LEYLA ATAMAN KOYUNCUOĞLU - Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitim Derneği Başkanı Dr. Mehmet Kanpolat, Türkiye'nin sağlık turizminden yıllık 2-3 milyar dolarlık pay aldığını belirterek, "Bu pay çok yetersiz. Sağlık turizminde payımızı artırmalıyız." dedi.
Kanpolat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanların tedavi olmak amacıyla ikamet ettikleri ülkeden başka ülkelere seyahat etmelerine "sağlık turizmi", tedavi amaçlı giden kişiye de "sağlık turisti" denildiğini söyledi.
Yılda ortalama 35-40 milyon yabancı turisti ağırlayan Türkiye'nin ve ortalama 12-13 milyon turistin geldiği Antalya'nın kitle turizminde bir numara olduğunu ifade eden Kanpolat, ülkenin sağlık turizminden ise yeteri kadar pay alamadığını bildirdi.
Sağlık turizminin yeteri kadar gelişememesinde iki temel dezavantaj bulunduğunu kaydeden Kanpolat, Türkiye'nin 2002'den sonra sağlıkta dönüşüm programı kapsamında sağlık altyapısını ciddi şekilde geliştirdiğini ancak bunu yurt dışında yeterince tanıtamadığını dile getirdi.
Kanpolat, "Hastanelerimiz dünya standartlarının üzerinde, birçok gelişmiş ülke hastanesinden daha donanımlı fakat bize hala ikinci, üçüncü sınıf ülke gözüyle bakılıyor. 6-7 kişilik odalarda, kötü şartlarda hizmet verdiğimizi düşünüyorlar. Biz bunu dışarıdaki kişilerden net şekilde duyuyoruz." diye konuştu.
İkinci dezavantajın ise turist sağlığında kısa vadede kazanç sağlama amaçlı yüksek faturalandırmalar olduğunu belirten Kanpolat, "Bilgisiz faturalandırma, yüksek faturalandırma, adına ne dersek diyelim bir şekilde haksız kazanç elde edilmesi. Bu kısa vadede kazanç gibi gözükse de uzun vadede ülkemize zarar veriyor ve güvensizlik sorununa neden oluyor. Dünya pazarı ile rekabet edecekseniz fiyatın da abartılmaması lazım, fiyatın iyi ayarlanması lazım." değerlendirmesini yaptı.
Sağlık turizminde ekstra yatırıma gerek olmadığını, ufak tefek değişikliklerle pazardan daha fazla pay alınabileceğini anlatan Kanpolat, şöyle konuştu:
"Birincisi güven sıkıntısını giderecek mevzuatların çıkarılması lazım. Örneğin şu anda sağlık turizmi yapacak kuruluşlar ve kişilerle ilgili bir akreditasyon yok. Bu alanda çalışacak kurum ve kişilerin niteliklerinin belirlenmesi ve bunlara resmiyet kazandırılması gerekiyor. Hasta getiren seyahat acentalarının resmileştirilmesi gerekiyor. Sağlık amaçlı gelen kişilerin normal turistten farklı olduğunun bilinmesi lazım. Bunun için özenle seçilmiş elemanların hizmet vermesi lazım. Nasıl bugün yoğun bakımda görev yapan hemşireye yoğun bakım sertifikası veriliyorsa, sağlık turizmi yapan elemanların da böyle sertifikalandırılması lazım. Hasta geldiğinde kalacağı otelin bile bu hizmete uygun olması gerekiyor."
- 150 milyar dolarlık sektör
Sağlık turizminin dünyada ciddi pazar olduğuna işaret eden Kanpolat, "Bugün dünya sağlık turizmi ekonomik büyüklüğünün 100-150 milyar dolar arasında olduğu söyleniyor. Bunda en büyük payı ise 42-43 milyar dolar ile Hindistan alıyor. Hindistan'ı Tayland, Singapur, Almanya ve Macaristan gibi ülkeler takip ediyor. Türkiye sağlık turizminden yıllık 2-3 milyar dolarlık pay alıyor. Bu pay çok yetersiz. Sağlık turizminde payımızı artırmalıyız." dedi.
Sağlık turizmi kapsamında Türkiye'ye en fazla saç ekimi için gelindiğini söyleyen Kanpolat, bunu diş ve estetik amaçlı uygulamaların takip ettiğini bildirdi.
Türkiye'ye henüz A grubu ameliyatlarda çok fazla hastanın gelmediğini kaydeden Kanpolat, "A grubu hastalıklar by-pass, beyin, mide ameliyatları gibi ameliyatlar. Dünyada A grubu ameliyatlarda Almanya, estetikte ve saç ekiminde ise Hindistan ön planda." diye konuştu.
Kanpolat, bir üniversite hastanesi, 3 eğitim ve araştırma hastanesi, 27 özel ve 17 devlet hastanesi olan Antalya'nın sağlık turizminde ciddi potansiyeli bulunduğuna işaret ederek, bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Mehmet Kanpolat, Türkiye'nin ev sahipliğinde 22-23 Eylül'de Konya'da İslam Coğrafyası Sağlık Turizmi Kongresi ve Çalıştayı yapılacağını sözlerine ekledi.