Başbakan Binali Yıldırım, "İnternet kullanım oranı, biz yola çıkarken çok düşüktü. Şimdi gelişmiş ülkeler ortalamasını yakalamış durumdayız. 2020'de yüzde 70'i aşacağımızı düşünüyoruz, 2030'da yüzde 85'lere ulaşacağız." dedi.
Yıldırım, Grand Ankara Otel'de düzenlenen Sabit Elektronik Haberleşme Altyapısının Kiralanması Protokolü imza töreninde yaptığı konuşmada, belediyelerin telekom alt yapı şirketi olmaya heveslendiğini belirterek, "İşinizi yapın, kardeşim. Kanalizasyon, su, altyapı, temizlik işleri, park bahçe sizin işleriniz bunlar. Bırakın iletişimciler, iletişim işini yapsın. Şehircilik işlerini siz yapın. Niye başkasının alanına hevesleniyorsun." ifadesini kullandı.
Belediyelerin telekom işlerini yapmasının doğru olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Kalite yok, bir kazı yapıyor sonra bir başka kazıyor, kablolara kepçeyi takıyor, atıyor. Ondan sonra hizmet aksıyor vatandaş mağdur oluyor. Belediyeler buradan para kazanacağım diye yalan yanlış bir sürü kazılar yaptırıyorlar. Marangoz testeresiyle bir çizik gibi asfaltı yarıyor. Elleriyle kabloyu sıkıştırıp iletişim alt yapısı yaptım. Böyle bir şey olur mu? Bunlar yanlış işler." diye konuştu.
İletişim çalışmalarına bir düzen getirileceğinin altını çizen Yıldırım, daha sağlıklı bir alt yapının gelişmesinin hedefleneceğini söyledi.
Yıldırım, elektronik haberleşme sektörüne yönelik bazı yeni hedeflerin olduğunu belirterek, yüzde 15 olan sabit geniş bant abone yoğunluğunu, 2020'de yüzde 20'ye, 2030'da ise yüzde 30'a çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Sabit iletişim alt yapısına hala ihtiyaç bulunduğunu anlatan Yıldırım, "Havada elektronik trafik ileride başka sorunlar doğurabilir. Şu anda bir şey gözükmüyor ama havada göz gözü görmüyor. Her taraftan bilgi uçuşuyor. Orada da bir sıkıntı yaşanabilir. Onun için sabit alt yapının artık modası geçti diyemeyiz." değerlendirmesini yaptı.
- Hedef 10 milyon aboneye ulaşmak
Mobil geniş bant abone yoğunluğunu iki yıl içerisinde yüzde 80'e taşımayı amaçladıklarına dikkati çeken Başbakan Yıldırım, 2030'a kadar da yüzde yüzün üzerine çıkılması gerektiğini vurguladı.
Yıldırım, internet kullanım oranının da bir başka hedef olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüzde 67 seviyesinde, aslında bilgi toplumu ölçüsü budur. İnternet kullanımı nasıl, ne kadar? İnternet kullanım oranı, biz yola çıkarken çok düşüktü. Şimdi gelişmiş ülkeler ortalamasını yakalamış durumdayız. 2020'de yüzde 70'i aşacağımızı düşünüyoruz, 2030'da yüzde 85'lere ulaşacağız. Fiber yani kablo internet de bir başka alan. Bunun da geliştirilmesi lazım. Burada da 5 milyon hedefimiz var. Uzun vadede 10 yıllık süre içerisinde 10 milyon aboneye ulaşmak.
2020 ve 2030 yılları için koyulan bu hedeflere nasıl ulaşacağız? Alt yapı bunun önemli bir bileşeni. Alt yapı bir rekabet aracı olmaktan çıkıyor. Alt yapı herkesin ortak kullanımında, asıl rekabet, asıl kalite o alt yapı üzerinde ortaya koyacağınız hizmetlerdir. Müşterilerinize sunacağınız yeniliklerdir. Farkı orada ortaya koyacaksınız ve geliştireceksiniz. Enerjinizi, kaynağınızı kazı yaparak, alt yapı hazırlayarak kaybetmeyeceksiniz. Mükerrer yatırımdan kaçınmamız lazım. Bugün atılacak imzalar, ülkemizin geleceği için çok anlamlı bir gelişme olacak."
