Tuğba ve Emre Sarıgül çiftinin 29 Temmuz’da bir tıp merkezinde erkek bebekleri dünyaya geldi. Hüseyin ismi verilen bebek, doğumundan sonra ateşlenme ve hırıltılı nefes alması nedeniyle rahatsızlanıp hastaneye götürüldü.
Sık sık rahatsızlandığı için 3 değişik hastaneye götürülen Hüseyin bebek en son özel bir hastaneye kaldırılıp yoğun bakıma alındı. Baba Emre ve anne Tuğba Sarıgül, avukatları Cihan Emre Durmaz aracılığıyla 20 Eylül’de bebeklerinin hastalanmasında ihmalleri olduğu gerekçesiyle 3 hastane ile doğumun yapıldığı bir tıp merkezi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na ‘görevi ihmal, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, yaralama’ suçlarından suç duyurusunda bulundu.
Savcılık soruşturma başlatırken Hüseyin bebek, 11 Ekim günü tedavi gördüğü özel hastanede beyin kanamasından hayatını kaybetti. Bebeklerinin cenazesini hastaneden alıp toprağa veren baba Emre Sarıgül, bebeğinin, doğduğu tıp merkezi ve ardından götürdükleri hastanelerdeki ihmaller sonucu yaşamını yitirdiğini iddia etti. Baba Sarıgül, “Eşim tıp merkezinde doğum yaptı. Bize, tüm bakımı ve aşılarının yapıldığı söylenip bebeğimizi taburcu ettiler. 1 ay sonra bebeğimiz ateşlendi, hırıltılı nefes alıp vermeye başladı. Hastaneye götürdük. Bebeğimizin herhangi bir problemi olmadığı, gazının bulunduğu söylenerek taburcu edildi” dedi.
Bir gün sonra bebeğinin ateşinin düşmediğini, yine hırıltılı nefes alıp verdiğini belirten baba Sarıgül, "Bu kez bebeğimi başka hastaneye götürdük. Bu hastanede ciğerinde problem olduğu söylendi ve antibiyotik ile buhar tedavisi yapıldı. Göbeğinden de tedavi uygulandı. Bebeğimiz, ateşinin ve nefes alıp vermesinin düzelmesi üzerine taburcu edildi. Mahalledeki sağlık ocağında 29 Ağustos’ta hepatit B aşısını yaptırdık. Bir gün sonra bebeğimizi yüksek ateş ve kusma şikayeti üzerine üçüncü bir hastaneye götürdük. İlaç verilerek taburcu edilen bebeğimiz 31 Ağustos’ta hırıltılı nefes almaya başlayınca tekrar ilk başvurduğumuz hastaneye götürdük” diye konuştu.
Hastanede kalp grafisi çekildiğini, kalbinde bir şey olmadığının söylendiğini belirten Sarıgül, bebeğinin yine gaz sancısı çektiği söylenip ilaç yazılıp taburcu edildiğini anlattı.
Bebeğinin gözlerinin ferinin kaymış, hırıltılarının artarak devam etmesi üzerine yanlış teşhis konulmuş olması ihtimali ile özel bir hastaneye gittiklerini ifade eden Sarıgül, “Acil serviste doktor, çocuğumu görür görmez, ‘bu çocuğa ne olmuş, bu çocuğun durumu çok ağır, menenjit geçiriyor olabilir’ şeklinde tepki verdi. Hemen tedavi ve test işlemlerine başlandı. Yapılan tetkikler neticesinde, yavrumun menenjit geçirdiği tespit edilip yoğun bakım ünitesine yatışı yapıldı. Doktorlar, ‘çocuğunuz beyin kanaması geçirmiş, solunum sıkıntısı var, hayatta kalması çok düşük, hayatta kalırsa kesinlikle engelli olur. K vitamini verilmediği için bebeğiniz bu duruma gelmiş’ dediler. Ben de K vitamini aşısı yapılıp yapılmadığını araştırmaya başladım. Yaptığım araştırmada doğum yaptığı tıp merkezinde bu aşının yapılmadığını öğrendim. Benim yavrum doğar doğmaz tıp merkezi ve hastanelerin ihmali sonucu ölmüştür. Sorumlular hakkında dava açılıp cezalandırılmasını istiyorum. Bu nedenle Cumhuriyet Savcılığına avukatım aracılığıyla dilekçe verdim. Savcı bebeğimin ölümüyle ilgili soruşturma başlattı. Benim yavrum ihmal kurbanı" şeklinde konuştu.
Baba Sarıgül 3 gün önce hayatını kaybeden 2.5 aylık bebeğinin mezarını da ziyaret etti. Ziyaret sırasında baba mezar başında gözyaşlarına boğularak yere yığıldı. Acılı baba Sarıgül bebeği için bir süre sonra kendine geldikten sonra dua etti.(İHA)