, tiyatro için turnedeydim. Sonra kitabıma konsantre oldum. Enerjimi dağıtacak bir şey istemedim.
Seni biriyle elele görmedik hiç.
Benden hep meşhur biriyle beraber olmam bekleniyor. Meşhur olmayınca da anlamıyorlar, çekmiyorlar. Bir de özel hayatımı kendi içimde yaşarım. Ne zamanki özelimden çıkar, geleceğim olur, “Budur” derim, o zaman çıkarız tabii.
Uzun ilişkilerin kadını mısın?
Evet, uzun sürer benim hep. 2 yıl, 3 yıl, 7 yıl...
Peki, neden biter ilişkilerin?
Duygu bitince, birbirimizin hayatındaki görevimiz sona erince ilişki de bitiyor. O kadar alevli bir şey nasıl bitebilir, mantıksız aslında.
Aynı evin içine girince ilişki bozuluyor mu?
Aşkı diri tutan özlemdir. 7/24 beraber olmaz.
Veya seviştikten sonra ayrı yataklarda yatmak?
O kadar da değil.
Karizmatik bir adam ama takım elbisenin altına beyaz çorap giyiyor. Şansı var mı?
Şekilci değilim o kadar. Beğenmiyorsan söylersin, değiştirir.