Haberleşme ağının yaygınlaşmasının hayatın her alanında yeni gelişmelere de imkan sağladığını anlatan Yıldırım, haberleşme ağının mesafeleri, bürokrasiyi ve aradaki aracıları da ortadan kaldırdığını dile getirdi.
Binali Yıldırım, internet üzerinden verilen e-devlet hizmetinin de yüzde 60 seviyelerini geçtiğini, önümüzdeki bir yıl içerisinde de vatandaşın aldığı hizmetin ve yaptığı işin elektronik ortamdan yapılabileceğini söyledi.
- "Haberleşme ağı aynı zamanda ülkenin demokrasi standardını da geliştirdi"
Başbakan Yıldırım, haberleşme ağının gelişmesinin sadece ekonomiye, bürokrasiye katkı sağlamadığını, aynı zamanda ülkenin demokrasi standardını da geliştirdiğini ifade etti.
Bunun örneğinin 15 Temmuz'da görüldüğüne dikkati çeken Yıldırım, "15 Temmuz hain darbe girişimi, eğer bizim bu iletişim, haberleşme alt yapımız gelişmemiş olsaydı, bu darbeyi önlemek o kadar kolay olmazdı. Çünkü vatandaşın mobilize olması, sahalara inmesi ve işin gerçeğini öğrenmesi, darbecilerin planlarını alt üst etti." dedi.
Yıldırım, eskiden darbe yapanların kimsenin haberi olmadan Harbiye ve Ankara'daki TRT'yi ele geçirdiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Şimdi bir tane TRT yok ki her tarafta yayın var. Hangi birisiyle uğraşacaksın. Gittiler onun için TÜRKSAT'ı bombaladılar ama ahmaklar bilmiyorlar ki orada yedek sistem var. O devreye girdi, bütün planları alt üst oldu. Dolayısıyla pek çok televizyon kanalı, milyonlarca sosyal medya kullanıcısı, haberleşme kanallarını kullanarak, Cumhurbaşkanımızın, bizlerin çağrısıyla meydanları doldurdu ve ülkeye sahip çıktık, bayrağımıza, demokrasimize sahip çıktık. Darbecilere ülkeyi dar ettik, teslim etmedik."
\
- "Boşa giden yatırım olmayacak"
Haberleşmenin, aynı zamanda ülkenin gelişmişlik göstergesi olduğunu hatırlatan Yıldırım, dolayısıyla bu alana yapılacak yatırımların hiç boşa giden yatırım olmayacağını vurguladı.
İletişimi sadece bir sektör olarak düşünmenin yanlış olduğunu belirten Yıldırım, "Bugün iletişim ve bilgi teknolojileri bir sektörden öte, ülkenin topyekun kalkınmasını sağlayan bir büyük alan haline gelmiştir. Hangi işle uğraşırsanız uğraşın, ihtiyacınız var." diye konuştu.
Ziyaret ettiği bir köyde karşılaştığı çobanın cep telefonuyla sürülerini takip ettiğini aktaran Yıldırım, bunun da teknolojinin verdiği bir imkan olduğunu söyledi.
- Kulelerde ortak kullanım dönemi geliyor
"Kapsama alanımız coğrafi olarak birçok yerde sağlandı." diyen Yıldırım, 3G'ye geçerken kırsalda alt yapının ortak kullanımı konusunda bir mutabakat sağlandığını, şimdi sıranın, kulelerde ortak kullanıma geçmek olduğunu dile getirdi. Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Yolların üzerine bakıyorsunuz üç kule yan yana. Yazık günah değil mi, üçü de aynı işi görüyor. İki tanesini al, 10 kilometre öteye birini 20 kilometre öteye bir diğerini koy. Her taraf aynı şekilde güzelce kapsansın. Bizim arazimiz dümdüz değil, dağlar, vadiler... İşimiz her bakımdan zor. Jeopolitik olarak savaşların, karışıklıkların olduğu bir bölgedeyiz. İletişim, ulaşım altyapısı açısından zorluklarımız var. Ama bu zorluklar bizim azmimizi artırıyor. Zoru başarmak, ayakta kalmak için çok önemli bir meziyettir. Bunun için de çalışıyoruz."
(Sürecek)