Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, şişmanlığın birçok hastalığa zemin oluşturan, önlenmediği takdirde yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğu belirtildi.
Ülkede şişmanlığın görülme sıklığının gittikçe arttığı ve sağlık üzerindeki etkilerinin ciddi boyutlara ulaştığı vurgulanarak, şişmanlığın kan basıncını ve kolesterolü yükselttiği, kalp damar hastalıkları, felç, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum yetersizlikleri ile kemik ve eklem hastalıklarının ortaya çıkış hızını artırdığı kaydedildi.
Bakanlık tarafından 2004 yılında yapılan "Sağlıklı Beslenelim, Kalbimizi Koruyalım" araştırmasına göre, erkeklerin yüzde 21.2'sinin, kadınların ise yüzde 41.5'inin obez olduğu kaydedilerek, aynı araştırmaya göre ülkede düzenli fiziksel aktivite yapanların oranının sadece yüzde 3.5 olduğu bildirildi.
Orta yaş grubundaki şişman erkeklerde kalp damar hastalıkları sonucu ölüm oranının, normal ağırlıktaki erkeklere göre 11 kat daha fazla olduğu, tip-II diyabet hastalarının yüzde 80'inin hastalığın başlangıcında şişman oldukları ifade edildi.
Bir kişinin şişman olup olmadığının belirlenmesi için çeşitli yöntemler olduğu belirtilerek, bunlardan en çok kullanılanın beden kitle indeksine (BKİ) göre yapılan değerlendirme olduğu kaydedildi.
Beden kitle indeksi 18.5'in altının zayıf, 18.5-25 arasının normal, 25-30 arasının hafif şişman, 30 üzerinin ise şişman olarak kabul edildiği ifade edilen açıklamada, "Yaş ilerledikçe BKİ değeri kısmen artsa da, bu değer 29'un üzerine çıkmamalıdır" denildi.
Açıklamada, obezite riskini azaltmaya yönelik şu uyarılarda bulunuldu:
-"Yiyecek alışverişi tok karnına yapılmalı,
-Yenmemesi gereken ve yüksek enerjili besinler satın alınmamalı,
-Alışverişe liste hazırlayıp çıkılmalı,
-Boş zamanlarda yiyecek atıştırmak yerine egzersiz yapılmalı,
-Öğün atlamadan sık aralıklarla azar azar yemek yenilmeli,
-Göz önünde yiyecek bulundurulmamalı,
-Yemekte küçük, salatada büyük tabak, servis yapılırken ise küçük kepçe seçilmeli,
-Tabağa yenecek kadar yemek alınmalı,
-Yemekler mümkün olduğunca yavaş ve iyi çiğnenerek yenmeli,
-Yemek yerken başka aktiviteler yapılmamalı,
-Akşam yemeğinden sonra bir şey yenmemeli."
Fiziksel aktivitelerin artırılması, yemek pişirilirken düşük enerjili olmasına dikkat edilmesi, etli yemeklere yağ konulmaması, yemeklerdeki yağ miktarının azaltılması, kızartma yerine haşlama, ızgara veya fırında pişirme yöntemlerinin tercih edilmesi, kullanılan yağ ve tuz miktarına dikkat edilmesi ve bol su içilmesi gerektiği de bildirildi.