İstanbul'da yaşayan C.K., 6 yıl önce Nevzat adındaki, evli ve çocuklu bir erkekle aşk yaşamaya başladı. Aile "bu ilişkiyi bitirir" umuduyla kızlarını bir bankada güvenlik görevlisi olarak çalışan A.K. ile nişanladı. Bu birlikteliği istemediğini dile getirerek 4 kez yüzüğü atan genç kız, sonunda babasının baskısına direnemedi ve 2006'da A.K. ile evlendi. Ancak C.K., eski sevgilisiyle bağını hiç koparmadı ve sevgilisiyle birlikte olmaya devam etti. Evlendikten 15 gün sonra hamile kaldığını anlayan C.K. 2006'nın aralık ayında ikiz erkek bebek dünyaya getirdi. Bebeklerden birine M.E. diğerine C.E. adı konuldu. Genç kadın bir ay sonra bebeklerden C.'nin, sevgilisi Nevzat'a benzediğini fark etti. Bunun üzerine bir bahaneyle kavga çıkararak evi terk etti. Komşularıyla konuşarak kendisi evde olmadığı zamanlarda eve bir erkeğin geldiğini öğrenen A.K. bebeklere DNA testi yaptırdı. Bu sırada C.K. eve döndü ama test sonucu A.K.'yi şoke etti. Çünkü ikiz bebeklerden M.E. yüzde 99.99 onun çocuğuydu, ancak C.E.'nin babası olma ihtimali yoktu.
**ADLİ TIP DA ONAYLADI**
A.K. kendisinden olan çocuğu alıp anne babasının yanına gönderdi. Kendisinden olmayan bebeği ve eşini ise kovdu. Babası da kızını ve torununu reddederek sokağa attı. Bunun üzerine C.K. ve oğlu, sevgilisi tarafından bir kadın sığınma evine yerleştirildi. Genç kadın, sığınma evinden 4 arkadaş ile eve çıkınca bebek devlet korumasına alındı. Bu sırada boşanma davası açan A.K. kendisinden olmayan çocuğu da nüfusundan düşürme talebinde bulundu. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istedi. Adli Tıp da aynı yönde görüş bildirince mahkeme bebeği A.K.'nin nüfusundan düşürdü. Yaklaşık 3 yıl süren boşanma davası, geçtiğimiz hafta sonuçlandı. Mahkeme çifti boşadı, C.K.'yi de "ağır sadakatsizlik" gerekçesiyle, eşine 10 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Bebeklerden biri öz babası A.K.'ye, sevgiliden olan ise anneye verildi. "Üvey bebeğe" takılan altınlar, mağdur eş A.K.'ye bırakıldı. C.K., boşandığı eşinde kalan oğlunu ayda 2 kez görebilecek.