Saç dökülmesinin en sık nedeni kalıtsal eğilim olsa da çeşitli hastalıklar, dengesiz beslenme, bazı ilaçların yan etkileri, stres oluşturan faktörler, hatalı saç şekillendirme ve abartılı ya da uygun olmayan saç bakım ürünleri gibi birçok etken saçların dökülmelerine yol açabiliyor. Hemen hepimizde ciddi bir kaygı oluşturan saç dökülmesi aslında önemli bir sağlık probleminden kaynaklanmıyorsa ya da ilerlemiş bir kalıtsal dökülme değil ise uygulanan tedavilerle yeniden ışıl ışıl ve gür saçlara kavuşabiliyoruz.
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Züleyha Özgen, saç dökülmesinin nedenine göre uygulanan pek çok tedavi seçeneği olduğuna dikkat çekerek, “Günümüzde saç dökülmesini durdurmak, saçın kalitesini artırmak ve yeni saç çıkışını aktif hale getirmek için çeşitli yöntemlere başvuruyoruz. Altta yatan etkene göre değişiklik göstermekle birlikte, erken dönemde başlanan ve sabırla uygulanan doğru tedavilerin birlikte kullanımıyla, saçların çok daha iyi bir duruma getirilmesi genellikle mümkün oluyor.
Hiçbir yöntemin yüzde yüz etkili olmaması nedeniyle tedavi yöntemlerini birlikte ya da dönüşümlü kullanarak başarı şansımızı yükseltiyoruz” diyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Züleyha Özgen, saç dökülmesine karşı almanız gereken önlemleri ve uygulanan yöntemleri anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Saç bakımında yapılan hatalı uygulamalar, saç dökülmesine en sık yol açan faktörler arasında yer alıyor. Bu alışkanlıklardan vazgeçildiğinde eskisi gibi gür saçlara kavuşmak mümkün olabiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Züleyha Özgen, saçlarınızın aşırı dökülmesini önlemek için dikkat etmeniz gereken kuralları şöyle sıralıyor:
Saç dökülmesine karşı aldığımız önlemler yeterli gelmezse, günümüzde altta yatan nedene göre uygulanan çeşitli yöntemler; saç dökülmesini durdurabiliyor, kalitesini artırabiliyor ve yeni saç çıkışını aktif hale getirebiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Züleyha Özgen, bu yöntemleri şöyle sıralıyor:
FDA (Amerikan ilaç birliği) tarafından onaylanmış bir tedavi yöntemidir. Günümüze dek tedavide altın standart olarak kabul edilen bu yöntemin etkinliğini görebilmek için saçlı deriye en az 4-5 ay uygulanması gerekiyor. Tedavi bırakıldığında süreç kaldığı yerden devam ediyor, bu nedenle uzun süreli kullanımı öneriliyor.
Trombositten zengin plazma, diğer adıyla PRP (Platelet Rich Plasma) yönteminde kişiden alınan az miktardaki kan, özel bir tüp içine konulduktan sonra santrifüj ediliyor, yani ayrıştırılıyor. Elde edilmiş olan trombosit ve büyüme faktörleri yönünden zenginleştirilmiş plazma; enjeksiyonla saçlı deriye geri uygulandığında ya da dermapen gibi mikroiğneleme yöntemleri sonrası saçlı deriye yerel olarak yapıldığında da başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. PRP, hızlı etki isteyen hastalarda yan etkileri açısından oldukça güvenli bir tedavi seçeneğidir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Züleyha Özgen, “Her yıl bir ay arayla 3-6 seans arası yapılan PRP yöntemi diğer tedavilerle kombine edildiğinde oldukça yüz güldürücü yanıtlar alınmasını sağlıyor. Tedavinin başarısı trombositten zenginleştirilmiş olan plazmanın elde etme yöntemine ve kişiye özel değişiklik gösterebiliyor” diyor.
Çok çeşitli kokteyler ile yapılan mezoterapi yönteminde saçın uzamasını destekleyecek olan peptid, vitamin ve hormonlar; iğnelerle doğrudan saç köklerine veriliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Züleyha Özgen, tedavi başarısının kişiden kişiye ve kullanılan mezoterapi ürünlerine göre değiştiğini vurgulayarak, “Bu yöntem yıllık bir ay arayla ve 3-6 seans arasında uygulanıyor. Doğru mezoterapi ürünleriyle yapılmış işlemlerden alınan hızlı yanıtlar nedeniyle hastalar tarafından oldukça sık tercih ediliyor” diyor.
Kişinin vücudundaki yağlar ve kıl köklerinden alınan kök hücreler özel laboratuvar koşullarında çoğaltılarak iğneyle tekrar kıl köklerine veriliyor. Yılda 1-2 seans şeklinde yapılabilen kök hücre tedavisi 2-5 yıl arası etki gösterebiliyor. Bu yöntemden diğer tedavilerle birlikte oldukça yüz güldürücü sonuçlar alınıyor.