'Her tarafım ağrıyor, gece uyumama rağmen yorgun kalkıyorum' diyorsanız fibromiyalji denilen özel tipte bir romatizmal hastalığınız olabilir. Bu hastalıkta şikâyetler yağmurla birlikte artıyor
Yorgunluk, halsizlik. Eklem çevrelerinde şişlik. Yağmurla birlikte artan ve sebebi belirlenemeyen ağrıların ardında fibromiyalji adı verilen bir rotamizmal hastalık olabilir. Prof. Dr. Murat İnanç anlattı:
Nedeni tam olarak belirlenmemiş yaygın ağrıların romatizmayla ilişkisi olabilir mi?
Nedeni bilinmeyen yaygın ağrılara fibromiyalji sendromu diyoruz. Fibromiyalji tıbbın uzun süredir uğraştığı, hâlâ tam çözemediği sık görülen bir sorun. Bazı bilim adamları fibromiyaljinin bir hastalık olarak tanımlanacak özelliklere sahip olmadığını ve birbiriyle ilgisi olmayan belirtilerden ibaret olduğunu ileri sürüyor. Gerçekten de yaygın ağrılardan şikayet eden kişilerde yapılan ayrıntılı incelemelerde bu ağrıya neden olabilecek organlarla, dokularla ilgili bir anormalliğe rastlanmıyor. Ama bu kişilerde yaygın ağrılarla birlikte sebebi açıklanamayan yorgunluk, uyku bozuklukları, sindirim sistemiyle ilgili şikâyetler bulunuyor. Aynı zamanda ruhsal gerilim veya baskı yaratan faktörlerin olduğu görülüyor. Önceki yıllarda bu durum psikojenik romatizma veya fibrozit adıyla inceleniyordu. Son yıllarda benzer tablolar fibromiyalji ana başlığı altında toplanıyor. İltihaplı romatizmal hastalıkları olanlarda da fibromiyalji ek bir sorun olarak ortaya çıkabiliyor.
Kimlerde daha sık görülür?
Fibromiyalji sıklıkla orta yaş dönemindeki kadınlarda gündeme gelir. Çocuklarda ve yaşlılarda daha nadirdir. Fibromiyaljiyi gösteren kesin bir test yok. Ayrıca belirtilerin çok çeşitli olması nedeniyle toplumdaki sıklığını ortaya çıkarmak zor. Yapılan araştırmalar hastaların yüzde 90 kadın olduğunu ve erişkin kadınların yüzde 5-10'unda bu tip şikâyetler bulunduğunu ortaya koyuyor. Erkeklerde sıklığı yüzde 5'in altında.
Belirtileri nelerdir?
Hastalar boyun, sırt, bacaklar gibi kas-iskelet sisteminin çeşitli bölgelerinde yaygın ağrılardan şikâyet eder. Bir hekim tarafından değerlendirildiğinde hastalarda herhangi bir doku, organ hasarı, belli bir romatizma ya da romatizma dışı hastalık saptanamaz. Yapılan muayenede yaygın ağrıya ek olarak belli bölgelerde kasların hassas olduğu saptanır.
Bu hastalarda ayrıca sabahları kısa süren eklemleri hareket ettirme güçlüğü bulunabilir. Hastalar genellikle eklem ve çevrelerinde şişlikten şikâyet eder. Ancak hekimler muayenede objektif olarak şişliği saptayamaz. Yağmurlu hava gibi hava değişiklikleri de hastanın şikâyetlerinde artışa yol açabilir.
Başka ne tür sorunlar olur?
Ağrılar dışında en sık yorgunluk, halsizlik ve uyku bozukluları görülüyor. Uykusuzluk, yeterli ya da dinlendirici uyuyamama sıktır. Bazı hastalarda bu durum uyku sırasında görülen solunum sorunlarına bağlı olabilir.
