Evin kredi borcu yaklaşmış olabilir. Yahut yeni yılda maaşınıza zam yapılmayacağı haberi ile ev sahibinizin fantastik zam talebini aynı gün öğrenmiş olabilirsiniz. "Evim de yok, işim de" diyorsanız hiç üzülmeyin, günümüz dünyasında her bünyeye uygun stres kaynakları geliştirilmiştir. Size huzur yok yani! Hal böyle olunca, baş ağrınızın günlerdir geçmemesi şaşırtıcı olmamalı. Modern tıbbı reddederek ağrı kesici almamanızın etkisi de yadsınamaz şüphesiz. Lakin evhamda dozu kaçıranlardansanız, en az birkaç kez üst üste Google'a 'Yaşayacak mıyım Doktor Bey?' diye sormuşluğunuz vardır. Her ağrı, Allah gecinden versin ama siz evhamlılar için "beyin tümörü mü lan yoksa?" sanrısıdır aynı zamanda.
Göbeğiniz OktoberFest göbeğine döndü. Az sonra biri böbreğinizi elinize verecek gibi ağrıdan kıvranıyor, yerlerde yuvarlanıyorsunuz. Taş, kum, toprak... Yok yok! Olsa olsa çimento döküyorsunuzdur. Göğsünüzden altını hissetmiyorsunuz. Kim bilir belki de bağırsaklarınız gemici düğümü oldu; apandistiniz infilak etti. Eğer ağrı göğsünüzü de sıkıştırmaya başladıysa, gelsin kalp krizi senaryoları. Tabi bunların hepsi bizim şom ağızlılığımız, sizin de evhamınız. Zira kalp krizi ya da apandisit diye gittiğiniz acilde, doktorun 'gaz sancısı' teşhisiyle madara olmak da var.
Taşıdığınız poşetlere bakılırsa, koparma ve silkmede süpermarkette sizden güçlüsü yok. Poşetleri yüklen, çocuğu yüklen, lastik patladı arabayı yüklen derken kuru yük gemisine döndünüz. Herkesin mutlaka fıtık olan bir tanıdığı ya da fıtık hikayesi mevcuttur. Anlatmalara doyamayan bu kitle adamı fıtık eder zaten. Bir de siz kendinizi "Bu kez fıtık oldum" diyerek fıtık etmeyiniz. Uyurken yatak yorganla güreşerek kendinizi sakatlamış da olabilirsiniz. Elbette ağrılarınızı görmezden gelin demiyoruz. Modern tıp candır, doktorları da sevip sayınız. Ancak her bel ağrısı da fıtık olmayabilir, unutmayınız.