Özlü, Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'nde düzenlenen "Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi 2020"de yaptığı konuşmada, Çin'de ortaya çıkan salgınla ilgili Çin Hükümetinin uyguladığı kararlar sayesinde salgının aşağıya doğru bir iniş gösterdiğini, hem ölü hem de vaka sayısının azalmaya başladığını söyledi.
Çin'in salgını çıktığı 11 milyonluk şehri karantinaya aldığını, bunu genişlettiğini belirten Özlü, "İtalya bunu yapamadı. İlk çıktığı yerde küçük bir kasabayı karantinaya alamadığı için bugün İtalya'da çok büyük bir dram yaşanıyor. Bazı kararları zamanı gelince almaktan korkmamak lazım. Bazı tedbirler zamanında alınmazsa sonra alsanız bile işe yaramaz." diye konuştu.
İzolasyon ve karantina gibi önlemleri alırken 14 günlük süreyi esas aldıklarını anlatan Özlü, yeni koronavirüs ile ilgili tam net bilgiler henüz olmadığını dile getirdi.
Bütün sağlık kurumlarının donanımlı ve bütün sağlık çalışanlarının alarmda olduğunu vurgulayan Özlü, "Türkiye koronavirüse hazır durumda. Yaza giriyoruz, zaman kazandık. Umuyoruz ki yaz gelmesiyle birlikte bu koronavirüs de diğer koronavirüsler gibi kendisini sınırlayacak, bitecek diye umut ediyoruz." dedi.
Özlü, virüsün solunum yoluyla bulaştığına dair kanıt olmadığını ama bazı ülkelerdeki sağlık örgütlerinin işi ciddi tutmak için havayoluyla bulaşmayı dikkate alarak tedbirler aldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Koronavirüs kanıta dayalı olan damlacık yoluyla bulaşmasıdır. Bilim kurulu olarak bu senaryo üzerinden gidiyoruz. Diğer taraftan baktığımızda solunum yolu dikkate alındığında bugün Amerika'da bile maske bitmiş durumda. Türkiye'de 30 kadar maske üreticisi var. Bunların 12 kadarı aktif, diğerleri istediği zaman üretim yapabilecek durumda. Sağlık Bakanlığı hemen ilk günden maske üreticileriyle temasa geçip, maske üretimini teşvik etti. Maske sıkıntısı çekilmemesi için ihracata da sınırlama getirdi. Bakanlık bu konuda çok öngörülü davrandı, tedbirler aldı. Bu virüsün bulaşıcı olmaması için 1- 1,5 metrelik güvenli mesafe gerekiyor. Daha uzak mesafeden bulaşma olmuyor. Yine sıçrayabilir ama bulaştırıcı özelliği kalmıyor. Doğrudan temas, tokalaşma, sarılma, öpüşme bunlar risk. Alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz. Kültürden geliyor ama bu alışkanlıklardan uzaklaşmamız lazım. Temizlik konusunda da piyasada bazı dezenfektanlar var. Bunların kullanılmasını gerektirecek hiçbir durum yok. Yüzeylerin temizliği standart kullandığımız deterjanlarla yapılabilir, hiçbir farkı yok. Çamaşır suyu her zaman bulunmaz bir dezenfektan."