HABER

Sağlık Bakanlığı'ndan verem raporu

İnsanlık tarihinin en eski hastalıklarından birisi olan tüberküloz, yani halk diliyle verem, günümüzde de en öldürücü enfeksiyon hastalıklarından birisi olmaya devam ediyor. Dünya genelinde halen tüberküloza yakalanma oranında azalma görülmüyor. Araştırmalara göre, dünyada her yıl 8 milyon kişi vereme yakalanıyor, 2 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor.

Sağlık Bakanlığı'ndan verem raporu

Sağlık Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, sağlık alt yapısı mükemmel olan Avrupa'da bile veremin yıllara göre görülme sıklığında bir azalma tespit edilemiyor. Verem Doğu Avrupa'da yüz binde 80, Batı Avrupa'da yüz binde 12, Orta Avrupa'da yüz binde 40 oranında görülüyor. Bu bölgede hastalığın yıllar içindeki durumuna bakıldığında ise Doğu Avrupa'da ciddi bir artış, Orta Avrupa'da ise hafif bir düşme izleniyor. Verem konusunda Batı Avrupa'da ise önemli bir değişim yokken, Asya ve Afrika gibi bölgelerde yüz binde 100'ün üzerinde çok yüksek bir tüberküloz görülme sıklığı mevcut. Türkiye'de tüberkülozun görülme sıklığı (insidansı) bölgelere göre farklılıklar gösteriyor. Hastalık en yaygın olarak Marmara Bölgesi'nde görülürken, bu sırayı Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgeleri takip ediyor. Hastalığın en az görüldüğü bölgeler ise Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgesi olarak belirlendi. Bu rakamlara göre, Türkiye'de tüberküloz dünya geneliyle Asya, Afrika ve Doğu Avrupa ülkelerine kıyasla çok düşük. Ancak Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinden yüksek.

Türkiye'de yaklaşık 50 yıl önce başlatılan veremle mücadele halen kararlılıkla devam ediyor. Veremin hastanelerde ve dispanserlerde ücretsiz tedavisi, aşılama programları, hastaların tespitine yönelik tarama çalışmaları, sağlık personeli ve halka yönelik eğitim programlarıyla hastalara sosyal destek çalışmaları sürüyor. Sağlık Bakanlığı bu çalışmaları üniversiteler, verem savaş dernekleri, sosyal dayanışma fonları ve diğer ilgili birimlerle işbirliği halinde gerçekleştiriyor. Türkiye'de 267 verem savaş dispanseri, 22 göğüs hastalıkları hastanesi ve 11 gezici verem savaş grubu hizmet veriyor. 2004 yılı içinde dispanserlere başvuran 2,5 milyona yakın kişinin muayenesi yapıldı. Bu oran geçen yıla göre yüzde 25'lik bir artışı gösteriyor.

TÜBERKÜLOZ ENFEKSİYONU NEDİR?

Sağlık Bakanlığı'na göre, yeni ortaya çıkan bir tüberküloz hastasının birinci kuşak tüberküloz ilaçlarıyla tedavi edilebilme oranı yüzde 100 civarında. Bu ilaçlarla tedaviye başlanması durumunda veremin bulaştırıcı olma tehlikesi ortadan kalkıyor ve hasta kısa sürede normal yaşantısına dönebiliyor. Toplam 20 milyon lira civarında bir harcama karşılığında tüberküloz hastalığı teşhis edilebiliyor. İlaçlara dirençli olmayan bir tüberküloz hastasının şifaya kavuşması için gereken ilaç ve kontrollerin toplam
maliyeti ise 150-160 milyon lirayı buluyor. Tüberküloz mikrobu vücuda girdikten sonra uzun süre hastalık yapmadan kalabilir. Bu dönemde vücut tarafından oluşturulan savunma yanıtları, mikropları aktif olmayan bir şekilde tutarlar. Buna tüberküloz enfeksiyonu ya da kişinin infekte olması deniliyor. Bu kişilerde hiçbir klinik belirti olmadığı için kendilerinin infekte olduğunu genellikle bilmezler. Ancak tüberkülin (PPD) cilt testi yapılırsa pozitif netice verir, bu yolla infekte olduğu anlaşılır. Bu dönemde mikroplar bir anlamda hapsedilmişlerdir ve vücudun savunma mekanizması çoğalmalarına engel olurlar.

TÜBERKÜLOZ ENFEKSİYONU NASIL BULAŞIR?

Verem solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. (Akciğer veremi olan bir kişinin öksürme, aksırma ve konuşma sırasında havaya saçtığı mikropların sağlam kişiler tarafından solunum yoluyla alınmasıyla bulaşır.) Aksırma ve öksürme sırasında ağzın kapatılması, odanın havalandırılması hastalığın yayılmasını engelleyen en basit ve en etkin yollardır. Verem yiyecek, içecek ve kullanılan ortak eşya ile bulaşmaz. (Sadece veremli ineklerin sütlerinin kaynatılmadan içilmesiyle bulaşabilir.) Verem kalıtımsal bir hastalık değildir. Ailede veremli bir kişi olduğunda hastalığın en kolay bulaşabileceği kişiler çocuklardır. Verem mikrobu alan kimselerin hepsi hastalığa yakalanmaz (Bunların ancak yüzde 5-10'u hasta olurlar.) Ancak mikrobu bir kere alan kişi bunu ömür boyu taşır ve AIDS, şeker hastalığı, mide rezeksiyonu, böbrek nakli gibi hastalıklarda herhangi bir nedenle vücut direncini düşürecek bir ilaç kullanımı ya da alkolizm, uyuşturucu kullanımı gibi durumlarda verem hastalığı kolayca ortaya çıkar.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ

Hastalığın başlıca belirtileri öksürük, balgam çıkarma, kilo kaybı, iştahsızlık, ateş, gece terlemeleri, öksürükle kan gelmesidir. Öksürük en sık ve en önemli belirti olup, öksürüğü 3 haftadan çok devam edenlerin en yakın verem savaşı dispanserine başvurmaları gerekir. Böylece hastalık fazla ilerlemeden, tedavinin kolay olacağı bir safhada yakalanır. Teşhisin gecikmesi halinde, çevreye bulaştırma riski yanında, hastalığın tedavisi konusunda da zorluklar ortaya çıkacaktır. Yakınmalar genellikle hafif başlar ve yavaş ilerler. Bu nedenle, birçok hasta doktora başvurmakta gecikir. Doktora başvuru gecikince, hastalık akciğerleri (ya da tutulan diğer organları) tahrip eder. Yanlış teşhis ve yanlış tedaviler de buna yol açar. Veremin teşhisi için verem savaşı dispanserleri ve göğüs hastalıkları hastanelerinde bazı özel tetkikler gerekir. Bu tetkikler hastanın balgamının muayenesi, akciğer filminin çekilmesi, verem deri testi (tüberkülin testi, PPD testi) ve bazı hallerde gerekli kan tetkikleridir. Bu
tetkikler içerisinde kesin teşhis koyduracak ve bulaşıcılığı da tespit edecek en önemli tetkik balgam muayenesidir. Bu nedenle, balgam tetkiki her hastada mutlaka yapılmalı ve hastalar da bu konuda eğitilerek, balgam numunesi vermeleri konusunda ikna edilmelidir. Hastanın yakınmaları ve akciğer filmlerinde ortaya çıkan görüntüler de hastalıktan şüphelendirir.

TÜBERKÜLOZ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Balgam incelemesiyle tanı kesinleştirilir. Doğru tanı için, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi önemlidir. Türkiye'de verem savaşı dispanserlerinde tanı işlemleri ücretsizdir. Veremin tedavisi ise şu şekilde olmaktadır:

  • Tedavide başarı irn ilaç ve kontrollerçin hasta tedavi eden personel ile işbirliği içinde olmalıdır.
  • Genellikle tedavinin en az ilk 2 ayında hastane tedavisi veya evde yatak istirahatı uygulanmalıdır.
  • Yeterli ve dengeli beslenme, uygun hayat şartları ile tedavi desteklenmelidir.
  • Sigara ve alkol kullanılmamalı, terk edilmelidir.
  • Tedaviden sonra uygun aralıklar ile dispanserde kontrollere devam edilmelidir.
  • Verem tedavi edildiğinde kesinlikle şifa bulan bir hastalıktır. Ancak hastalık hiç tedavi edilmezse hastaların yüzde 50'si kısa süre içinde kaybedilir.
  • Tedaviye başlandıktan kısa süre sonra hastalar çevre için bulaştırıcı olmaktan çıkarlar. Bu nedenle tedavi, çevreyi korumanın en iyi yollarından biridir.
  • Tedavi süresi oldukça uzundur. (ortalama 6-9 ay) ve bu süre içinde tedavinin aralıksız devamı gereklidir. Hastalar kendilerini iyi hissetseler bile bu tedavi süresini tamamlamaya ikna edilmelidir.
  • Tedavi tek ilaçla değil, çeşitli ilaçların bir arada kullanımıyla yapılır. Bu ilaçların hiçbirisi doktor kontrolü olmadan kesilmemelidir.
  • Tüberküloz tedavisini yürüten sağlık üniteleri verem savaş dispanserleri, göğüs hastalıkları hastaneleri ve verem pavyonlarıdır.
  • Veremli bir hastanın tedavisi süresinde başta çocuklar olmak üzere tüm aile bireylerinin de mutlaka verem savaşı dispanserlerinde kontrolden geçirilmesi gereklidir. Bu kontrol en az 2 kere tekrar edilmelidir. (Veremli hastaların aile bireyleri diğer hastalardan 60-90 kat fazla tehlike altındadır.)

Hastaların tedavi olmamaları ya da düzensiz tedavi görmeleri ölüm ya da ciddi sakatlıklarla sonuçlanır.Tedaviye ara verilmesi ya da ilaçlarının bazılarının kesilmesi, kısa sürede bu ilaçlara karşı direnç gelişmesine sebep olmakta ve hastalık kronikleşmektedir. Bu ilaçlara direnç gelişmesi durumunda, tedavi maliyetinin yükselmesi yanında tedavi şansı da önemli ölçüde azalmaktadır. Bu nedenle tedavinin belirlenen bu prensipler çerçevesinde kesintisiz ve doktor kontrolünde sürdürülmesi verem savaşının temel prensibidir. Tüberküloz tedavisi Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak yerine getirilmektedir.

(İHA)

En Çok Aranan Haberler