Doç. Dr. Ahmet Dağ, safra kesesinde en çok görülen hastalığın ’taş oluşumu’ olduğunu kaydederek, "Orucun uzun sürmesi, uzun süre susuz kalınmasından dolayı Ramazan ayında safra taşı hastalıkları 5 kat arttı. Yağlı yemekler yememek ve bol su içmek koruyucu oluyor. Nar çiçeği çayını içmek bazen o safra çamurunu çözebiliyor. Bu bilimsel olarak ispatlanmasa da nar çiçeği çayını hastalara öneriyoruz" dedi.Safra kesesinde taş oluşumuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Dağ, safra kesesinin karaciğerden gelen safranın biriktiği ve özellikle yağlı gıdaların sindirimine yarayan bir organ olduğunu ifade etti. Bu organla ilgili hastalıkların da toplumda sık görüldüğünü belirten Dağ, "En sık gözüken hastalığı ise safra kesesinde taş oluşumu. Taş oluşumu için bir takım faktörler var. Bir kere o safranın su ve yağ oranı önemli. Eğer su oranı yüksekse zaten taş oluşma riski düşüyor. Ancak yağ oranı arttığında bu yağ çöküp taşlara neden oluyor. Özellikle 40 yaşını geçmiş, beyaz tenli, doğum yapmış bayanlarda bu risk artıyor. Yine kilolu olanlarda risk artıyor. Bunun yanında hızlı kilo verenlerde de safra kesesi taşı riski artıyor. Erkeklerde de tabi görülebiliyor ama bayanlara oranla daha az gözüküyor" şeklinde konuştu."RAMAZAN AYINDA SAFRA KESESİ TAŞ HASTALIĞI 5 KART ARTTI"Ramazan ayında bu tarz hastalıkların acil servise çok daha fazla geldiğinin altını çizen Dağ, "Her yıl aynı şeyi yaşıyoruz. Uyarılarımızı da bu yüzden yapıyoruz. Bilinen veya bilinmeye safra taşı olan hastalar da orucun uzun sürmesinden dolayı, uzun süre susuz kalınınca safra kesesi kasılıyor. İçinde safra sıvısı çamurlaştığı için hem taşın oluşumuna etken olabiliyor hemde oluşmuş taşın yerinden oynamasına ve safra kesesi iltihabına neden olabiliyor. Bütün gün aç kalıp, akşam ardından yağlı bir yemek, yumurta içeren yiyecek yemek sıkıntıyı artırıyor. Ramazan’dan önce haftada ortalama 2 hasta yatıyorduk ancak Ramazanla birlikte haftada 10-12 hastayı buluyor. Yaklaşık 5 kat arttı. Safra kesesi taşını artırmasa bile iltihap riskini oldukça artırıyor. O yüzden kese taşı olanlar sahurda özellikle bol su içmesini ve iftarı açarken önce su içip, yağlı yemeklere başlamadan hafif tüketip, öğünü böle böle yemek yemesini öneriyoruz" diye konuştu."SAFRA KESESİ TAŞI ÖLÜMCÜL OLABİLİYOR"Safra kesesinde taş oluşumunun karın ağrısı, hazımsızlık, şişkinlik, bulantı ve kusma gibi belirtileri olduğuna dikkat çeken Dağ, "Eğer safra taşı safra kanalı dediğimiz yola düşerse o zaman sarılık yapabiliyor. En korkulan ihtimalde safra taşının pankreas bezini iltihaplandırmasıdır. Pankreas bezi iltihaplandığı zaman durum çok karışıyor ve ölümcül bir hal alabiliyor. Oysaki basit bir safra taşını kolaylıkla çözebiliyoruz. Tanı koymak çok basit. Bir ultrasonla tanı rahatlıkla konulabilir. Yalnız ultrasonun aç karnına yapılması gerekir yoksa safra kesesi kasıldığı için tanı konulamaz. Burada taşın boyutu önemli. Çok büyük taşlar uzun yıllar kaldığında kanserleşmeye kadar gidebilir. O yüzden dikkatli olmak gerekir. İkinci dikkat edilmesi gereken konu da küçük taşların safra kanalına düşme, sarılık yapma ihtimalidir. Bu da insanlarda sarılık hastalığı yapabilir. O yüzden ultrason bize her şeyi söylüyor. Eğer taş kanala düşerse işin şekli değişiyor. O zaman o safra kesesindeki taşın ağızdan girilen bir hortumla safra kanalından alınması gerekiyor" ifadelerini kullandı."NAR ÇİÇEĞİ ÇAYINI HASTALARA ÖNERİYORUZ"Safra kesesi taşlarının tek tedavi yönteminin ameliyat olduğunun altını çizen Dağ, "Tabi hepsini de ameliyat yapmıyoruz. Böyle semptomatik ağrı yapan, bir kere acile başvurmuş hastalarda mutlaka ameliyat yapıyoruz. Ameliyatı da kapalı yöntem dediğimiz, hastalar arasında bazen lazer diye de geçer. Kamera ile göbekten girip, safra kesesini 3 küçük delikten ameliyatı yapıyoruz. Bir gece yatıyor hasta ve normal yaşamına dönüyor. En önemli konu diyet. Yağlı yemekler yememek ve bol su içmek koruyucu oluyor. Bazen bitkisel çözümler var ama taşı eritecek net bir çözüm yok. Ancak nar çiçeği çayını içmek bazen o safra çamurunu çözebiliyor. Bu bilimsel olarak ispatlanmış olmasa da nar çiçeği çayını hastalara öneriyoruz" dedi.Su içerken 3 litreyi de geçirmemek gerektiğine dikkat çeken Dağ, "Tabi ki az su içmek ne kadar zararlıysa, fazla su içmek de zararlı. Bir insan günde 2 ile 3 litre arasında su içmeli. Bu kilo, sıvı kaybına göre değişebilir ancak ortalama bu düzeyde olmalı. Özellikle kalp, şeker, tansiyon hastaları, böbreğinde sorun olan hastalar çok fazla su içmemeli. Çünkü içilen fazla su böbreği yorar ve böbreğin iyice bitmesine neden olabilir. İnsanlar 3 litreyi geçmemek kaydıyla su içmeli" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz