Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2019 yılı bütçesine ilişkin yaptığı konuşmada, meslek eğitiminde hedeflerinin yalnızca kontenjan değil, kaliteli eğitim olacağını belirtti.
İnsan gücü, süreç ve teknoloji verimliliğini ölçülebilir ve kıyaslanabilir hale getirerek, performans yönetimi ile ilişkilendirilmiş bir hizmet modelini ortaya koyacaklarını dile getiren Koca, "Toplumun yapı taşları olan bireylerin ve sivil grupların sadece sağlık hizmeti tüketicisi olmaları değil, 'sağlık avukatlığı' yapma bilincine ulaşmalarını sağlamak sağlıklı bir toplum yaratmanın ön şartıdır." diye konuştu.
Sağlıklı bir gelecek için tütün, alkol, madde ve teknoloji dahil her türlü bağımlılığı ve kötüye kullanımı engelleyeceklerini ifade eden Koca, "Hızlı bir şekilde yaşlanan toplumumuzda, aile hekimlerimizden başlayarak etkin bir kronik hastalık yönetimi sistemiyle insanlarımızın sağlıklı yaşlanmasını temin etmek zorundayız. Anne ölümü, bebek ölümü, bağışıklama ve kronik hastalık yükü dahil tüm temel sağlık göstergelerinde en üst düzeye ulaşmak hedefimizdir." dedi.
Koca, şehir hastanelerini bir fırsata dönüştürerek, üniversitelerle birlikte sinerji oluşturacak bir modelle, en modern teknoloji ve en uygun mekanların en yüksek nitelikteki insan kaynağıyla birlikte vatandaşın hizmetine sunulduğu bir döneme geçmek istediklerini söyledi.
Sağlık sisteminde yeni hizmet modeliyle Türkiye'yi "sağlık turizmi üssü" haline getirmenin zor olmadığını dile getiren Koca, şöyle devam etti:
"Sağlık alanında dijitalleşmeye hız vererek vatandaşlarımızın sağlık hizmetinin her aşamasına erişimini kolaylaştırmayı, doğru zamanda, doğru yerde hizmet almalarını sağlamayı ve karar destek sistemleri yardımıyla kaynakların daha verimli kullanılmasını hedefliyoruz. Aşı, ilaç ve tıbbi cihaz teknolojisini olabildiğince yerelleştirip, ülkemizin jeopolitik durumu ve son dönemde bölgesinde kazandığı nüfuzu da göz önüne alarak önemli bir ekonomik fırsat oluşturmamız mümkündür."
Koca, Sağlık Bakanlığının ana misyonunun, insan merkezli yaklaşımla birey ve toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek olacağının altını çizdi.
Sağlık Bakanlığının temel görevlerinden olan koruyucu ve temel sağlık hizmetlerinin, öncelik verdikleri konuların başında geldiğini belirten Koca, koruyucu ve temel sağlık hizmetleri için ayrılan bütçenin, 2002-2018 döneminde 823 milyon liradan yaklaşık 14 milyar liraya ulaşarak 17 kat arttığına dikkati çekti. Koca, 2019 için bu konuda ayrılan bütçe miktarının 18 milyar 66 milyon liraya çıkarıldığını söyledi.
"Her anne ve her çocuğumuz bizim en kıymetlimizdir." diyen Koca, doğum öncesi anne adaylarının en az bir kere kontrol oranının yüzde 99'a ulaştığını bildirdi. Koca, artık hastane doğumlarının tamamının bebek dostu hastanelerde yapıldığını, bebek başına izlem sayısının yılda 8,5 ile gelişmiş ülkeler seviyesinde olduğunu vurguladı.
Koca, "Erken teşhis ve tedaviyle kalıcı sakatlığın önüne geçmek için bebeklerimizde yaptığımız taramalarda (fenilketonüri, işitme bozukluğu, kistik fibrozis, hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği) başarı oranımız yüzde 99 seviyesine kadar ulaşmıştır. Ayrıca ücretsiz demir ve ücretsiz D vitamini desteğimiz devam etmektedir." dedi.
Aşının, yalnızca yapılan bireyin değil toplumun bütününün ve gelecek nesillerin de sağlığını korumak için en önemli araç olduğuna değinen Koca, şunları kaydetti:
"Genişletilmiş bağışıklama programı çerçevesinde 12 ayrı hastalığa karşı en geniş aşılama programı uygulayan ülkeler arasındayız. Nüfus büyüklüğüne oranla aşılama başarısında dünya lideriyiz. Aşılama konusunda yıllardır süregelen ısrarlı politikamızı sürdürmede kararlıyız. Bu çabaların neticesi olarak dünyada anne ve bebek ölüm hızını en hızlı düşüren ülkelerin başında geliyoruz. Sezaryenin, kadın ve bebek sağlığını riske sokacak şekilde, gereksiz yere yapılmasını önleme çabamız devam etmektedir. Bu konuda kamu hastanelerinde hedefimize ulaşmış durumdayız. Normal doğumu teşvik etmek ve endikasyon dışı sezaryen doğumları önlemek için Doğum Eylem Planı'nı uygulamaya koyuyoruz."
Koca, aile hekimlerinin artık ailelerin bir parçası olduğunu, yalnızca doktorluk yapmadıklarını, ileri yaş hastalıklarından korunmak için taramalar gerçekleştirdiklerini ve eğitimler verdiklerini anlattı.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin kuvvetlendirilmesi için 24 binden fazla aile hekimi ve yine aynı sayıda aile sağlığı çalışanıyla ülke genelinde hizmet verdiklerini belirten Koca, "Bağışıklama ve anne-çocuk sağlığı hizmetlerinin yanında artık aile hekimlerimizin kronik hastalık yönetiminde de etkinliğini artırıyoruz." dedi.
Obezitenin, Türkiye'de de önemli bir sorun haline geldiğini söyleyen Koca, "Maalesef çocuklarımızda da obezite sıklığı artmaktadır. Yapılan araştırmalarda her 4 çocuğumuzdan 1'inin fazla kilolu veya obez olduğu görülmektedir. Erişkin ve çocukluk çağı obezitesiyle ilgili eylem planlarını güncelleyerek Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı'nı uygulamaya devam ediyoruz. 'Okul Gıdası' logosuyla okullarda satışı yapılabilecek gıdaları belirliyoruz." açıklamasında bulundu.
Koca, vatandaşların temiz hava alma hakkını güvence altına almanın görevleri olduğunu, tütünle mücadeleyi hiç gevşetmeden sürdüreceklerini dile getirdi.
5 Aralık'ta yürürlüğe giren yasal düzenlemenin, bu konuda ellerini güçlendirecek uygulamalar içerdiğini anımsatan Koca, şöyle konuştu:
"Artık sigara paketleri tek tip olacak ve üzerlerinde cazibeyi arttırıcı herhangi bir unsur bulundurulamayacaktır. Sağlık, spor ve eğitim hizmeti veren yerlerde sigara satışına da yasaklama getirilmiştir. Ayrıca sinema, tiyatro, hatta internet ortamında sigara reklamı anlamı taşıyabilecek herhangi bir görüntünün bulunması da yasaklanmıştır."
Hedeflerinin, yaşlıların sağlık talebini karşılamaktan öte "sağlıklı yaşlanmayı" temin etmek olduğunu anlatan Koca, kronik hastalıklarla akademik camia ve sivil toplum örgütleriyle birlikte kararlılıkla mücadele ettiklerini ifade etti.
Bu konuda ortak eylem planlarını hazırladıklarını aktaran Koca, "2025 yılına kadar kalp ve damar hastalıkları, kanser, diyabet veya kronik akciğer hastalıklarına bağlı 70 yaş altı erken ölümlere yol açan sebepleri yüzde 25 azaltmayı hedefliyoruz." dedi.
Kamu hastaneleri, özel hastaneler, üniversite hastaneleri başta olmak üzere ilgili tüm paydaşlarla nitelikli sağlık hizmeti sunulması için çalıştıklarını vurgulayan Koca, "Hastanelerimizde koğuş tipi odalardan, müstakil, tuvaleti ve banyosu olan, mahremiyete özen gösteren nitelikli odalara geçiyoruz. Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın başında yüzde 6 olan nitelikli yatak oranımızı bugün itibarıyla yüzde 70'e çıkarmış bulunmaktayız. Hedefimiz, 2023'te tüm odalarımızın nitelikli olmasıdır." dedi.
Koca, vatandaşların cepten yaptıkları sağlık harcamasının yaklaşık yüzde 16 seviyesinde olduğunu, bunu daha da azaltmak için gerekli tedbirleri alacaklarını bildirdi.