Ek olarak hastalarda migren ve gerilim tipi baş ağrıları, bağırsak bozuklukları, adet dönemlerinde sorunlar, sık idrara çıkma, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, ellerde morarma gibi şikâyetler görülebilir. Hastalar soğuk, nem gibi hava şartlarına daha duyarlı olabilir. Şikayetleri dağınık ve birbiriyle ilişkisiz gibi olduğundan hastalar çeşitli uzmanlık dallarından hekimlere başvurabilir. Maalesef bu hastalarda şikâyetlerin nedenini aydınlatmak için çok sayıda kan tetkiki ve görüntüleme yöntemleri istenir. Fakat genellikle bir sonuç elde edilemez. Öte yandan her türlü şikâyetin fibromiyaljiye bağlanması durumunda da yeni ortaya çıkan hastalıklar gözden kaçabilir ve hasta hekime başvurmaktan kaçınabilir.
**Ateşli hastalık ve stres
Sebepleri nedir?**
Müzmin birçok sağlık sorununda olduğu gibi fibromiyaljide de kalıtsal faktörlerin rolü var. Ailede benzer ağrıları olan bireylerin bulunması fibromiyalji gelişme riskini artırıyor. Vücudumuzda ağrı özel mekanizmalarla iletilir. Fibromiyalji tanısı konan hastalarda ağrı iletimiyle ilgili mekanizmaların bozuk olduğundan şüpheleniliyor. Ayrıntıları tam açıklığa kavuşturulamadı ama beyin, hormonlar, kaslar ve çevre sinir sistemindeki bozuklukların yaygın ağrı tablosunun gelişmesine katkıda bulunduğu düşünülüyor. Hastalar genellikle şikâyetlerinin başlangıcında ateşli bir hastalık, ameliyat, kaza gibi travma veya yaşamlarında stres yaratan önemli bir olayın etkili olduğunu ifade ediyor.
Nedensiz ağrılar üzerinde stresin nasıl bir rolü var?
Fibromiyalji teşhisi konan hastaların önemli bir bölümünde stres yaratan faktörler ön plandadır. Bazen hastalığın başlangıcı hastada şiddetli stres yaratan bir olayla ilişkilendirilebilir. Örneğin ailede bir kayıp, kaza bu rahatsızlıkta etkili olabilir. Hastaların bir bölümünde endişe ve depresyon çeşitli derecelerde saptanabilir. Tabii bu durum yaygın ağrıların nedeni değil sonucu olarak da ortaya çıkmış olabilir. Yapılan araştırmalar psikolojik sıkıntıları olan hastaların oranının hekime başvuran hastalarda daha yüksek olduğunu gösteriyor. Hekimler fibromiyalji düşündükleri hastaları incelerken psikiyatri uzmanlarına danışmaları gerekip gerekmediğini de değerlendirirler.
Nasıl teşhis edilir?
Fibromiyalji teşhisi hekimin klinik değerlendirmesiyle konur. Hastadaki belirtilere ve ağrının dağılım ve yerine göre ek tetkikler yapılması gerekir. Kural olarak yapılan tetkiklerin fiziksel bir hasar göstermemesi ve normal olması lazım.
Tedavisi nasıl yapılır?
Hastalığı kolayca ve kısa sürede ortadan kaldıran bir ilaç ya da tedavi yöntemi yok. Tedavide depresyon ilaçlarının, kas gevşeticilerin ve endişeyi azaltan ilaçların yararı olabiliyor. Ağrı kesicilerden de yararlanılabilir. Sinir sistemini etkileyen ilaçlar üzerinde çalışmalar sürüyor. Sonuçları kanıtlanamamış olmakla birlikte meditasyon, masaj ve diyetten yararlanan hastalar da var. Bazı hastalar davranış terapilerinden yarar görebilir. Kullanılan yöntemler içinde fibromiyaljisi olan hastalarda en yararlı tedavi yönteminin uygun ve sürdürülebilen bir egzersiz programı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle aerobik egzersiz yöntemleri tercih edilmeli. Hastalıkla ilgili kötümser tavırlar tedavi sonuçları üzerinde olumsuz etki yapıyor. Bu nedenle hastanın fibromiyalji ile ilgili yeteri kadar bilgi edinmesi ve ağrıların temelinde organ ve dokularında kalıcı bir hasar olmadığını kavraması çok önemli.
