Doğal saç dökülmesi tedavileri için arama yaparsanız, uzun bir tonik, krem ve takviye listesiyle karşılaşabilirsiniz .Kaybettiğiniz ya da var olan saçlarınızı tekrar eski haline getirmek istiyorsanız, 'saç dökülmesine ne iyi gelir?' sorusunun cevabını mutlaka bilmelisiniz. Dilerseniz işe saçın yapısıyla başlayalım..
İnsan saçı, kendisine ait bir yaşam döngüsü içinde gelişen, değişen, sürekli hareket halinde olan bir organ. Bu yaşam döngüsü sırasında meydana gelen aksaklıklar saçın sağlığına zarar verir, canlılığını sekteye uğratır. Saçın yapısını ve geçirdiği evrimleri bilmeden onu nasıl koruyacağımızı, canlılığının devam etmesini nasıl sağlayacağımızı da bilemeyiz. Genel olarak vücudun diğer yerlerindeki tüylerle, hatta deri ve tırnaklarla aynı yapıya sahip olan saçlarımızın hayati önemi olan biyolojik fonksiyonları yoktur belki ama, psikolojik ve sosyal olarak insana sağladığı fayda göz ardı edilemez.
Saç teli: Bir çeşit protein olan keratin, su, yağ, mineral ve pigmentlerden meydana gelir. Sağlıklı bir insanın kafasında yaklaşık olarak 100.000 adet saç teli bulunur.
Saçın ve vücudumuzda bulunan tüm kılların ömrü, birbirini takip eden 3 evreden oluşur;
Anajen: Kılların gelişiminin en sağlıklı ve aktif olduğu, en hızlı büyüdüğü evredir. Bu evrede, saç kökündeki folikülde saç oluşur ve deri içinde uzamaya devam eder. Saçın sağlıklı bir şekilde uzamaya devam ettiği bu evre 3-6 yıl kadar sürer.
Katajen: Ortalama olarak 2 ila 3 hafta süren bu evrede folikül içindeki canlı hücrelerin aktivitesi ve buna bağlı olarak saçın uzaması yavaşlar.
Saçın yapısından bahsederken değindiğimiz gibi, her bir saç teli aynı anda aynı evrede bulunmaz. Bu da doğal olarak her gün bir miktar saçın dökülmesi anlamına gelir. Fizyolojik dökülme olarak adlandırılan bu dönem aslında bir yenilenme dönemidir ve günde 100 tele kadar olan saç dökülmesi normaldir. Saçın günde 100 telden fazla dökülmesi aşırı saç dökülmesi olarak kabul edilir ve pek çok farklı sebebi olabilir.
Kadın ve erkeklerde de saç dökülmesinin sebepleri farklıdır. Erkeklerde görülen dökülmelerin neredeyse tamamı kalıtsal ve doğal bir sürecin sonucudur. Kadınlarda ise hormonlar, yaşam biçimi ve beslenme alışkanlıklarıyla yanlış ya da aşırı kozmetik kimyasal kullanımının üst sıralarda yer aldığını görürüz.
Kadınlarda saç dökülmesinin sebebi çoğu zaman hormonlarla ilgilidir. Adet, hamilelik, emzirme ya da menopoz gibi kadınlara özel bazı dönemlerde ya da mevsim geçişlerinde hormonal şikayetlere daha sık rastlanır. Saçın yapısını oluşturan bileşenlerden herhangi birinin eksikliği ya da fazlalığı, kadınlarda saç dökülmesine yol açabilir.
Kadınlarda saç dökülmesinin en sık rastlanan bir diğer sebebinin de, kilo vermek için uygulanan diyetler olduğu görülür. Tek tip beslenmeye dayalı ya da kalori alımını aşırı ölçüde kısıtlayan diyetlerde saç dökülmesi görülür. Çünkü vücut, hayati bir fonksiyonu olmayan saçları beslemektense, beyni ve diğer yaşamsal önemi olan organları beslemeyi tercih edecektir. Hamilelik ve emzirme döneminde de öncelik bu kez bebeğe verilir. Anne adayı yeterli ve dengeli beslenmiyorsa, tüm faydalı besin ögeleri bebeğe yönlendirilir. Yeterince beslenemeyen saçlar da doğal olarak dökülür.
Saç dökülmesi erkeklerde, kadınlara oranla çok daha fazla görülür. Saç çizgisinin geriye doğru gitmesi, şakaklardaki saçların seyrelmesi şeklinde gelişen ve "erkek tipi saç dökülmesi" olarak adlandırılan dökülme tipine, erkek nüfusunun çok büyük bir kısmında rastlanır. Genetik ve hormonal sebepler ön plandadır.