Yatağa bağımlı hastalara evde tıbbi bakım hizmeti sunarak, onlara devletin şefkatli elini uzattıklarını dile getiren Koca, "Evde sağlık hizmetleriyle 2012 yılından bugüne kadar 1 milyon 200 bin kişiye hizmet sunduk. 2019 yılında bu rakamı 1 milyon 350 bin kişiye ulaştırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Sahada çalışan sağlık personelinin iş yükünü azaltmak ve hastalara daha kaliteli sağlık hizmeti vermek adına gelecek aylarda acil tıp teknikerliği, veri hazırlama işletmenliği, ambulans şoförlüğü gibi alanlarda 6 bin 500 kişilik atama yapacaklarını bildiren Koca, "2019 yılında pratisyen hekim, uzman hekim, diş hekimi ve eczacı olmak üzere 25 bin toplam sağlık personelinin atamasını gerçekleştireceğiz." dedi.
Şiddetin her türlüsünün bir insanlık ayıbı olduğunun altını çizen Koca, şiddetin, görevi insana hizmet etmek olan sağlıkçılar için hiçbir şekilde duymak istemedikleri bir kavram olduğunu belirtti.
Hemen her gün şiddet olaylarının haberlerde yer almasının kendilerini üzdüğünü söyleyen Koca, şunları kaydetti:
"Kapsamlı bir sağlıkta şiddeti önleme eylem planı hazırlıyoruz. Bu kapsamda, hasta ve sağlık personelinin buluştuğu fiziksel ortamların rehabilitasyonu, sağlık personelinde yorgunluk ve bitkinliğe yol açan aşırı iş yükünün azaltılması, doktorlarımızın malpraktis ve tazminat tehdidinden kurtarılması, vatandaşlarımızın sağlık okuryazarlığının artırılması, sağlık hizmeti verme ve hizmet alma kültürünün toplumsal barış anlayışıyla geliştirilmesi, hasta-hekim iletişimini geliştirici eylemlerin hayata geçirilmesi ve nihayet caydırıcı cezai yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Vatandaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının karşılıklı itimat ve saygıya dayalı, iletişimin sağlıklı kurulabildiği ortamlarda bir araya gelmesini hedefliyoruz."
Koca, 2019-2021 yılları arasında 19 bin 782 yataklı 168 hastaneyi tamamlamayı hedeflediklerini, gelecek yıl 67 hastaneyi daha hizmete alarak 6 bin 480 nitelikli yatak kapasitesi daha kazandırmayı hedeflediklerini bildirdi.
Türkiye'yi sağlık turizminde önemli bir marka haline getirme hedefinin en önemli yapı taşlarından birinin, 30 bin nitelikli yatağıyla şehir hastaneleri olacağına dikkati çeken Koca, şu ana kadar Adana, Isparta, Mersin, Yozgat, Kayseri, Elazığ, Eskişehir ve Manisa Şehir Hastaneleri'nin hizmete girdiğini, gelecek günlerde 3 bin 704 yataklı dünyanın üçüncü büyük hastaneler kompleksini Ankara'da açmayı hedeflediklerini açıkladı.
Şehir hastaneleriyle ilgili bazı asılsız iddialara yanıt vermek istediğini söyleyen Koca, şöyle konuştu:
"Kamuoyunda bazı platformlarda dile getirildiği gibi şehir hastanelerinde hasta garantisi verildiği iddiaları gerçek dışıdır. Ne acil hizmetlerinde ne poliklinik muayenelerinde ne yatan hastada ne yatak doluluk oranında ne de herhangi bir ameliyat sayısında herhangi bir taahhüt ve garanti söz konusu değildir. Laboratuvar ve görüntüleme gibi miktara bağlı hizmet alımları konusu da çarpıtılmaktadır. SUT fiyatlarına göre önemli oranda indirim yapılması için belirlenen eşik değerler sayesinde laboratuvar ve görüntüleme hizmetleri dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğimiz oranda ucuza temin edilmektedir. Örnek vermek gerekirse SUT karşılığı 62 lira olan MR için 22-23 lira ödenmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle rakamlar göremezsiniz."
Şehir hastaneleri projelerinde hastanenin yapılacağı hazine arazisinin yüklenici firmaya ücretsiz verilmesinin söz konusu olmadığını belirten Koca, "25 yılın sonunda arsa ve bina tüm takyidatlardan arınmış bir şekilde kamuya bırakılmaktadır. Yani arsa bedelsiz verilmemektedir, arsa bizimdir. İddia edildiği gibi kamu-özel iş birliğine yönelik bugüne kadar, Hazine ve Maliye ve Sağlık Bakanlıkları tarafından hiçbir sözleşmeyle borç üstlenim anlaşması imzalanmamıştır." diyerek sözlerini tamamladı. (AA)