HABER

Sabahattin Önkibar yazdı: Amerika mı Tayyip mi?

Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, bugün kaleme aldığı 'Amerika mı Tayyip mi?' başlıklı yazısında, birkaç gün önce yüz yüze kaldığı kritik soruya verdiği yanıta değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönemde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü öven sözlerine de değinen Önkibar, bu tercihin yürekten mi yoksa başkanlık seçimleri öncesinde yapılan anketler göz önünde bulundurularak başvurulan bir maske mi olduğu konusunda önemli tespitlerde bulundu.

Sabahattin Önkibar yazdı: Amerika mı Tayyip mi?

Birkaç gün önce “Amerika mı Tayyip mi?” sorusuyla yüz yüze geldiğini ifade eden Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, bugün kaleme aldığı “Amerika mı Tayyip mi?” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü öven sözlerine de değindi ve önemli iddialarda bulundu.

İşte Önkibar'ın yazısındaki ilgili o bölüm;

"Birkaç gün önce şöyle bir soruyla yüz yüze geldim:

“Amerika mı Tayyip mi?”

ABD’yi tercih etme ihtimali yüzde sıfır olan ben bile Tayyip demeyip şu karşılığı verdim:

“Ne Amerika ne Tayyip!”

Anket yapılsa abartmıyorum Tayyip Erdoğan’a karşı ABD diyecek önemli bir oran ortaya çıkar.

Oysa biri hâlâ Lozan’ı tanımayan Türkiye düşmanı emperyal bir imparatorluk, diğeri seçilmiş Cumhurbaşkanı.

YÜREKTEN Mİ ANKETTEN Mİ?

Kuşkusuz tercihi etkileyen bu iklimin oluşumunda Tayyip Erdoğan’ın payı var.

Kamplaşma ve cepheleşme söylemleri gözlere mil çekebiliyor ve düşmanlığı aleni küresel bir canavarı bile gölgeleyebiliyor.

Dolayısıyla Erdoğan’ın son Atatürk söylem ya da açılımı birleştiricilik bağlamında önem taşıyor.

Bazı okurlarım geçen gün olduğu gibi yine bana, “Bu Tayyip’in Atatürk demesini nasıl ciddiye alırsın” diye sitem edecek biliyorum.

CHP’li Özgür Özel’in dediği gibi “Söyledikleri yürekten değil, anketten” diyecekler.

Bu bakışta gerçeklik payı yok değil.

TAYYİP’İN ATATÜRK’Ü KEŞFİ

Atatürk ile İnönü’ye, “iki ayyaş” denildiğinde susulurken!

Fesli hokkabazlar Saray’da büyük mütefekkir olarak ağırlanırken!

Ve Zübeyde annemize söven densiz 29 Ekim resepsiyonuna misafir edilirken, şimdi birden Atatürk’ün kâşifi olmak elbette kuşku uyandırıyor.

Peki ama hadiseye şöyle bakamaz mıyız?

Tayyip Erdoğan bile Atatürk’ün 80 milyonu birleştiren yegâne tutkal olduğunu görmüş olamaz mı?

Emperyalizme karşı onun bağımsızlıkçılığıyla direnebileceğimizi benimseyemez mi?

Diyelim takiyye yapıyor.

CÜBBELİLER İLE FESLİLER!

Onlarca yıldır Atatürk dediği işitilmeyen Erdoğan’ın şimdi Atatürk demesi Atatürk isminin büyüklük tescili değil midir?

Öyleyse bunun keyfini sürmek yerine niye kızıyoruz?

Bırakın Atatürk’e deccal diyen cübbeliler, “Yunan galip gelse daha iyi olurdu” diyen Fesli Kadir’ler ve Zübeyde annemize hakaret eden ahmaklar küplere binsin!

İlaveten bu yeni tavır toplumsal barışa katkı yapacak ki bizim nihai amacımız bağcıyı gırtlaklamak değil, üzüm yemek

yani ülkemizin bekası değil mi?

MUKADDESATÇILARA GÖRE ABD VE ATATÜRK!

Ayrıca her yapılanı yapanın isminden hareketle eleştirirsek, yapacağımız gerçek eleştirilerin etkisini azaltmaz mıyız?

Hakikatli olalım ve şunu söyleyelim:

Tayyip Erdoğan veya İslamcı gelenekten gelenler Atatürk’e yenildiklerini kabul ettiler ya da onu sahada keşfetmeye başladılar.

Efendim kullanıyor da olabilirler mi dediniz?

Eğer şimdi ona sığınma gereğini duyuyorlarsa bu yine önemli aşamadır zira bugünkü koşullar ve Türkiye’nin girdiği cendere, bizim mukaddesatçı geniş halk kitlelerine sadece Atatürk’ün büyüklüğünü değil, aynı zamanda hasım Amerika’yı ve kavram olarak emperyalizmi öğretiyor ki bu önemli ve değerlidir."

En Çok Aranan Haberler