Sosyal hizmetler görevlileri Genie Wiley’yi ilk bulduklarında elleri önde tavşan gibi zıplıyordu. 13 yaşındaydı, ancak bir bebeğin zekasına sahipti. Daha sonra yapılan detaylı incelemeler sonucunda uzmanlar bugüne kadar karşılaştıkları en şiddetli çocuk istismarı vakası olduğunu dile getirdiler. 13 yaşındaki çocuk konuşamıyor ve çiğneyemiyordu, onun yerine yemeği ağzına koyuyor ve tükürükle beraber çözünmesini bekliyordu. İsmine tepki veren Genie bunun dışlında sadece iki şeyi daha anlıyordu: “Dur” ve “daha fazla yok.” Rengi olağan dışı şekilde soluktu, yetersiz beslendiği aşikardı ve sırtında hapsedildiği yerde oluştuğu düşünülen kalın bir nasır tabakası vardı. Genie “Yabani Çocuk” vakası, Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkarılmış olan en korkunç çocuk istismarı ve ihmali vakalarından biriydi. 1958 yılında, babası Clark Wiley tarafından zihinsel engelli olduğu gerekçesiyle evlerinin bodrumuna hapsedilmişti. Genie, 1970 yılında kurtarıldığında babasının sesten nefret eden ve çocuk istemeyen bir kontrol manyağı olduğu anlaşılmıştı.
Wiley çiftinin ilk çocuğu buz gibi soğuk garajda bırakıldığı için ölmüştü, ikinci çocuğu ise doğum sonrasında gelişen komplikasyonlardan dolayı ölmüştü.
John ismini verdikleri üçüncü çocukları hayatta kalmayı başardı ve ondan 5 yıl sonra da Genie dünyaya geldi.
Uzmanlara göre Clark asla Genie ile konuşmuyordu ve karısı Irene ile oğlu John’un da onunla konuşmalarına izin vermiyordu.
Genie, daha henüz 20 aylıkken, onun zihinsel engelli olduğunu düşünen babası Clark tarafından evlerinin sessiz bir odasında kilit altına alındı. Genie’ye ev yapımı bir deli gömleği giydiriliyor ve 20 aylık bebek lazımlıklı bir sandalyenin üzerinde gün boyunca oturuyordu.
Genie’nin tutulduğu oda evin arka tarafındaydı.
Odanın camları, güneş ışığı girmesin ve meraklı komşular içeriyi görmesin diye alüminyum folyo ile kapatılmıştı. Odada sadece etrafı kümes teli ile kapatılmış bir kafes ve lazımlıklı bir sandalye vardı.
Genie 11 yıl boyunca sadist babası tarafından bu şekilde istismar edildi ve işkence gördü.
Gün boyu oturduğu karanlık odada gece olduğunda zincirlendi ve neredeyse sadece sıvı besinlerle beslendi.
Deli gömleği giydirilen çocuk bu sebeple ellerini ve dahi ayaklarını kullanmayı öğrenemedi. Büyük oranda sıvı besinlerle beslenen Genie, yemeğini yavaş yediğinde babası tarafından cezalandırıldığı için çiğneme becerisi dahi kazanamadı.
Clark kızına sadece homurdanıyor ve bir köpek gibi havlıyordu ve eğer gürültü yaparsa bir sopayla onu dövüyordu. Karısı Irene korkudan ve gözleri iyi görmediğinden bu duruma karşı bir şey yapamıyordu.
Bu durum Genie 13 yaşına gelene kadar devam etti.
4 Kasım 1970 tarihinde anne Irene bu korku evinden kaçmayı başardı. Gözleri katarakt olduğu için iyi göremeyen Irene engelli yardımı almak için yanlış sosyal hizmetler bürosuna gidince sosyal hizmetler görevlisi aileye ulaştı. Sosyal hizmetler görevlisi aile ile ilk defa karşılaştığında Genie’nin görünüşünden, halinden ve davranışlarından şüphelendi. Genie ayakları üzerinde duramıyordu, uzuvları çok zayıftı ve titriyordu ve ellerini tıpkı bir tavşan gibi vücudunun önünde tutuyordu. Hala çocuk bezi takıyor, konuşamıyor ve tıpkı bir hayvan gibi yerde emekliyordu. Sosyal hizmetler görevlisi çocuğun altı yaşında ve otistik olduğunu düşündü, ancak gerçek yaşı ortaya çıktığında bunu derhal müdürüne iletti ve durum en sonunda Los Angeles Şerif Departmanı’na bildirildi.
Genie’nin kardeşinin esir kampı olarak tanımladığı ev araştırıldığında ortaya insanı şoke eden şeyler çıktı. Genie’nin yaşamı boyunca hapsedildiği odanın dışında, evin geri kalanı da tamamen karanlıktı ve tüm perdeler daima kapalıydı.
Yapılan araştırmalar gösterdi ki Genie’nin fiziksel gelişimi ancak sekiz yaşındaki bir çocuğun gelişimine denkti ve çocuk sadece 27 kiloydu.
Tecrit konusunda uzman olan Jay Shurley, Genie’nin durumunun gördüğü en rahatsız edici vaka olduğunu belirtiyor. Shurley, “Benim tecrübelerime göre bir insanı tecrit etmek ona verilebilecek en kötü ve şeytani ceza. 15 dakika ile 1 saat arasında bile uygulanacak bir tecrit insanda ciddi semptomların gelişmesine yol açabiliyorken bunun on yıllarca yapıldığını düşünün.”
Genie’nin annesi ve babası çocuk istismarından tutuklandı, ancak hakim karşısına çıkmadan hemen önce babası Clark Wiley intihar etti.
İddialara göre ardında “Dünya asla anlamayacak” yazılı bir not bıraktı. Arkasında cevaplanmayı bekleyen yüzlerce soru bırakarak ve olayı kendi gözünden anlatamadan öldü.
Yapılan araştırmalar sonucunda kocası tarafından korkutulduğu ve istismar edildiği ortaya çıkan ve bu yüzden evden çıkan anne hakkındaki suçlamalar düşürüldü, ancak Genie’nin velayeti kendisine verilmedi. Terapistlerden ve doktorlardan oluşan bir ekip tarafından tedavi edilmesine karar verildi.
Genie 18 yaşına geldiğinde olabilecek en korkunç şey oldu ve Genie annesinin yanına, yıllarca tecrit altında tutulduğu korku evine taşındı.
Beklendiği gibi bu durum hiç iyi sonuç vermedi ve Genie tekrar bakımevine geri döndü. 11 yıl boyunca tek başına kilitli tutulduğu o karanlık odada neler olduğunu hiç kimse tam olarak bilmiyor.
Genie hakkında bilinen son şey onun Los Angeles’ta, yeri herkesten gizlenen bir yetişkin bakımevine yerleştirildiğidir.
13 yaşına kadar bedenini ve beynini kullanamayan Genie gelişimini tamamlayamamış, maalesef fiziksel hiçbir sorunu olmayan bu çocuk ruh hastası, sadist babasının tecrit etmesi sonucu kendine yetemeyen, zihinsel engelli bir birey haline gelmiştir.