Üç aydan uzun süren bel ağrısına dikkat!
Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ve merhum tiyatro sanatçısı Suna Pekuysal'ın hastalığı olarak bilinen ankilozan spondilit'in en önemli belirtisi belin alt tarafında ortaya çıkan ağrı.
Prof. Dr. Murat İnanç hastalıkla ilgili merak edilenleri anlattı:
Ankilozan spondilit nedir?
Müzmin ve ilerleyici iltihaplı bir romatizmal hastalıktır. Ankilozan, Yunanca bükülmüş eklemin hareketsiz kalışını tanımlar. Spondilit ise omurganın iltihabı anlamına gelir. Hastalığın başlangıç yaşı genellikle 15-30 arasındadır. Fakat daha erken ya da geç başlaması da mümkün.
Erkeklerde daha mı sık görülüyor?
Evet, ankilozan spondilit (AS) erkeklerde iki-üç kat daha fazladır. Kadınlarda hastalığın belirtileri daha siliktir. AS göz, akciğer, kalp, böbreği de etkileyebilir.
Belirtileri nelerdir?
Sürekli bel ağrısı ve tutukluk AS 'nin en önemli belirtisi. Toplumda bel ağrısı olan hastalar incelendiğinde bunların önemli bir bölümünde uzun süreli tedavi gerektirecek bir hastalık bulunmayabilir. Fakat AS'de bel ağrısı çok önemli özellikler gösterir. İltihaplı hastalık olduğunu gösteren bu özellikler şunlar: Bel ağrısının üç aydan uzun süredir devam etmesi, genç yaşta ortaya çıkması, sabahları şiddetli tutuklukla birlikte olması, hareketle ve günlük aktivitelerle azalması, başlangıcının sinsi olması ve omurgada hareket kısıtlılığı hatta derin nefes alma güçlükle birlikte olması. Topuk bölgesinde uzun süren ağrıların olması.
Neden ortaya çıkar?
Kalıtsal bir yatkınlıktan söz edilebilir. Hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde ailede başka bir hasta veya hastalar bulunuyor.
Nasıl teşhis edilir?
Kan testleri yapılarak kanda iltihapla ilgili tetkiklerde bozulma saptanır. Görüntüleme yöntemleriyle hastalığın yaptığı değişiklikler ortaya konabilir. Radyografiler uzun süredir hastalığı devam eden hastalarda genellikle yeterli olur. Hastalığın erken dönemlerinde manyetik rezonans ile görüntüleme erken tanı ve hastalığın tutuğu bölgelerin gösterilmesinde yararlıdır. Gereken hastalarda HLA-B27 testi ile kalıtsal yatkınlık ortaya konabilir.
Tedavisi nasıl yapılır?
AS tedavisinde hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yok. Ancak günümüzde düzenli ilaç tedavilerinin hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı yönündeki veriler artıyor. Buna ek olarak standart ilaçlara yanıt vermeyenlerde uygulanabilecek yeni ilaçlar (biyolojik ilaçlar) üretildi. AS'li hastanın hastalığıyla ilgili bilgilendirilmesi gerekir. Hastanın ilaçların tedavideki rolünü ve düzenli egzersizin önemini kavraması bu yöntemlerin sürdürülebilmesi için şart. AS tedavisinde hemen her hastada anti-inflamatuar ilaçların kullanılması gerekiyor. Bu ilaçların uzun süre kullanımında istenmeyen etkilerin izlenmesi çok önemli. Bu ilaçlar hastaların özellikle sabahları daha ağrısız ve kolay hareket etmelerini sağlar. Anti-inflamatuarın yanında kas gevşetici de verilebilir. İltihap belirtilerinin güçlü olduğu hastalarda sulfasalazin, metotreksat gibi uzun dönemde etkili olabilecek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatan ilaçlar kullanılabilir. Hekim gerek gördüğünde kısa veya uzun dönem kortikosteroid (kortizon) içeren ilaçları tedavide uygulayabilir. Gerekirse romatoloji merkezlerinde biyolojik ilaçlar uygulanır.
Vatan