Aslında doğru soru "saç dökülmesi nasıl önlenir?" şeklinde olmalı. Saç, köklerinden beslenir ve vücudun tamamı için gerekli olan "denge", saç sağlığı için de anahtar kelimedir. Saçın yapısını meydana getiren bileşenlerin saç kökünde ve belli bir oran dahilinde, dengede bulunması, saçların sağlıklı uzamasını ve sağlıklı görünmesini sağlar. Dışarıdan sürülerek kullanılan ürünlerin çoğu saç diplerine ulaşamaz. Fakat saç sağlığı konusunda uzmanlaşmış profesyoneller tarafından, kişinin ihtiyaçlarına yönelik olarak hazırlanan bazı topikal karışımlarda yer alan etken maddeler, saç telleri üzerinden saç köklerine ulaşabilir. Her ürün herkeste ve her saç dökülmesinde aynı etkiyi yaratmaz. Saçın dökülmesine sebep olan eksikliğin giderilmesine yönelik, kişiye özel solüsyon ya da ilaçların kullanılması tercih edilmelidir.
Sağlığımızda meydana gelen her olumsuz durum için ilk önce kimyasalları suçlarız ama tedavi için başvurduğumuz ürünler de sonuç olarak kimyasaldır. Hatta doğal, bitkisel, organik gibi sıfatlarla tanımladığımız sebze, meyve, otlar bile, vücutta kimyasal bir tepkimeye yol açarak iyileşme sağlar. Saç dökülmesinde de durum böyledir; hiçbir ürün bitkisel olduğu için faydalı, kimyasal olduğu için zararlı olarak nitelendirilemez. Saç dökülmesi söz konusu olduğunda hedef, saç köklerinin ihtiyacı olan protein (keratin), mineral, vitamin, yağ ve su ihtiyacını karşılamak ve bu dengeyi korumak olmalı. Bu da çeşitli gıda maddelerinden oluşan doğru bir beslenme programı ile mümkün olabilir.
Hep söylediğimiz gibi, saç kökten beslenir ve bu da sizin iyi beslenmeniz anlamına gelir. Günlük beslenmenizde saç köklerini besleyecek besin ögelerini içeren gıdalara yer vermeniz hem saçlarınızın dökülmesini önler hem de daha canlı görünmesini sağlar.
1. Kurubaklagiller
Saçın ihtiyacı olan proteinleri barındıran en değerli besin kaynağı. Bu grupta yer alan kurufasulye, nohut, mercimek gibi besinlerin yanı sıra yumurta, yoğurt ve peynir gibi hayvansal gıdalar da iyi birer protein kaynağıdır.
2. Yağlı tohumlar
Saç köklerini uyararak hücre yenilenmesini aktif hale getiren minerallerin başında çinko gelir ve özellikle badem önemli bir çinko kaynağıdır. Eğer dökülme ciddi bir metabolizma hastalığından kaynaklanmıyorsa, günde 1 avuç badem, fındık, fıstık, ceviz tüketmek çinko ihtiyacını karşılar.
3. Yeşil yapraklı sebzeler
Ispanak, semizotu, taze fasulye, maydanoz gibi yeşil sebzeler ve otlar saçların ihtiyacı olan A vitamini açısından zengin besinlerdir. Yeşil yapraklı otlardan yapılan salatalar ceviz, badem gibi yağlı tohumlarla daha besleyici hale getirilebilir.
Saç Temizliğinde ve Bakımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Saç dökülmesinin tedavisi, dökülmeye sebep olan etkenin net bir şekilde ortaya konmasına bağlı olarak değişir. Sebep multidisipliner bir yaklaşımla araştırılmalı, dermatoloji, dahiliye, endokrin uzmanlarının ortak çalışmalarıyla teşhis edilmelidir. Saç dökülmesi hangi hastalığın belirtisi olarak ortaya çıktıysa, bu hastalığın tedavi edilmesinin ardından, dökülen saçların yerine yenileri gelecektir. Hücre bölünmesinin en çok ve en hızlı gerçekleştiği anajen evredeyken dökülen saçlar çoğunlukla tamamen geri gelirler.
Saçların sağlığı ya da güzel görünmesi için kullanılan kozmetik bakım ürünleri ve saç maskeleri saçın köküne değil, sadece saç teline etki eder. Oysa saç, kafa derisinin altından, yani kökten beslenir. Besinlerden aldığımız ve kan yoluyla kökten uca ulaşan besin ögeleri saçların uzamasını ve sağlıklı görünmesini sağlar. Düzenli ve dengeli bir beslenme programı, eğer vücudun besinleri sentezlemekle ilgili bir problemi yoksa, saçın ihtiyacı olan protein, vitamin ve minerallerin sağlanması için yeterli olur. Beslenmeye yeterince önem verilmediği durumlarda, tedavi amacıyla kullanılan kozmetiklerden bir fayda sağlanamaz. Bu durumda kozmetik ürünler, sorunu ortadan kaldırmaz, olsa olsa üstünü kapatabilir. Üstelik zararlı kimyasalların sebep olacağı başka başka problemleri de beraberinde getirir.
Son yıllarda giderek yaygınlaşan cerrahi tedavi yöntemleri, saç dökülmesine sebep olan asıl etken ortaya çıktıktan ve bunun tedavisi yapıldıktan sonra, hala saç dökülmesinin devam ettiği ve yeni saç çıkışının gerçekleşmediği durumlarda, en son seçenek olarak düşünülür.