Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya özgü olan ve sadece bayram sabahları mahalle fırınlarında pişirilen "paklama" bayram kahvaltılarının vazgeçilmezi olarak kabul ediliyor.
Sabahın erken saatlerinde sokaklara yaydığı kokuyla adeta bayramı müjdeleyen paklamayı almak için bayram namazından sonra halk şehirdeki tarihi fırınların önünde uzun kuyruklar oluşturuyor.
Klasik ekmek hamuruyla yapılan ve üzerine çörek otu serpiştirilen bayram ekmeği, şapkaya benzeyen görünümüyle de dikkat çekiyor.
Saraybosna'nın en eski fırıncılarından Mehmed Poricanin, yaptığı açıklamada 66 yıldır fırıncılık yaptığını belirtti.
Poricanin, paklamanın sadece Saraybosna'ya özgü olduğuna dikkati çekerek, "Paklama olarak anılan bu bayram ekmeğine bazıları kaplama da diyor. Halk arasında genellikle paklama olarak biliniyor ama görünümü açısından bence kaplama denilmesi daha mantıklı." dedi.
Sahibi olduğu bu klasik Bosna fırınında 1953'ten beri çalıştığını anlatan Poricanin, "O zaman 10 yaşındaydım. O dönemde büyük fırınlar yoktu. Sadece mahalle fırınları vardı. O zaman da paklama yapardık." diye konuştu.
Poricanin, paklamanın geçmişine de değinerek, "Bayram ekmeği olarak da bilinen paklamanın ilk kez ne zaman yapıldığına, Saraybosna'ya nasıl geldiğine dair bilgi yok. Paklamanın, çok uzun yıllardır süren bir gelenek olduğu tahmin ediliyor." dedi.
Görünümü şapkayı andırıyor
Paklama alabilmek için bayram sabahlarında uzun kuyruklar oluştuğunu anlatan Poricanin, "Ekmeğin geleneksel şekli şapkayı andırıyor. Biz de fırınımızda bu geleneksek şekle göre pişirmeye devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Paklamanın şapkayı andıran görünümü nedeniyle özellikle çocuklar tarafından çok sevildiğini söyleyen Poricanin, "Çocuklar ekmeğin tepesindeki başlığı koparıp yemek için adeta yarışıyor. Bu 'şapka' kısmı, genellikle en uslu duran çocuğa ödül olarak verilir." dedi.
Poricanin, Ramazan boyunca iftar sofralarını süsleyen somun ile bayrama özgü paklamanın farklılıklarına da değinerek, "Somun neredeyse her fırında yapılır ama paklama öyle değil. Paklama, yıllardır uygulanan gizli bir gelenek gibi. Fırıncılığı öğrendiğimden beri uyguladığım bir gelenek. Sadece bayram sabahları pişirilmesi de bu gizemi destekliyor." şeklinde konuştu.
Yaklaşık bir asırdır çalışan ve amcasından devraldığı bu fırında iki kızı ve damatlarıyla işleri yürüttüğünü söyleyen Poricanin, fırıncılığın dünyanın en zor mesleklerinden biri olduğunu sözlerine ekledi.
Şef Semen Öner’den Düğün Çorbası Tarifi