Sağlık çalışanları ayaklandı

Sağlık-Sen Tokat Şube Başkanı Suat Mantar, "Giderlerimiz her geçen gün artarken, gelirimizin düşmesi düzenimizi bozmaktadır" dedi.

Tokat Devlet Hastanesi Acil Servisi önünde eylem yapan Sağlık Sen üyeleri ellerindeki pankartlarla seslerini duyurmaya çalıştı.

Basın açıklaması yapan Sağlık-Sen Tokat Şube Başkanı Suat Mantar, döner sermayelerinin her geçen gün azaldığını ileri sürdü.

Denge tazminatından sağlık çalışanlarının kapsam dışı bırakıldığını ifade eden Başkan Mantar, bugün ellerine geçen toplam ücretin bir yıl öncesinden az olduğunu iddia ederek, "Giderlerimiz her geçen gün artarken, gelirimizin düşmesi düzenimizi bozmaktadır. Sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte sağlık kuruluşlarına müracaat eden hasta sayısı beş kat artmıştır. Çalışan sayısı bu oranda artmadığı halde halkın sağlık hizmetinden memnuniyeti Cumhuriyet tarihinden itibaren en yüksek seviyeye ulaşmıştır" dedi.

Mantar, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin de arttığına dikkat çekerek, "Halkın memnuniyeti artmıştır. Gelirimiz düşmüştür. Hasta haklarının var olması demek çalışan haklarının olmayacağı anlamına gelmez. Hiçbir adalet anlayışında hak tek taraflı değildir. Hasta haklarının yanında çalışan haklarının ihmal edildiğini görmekteyiz. Teşkilat yasasında görev alacak olan idarecilerin alacakları yüksek ücret konuşulurken maalesef bu hizmeti sunmada en fazla emeği olan sağlık çalışanlarının haklarında bir iyileştirme göremiyoruz. Performansa dayalı ek ödeme sistemi ömrünü tamamlamıştır. Artık işleyemez hale gelmiştir. Sağlık hizmetini sunmada hekimler en önemli meslek gruplarından birisidir. Hekimlerinin gelirlerinin artırılması gerektiğine inanıyoruz. Ancak son dört, beş ayda olduğu gibi performansı düşük olan hekim arkadaşların gelirini artırmanın çözüm yolu hizmetli, memur, hemşire, ebe ve diğer sağlık çalışanlarının gelirlerini azaltıp, hekimlere eklenmesi yanlış bir çözüm yoludur. Bu durum hem iş barışını bozmakta hem de çalışanlar arasında huzursuzluğa sebep olmaktadır.

Hastanelerin gelirlerinin artmasının veya azalmasının sorumluları sağlık çalışanları değildir. Kurumların borçları çok olduğundan dolayı sağlık çalışanlarının alacakları ücret düşmektedir. Buradan sizlere soruyorum.

Harcama yaparken sizlere soran oldu mu?

Hasta gelip de bakmadığınız oldu mu?

Hastanede personel sayısı artırılır veya azaltılırken sizlere soran oldu mu ?

Hastane kalite standartlarını artırmak için sizlere soran oldu mu?

Öğle arası yemek istirahati için bir saat izin kullanıyor musunuz? Tüm bu soruların cevabı hayır olduğuna göre bu sorunlardan dolayı gelirimiz azalması bizlere yapılan haksız bir uygulamadır. Hastane yönetimlerinden ve performansa dayalı ek ödeme sisteminden kaynaklanan sorunların bedeli bizlere ödetilemez. Öğle arası bir saat izin kullanılmadığı halde, bir saat izin kullandırılıyor gerekçesiyle çalışanlarımızın mesai bitiş saati 16:00 değil 17:00'dir. Dolayısıyla tam gün yasasında günlük mesai saati sekiz saat olmasına rağmen bizler dokuz saat mesai yapmaktayız.

Eşit işe eşit ücret uygulamasıyla çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliği azalması gerekirken, tam tersine ücret adaletsizliği artmaktadır.

Performansa dayalı ek ödeme sisteminin tümden değiştirilmesi. Bu değişiklik yapılana kadar kalite, borç ve benzeri maddelerden dolayı gelir adaletsizliğine yol açan maddeler değiştirilmelidir. Sağlık sistemi bir ekip işidir. Bu yüzden meslek grupları arasındaki ücret farkı ortak olarak elde edilen döner sermayelere değil, maaşlara yansıtılmalıdır.

Ek ödemelerimizin sabit olması ve ayın onbeşinde maaşımızla birlikte verilmesi daha doğru bir çözüm yoludur. Sonuç olarak;

Döner sermaye adaletsizliğine DUR diyoruz.

Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete DUR diyoruz.

8 saat yerine 9 saat çalıştırılmamıza DUR diyoruz.

Hasta hakları karşısında çalışan haklarının ihmal edilmesine DUR diyoruz.

Sağlıklı bir sağlık hizmeti sunmanın çözüm yolu kanun, kural ve mevzuatlardan daha çok çalışanlarımızın özverisinden kaynaklanır. Özverimizin artırılması için de haklarımızın iyileştirilmesi gerekir. Aksi takdirde oluşacak başarısızlıkların sorumluları çözüm önerilerimize dikkat etmeyenler olacaktır. Necip Fazıl'ın dediği gibi;

Allah'ın bir pulunu bekleye dursun on kul,

Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul,

Bu taksimi kurt yapmak kuzulara şah olsa,

Yaşasın kefenimin kefili kara borsa" diye konuştu.