Sağlık Sen Şube Başkanı Abdulbaki Tekin:

Sağlık Sen Şube Başkanı Abdulbaki Tekin, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, iftira gibi olaylara değinerek, doktorların artık dar ve kapısı kapalı poliklinik odalarında hasta ile baş başa kalmak istemediklerini söyledi.Sağlık çalışanları olarak zaman zaman hastalarla sıkıntılar yaşadıklarını, sözel ya da fiziksel şiddete, hakaretlere maruz kalabildiklerini belirten Tekin, "İçeride hasta ile baş başa kalmak problem oluşturabiliyor, bazı hastaların iftiralarına muhatap kalabiliyoruz” dedi.Davranış bozukluğu olan hastalar tarafından cinsel taciz suçlamalarına maruz kaldıklarını, böylesine durumlarda şahsın geçmişine, psikiyatrik durumlarına bakılmadan atılan iftiralar yüzünden zor duruma düştüklerini vurgulayan Sağlık Sen Şube Başkanı Abdulbaki Tekin, “Bu iftiraları temizlemek için karakollarda, savcılıklarda, adliye karidorlarında meramımızı anlatmaya, bu moral ve motivasyon bozukluğu ile görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu nedenle biz hekimler odalarımızda en azından bir sekreter ile birlikte hasta bakmak istiyoruz” diye konuştu.Tekin, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuya çözüm getirmesini isteyerek kötü niyetli kişilerin iddiaları karşısında sağlık çalışanlarında dinlenerek adaleti tesis etmeye davet etti. Tekin, ‘Performans Sistemi’nin doktorları adeta ‘dolap beygiri’ne çevirdiğini vurgulayarak şunları söyledi:“Hekimlerimiz günde 100-150 hasta bakmak zorunda bırakılıyor. 8 saatlik mesai diliminde bu sayıda hastaya bakabilmek, insani ölçüde muayene yapabilmek mümkün değildir. Bizler hasta bakma makineleri değiliz. Hasta başına iki dakika ayırsak, 200 -300 dakika eder ki, bu aralıksız 4-5 saatlik bir zaman demektir. Maalesef sağlık sisteminde uygulanan performans sistemi, hekimleri adeta dolap beygirine çevirmiş, fasit bir dairede döndürmektedir. Değerli arkadaşlar, sizler bir hekimin 1-2 dakika ayırdığı bir hasta olmak ister misiniz? Maalesef sistem hastaları bir puan nesnesi, hekimleri de sanki bir oyunda ne kadar çok nesne toplarsa o kadar çok puan alınacak dürtüsüyle hareket eden bir anlayışa getirmiştir. Yine sizler, bir hekimin sabahtan beri baktığı o kadar hastadan sonra onun 60. ya da 80. ya da 90. hastası olmayı kabul eder misiniz? Bu kadar yoğunlukta bir hekim, hastasına ne kadar faydalı olabilir?”