Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Sağlıkta şiddet olayları da dahil hukuka akseden hiçbir sorunda bir taraf peşinen suçlu, diğer taraf peşinen masum ve mağdur değildir. Teşhis hekimin ise hüküm de hakimindir. Bu sebeple bilhassa hekim arkadaşlarımızdan, tüm camiamızdan rica ediyorum. Adalete güvenin" dedi.
Sağlık Bakanı Koca, YouTube'daki hesabından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Devletin, halkına hizmet için tahsis ettiği, yetişmiş insanıyla yürüttüğü hizmetlerinde zaman zaman sorunlar yaşanabildiğine işaret eden Bakan Koca, "Devlet mükemmeli hedeflese de işleyiş bazen bununla çelişebilir. Örneğin, pandemi boyunca ertelenen sağlık hizmetleri ihtiyacı, hastanelerimizde giderek ağırlaşan bir yoğunluğa yol açtı. Salgında insanüstü bir kapasiteyle hizmet veren sağlık çalışanları zorlanmaya başladı. Balkonlara çıkarak alkışladığımız insanların şimdi aynı performansı aralıksız sürdürebileceğini düşünmemiz ise bence pek isabetli değil. Geçiş sürecindeyiz. Pandemi nedeni ile bütün dünyada zorlaşan hayat şartlarından sağlık çalışanlarımızın da fazlasıyla etkilendiğini, öngörülen iyileştirmelerinse henüz hayata geçmediğini bilmeliyiz" diye konuştu.
İçinde bulunulan dönemde, sağlık çalışanı ve hasta arasında karşılıklı anlayışın, tevazunun, saygının iyileştirici güç olduğunu vurgulayan Bakan Koca, "Sağlık hizmeti alırken anlayışlı, yeri geldiğinde sabırlı olmalıyız. Sorunlarla kişisel olarak mücadele etmek yerine, devletin getireceği çözüme güvenmeliyiz. Hastaneler, bu kerim devletin göz bebeği kurumlardır. Kişilerin hataları varsa o hatalarla ne bu kurumları ne de bir meslek grubunu etiketlemekten kaçınmalıyız" dedi.
Sağlık kurumlarında şiddet olaylarına ilişkin açıklamalarda bulunan Koca, şunları söyledi:
"Biliyoruz ki şiddet olayları, hasta- hekim insicamını giderek daha fazla etkilemeye başladı. Şunu hemen söylemek, artan şiddet olaylarından hareketle bu saygın toplumun tamamını yargılamaya kalkanları baştan uyarmak isterim. Pandeminin inişe geçmesiyle birlikte, pek çok ülkede, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında artış rapor edilmektedir. Ülkemizde günbegün artış gösteren olaylara, genel olarak, suça eğilimli veya daha önce suç işlemiş, bazı örneklerde madde bağımlılığı olan, kendini kuralların ve kamu otoritesinin üzerinde gören bir kişilik yapısına sahip olduğu anlaşılan, ayrıca stres anında davranış kontrolünü kaybetmeye meyyal kişiler yol açıyor. Doktoruna, hemşiresine fiziki şiddet uygulayan kişilerin birçoğunun, aile içi bireyler başta olmak üzere başka şiddet vakalarının bulunması tesadüf değildir. Şiddet olaylarında ciddi bir bölümü de sözlü şiddet oluşturmaktadır. Bu gruptaki şiddetin kaynağı ise bizce, hasta veya hasta yakını ile sağlık çalışanı arasındaki yanlış beklentiden kaynaklanan gerilimdir. Beklentilerin makul hale getirilmesi ve gerilimin yönetilmesiyle bu kategorideki sorunu, sağlık çalışanları için atılacak adımların oluşturacağı zeminle aşacağımıza inanıyorum. Bu devlet bir hukuk devletidir. Sağlıkta şiddet olayları da dahil hukuka akseden hiçbir sorunda bir taraf peşinen suçlu, diğer taraf peşinen masum ve mağdur değildir. Teşhis hekimin ise hüküm de hakimindir. Bu sebeple, bilhassa hekim arkadaşlarımızdan, tüm camiamızdan rica ediyorum. Adalete güvenin. Yapılacak yeni yasal düzenlemeler, sizleri şimdiden müsterih etsin. Şiddet suçlarını gündemde tutma, suçluları teşhir etme çabasının olumsuz sonuçları da olduğunu, hatta mesnetsiz karşıtlıklar doğurabildiğini unutmayın. Suçlara karşı yeterli yaptırım olmadığı şeklindeki gündem, sorunlu bazı kişilik yapılarında suça yönelime yol açmaktadır. Devlet erkinin, gerçeğe aykırı şekilde duyarsız gösterilmesi bumerang gibi bize geri dönmektedir. Bu zararlı tutumdan vazgeçelim."
Bakan Koca, hasta ile hekim arasındaki kısa süreli ilişkinin, özünde nadir bir ilişki olduğunu belirterek, "Bir taraf anlaşılma ihtiyacı içinde diğer taraf anlamakla görevlidir. Bu saygıya dayalı, kötü davranışı kabul etmeyecek, hekimin profesyonelliğine dayalı bir ilişkidir. Şiddetin gölgesinin bile bu ilişkiye düşmesine izin vermeyeceğiz. Toplum bizimledir. Fakat şu nokta da önemli: Sağlık profesyonellerinin anlaşılmaya ihtiyacı olduğu gibi, bizlere gelen hastaların da anlaşılmaya ihtiyacı vardır" dedi.
Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi, malpraktis davalarındaki hata ve haksızlıkların sona erdirilmesi için bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin, TBMM Adalet Komisyonu'na sevk edildiğini anımsatan Koca, "Bu kanun teklifi, kasten yaralamada tutuklu yargılanma sonucunu doğuracak. Yine bu kanun teklifi, sağlık hizmetini engelleme suçunu şiddet olayında cezayı artırıcı bir suç haline getirecek. Malpraktis kaynaklı dava açılabilmesi, kurulacak Mesleki Sorumluluk Kurulunun onayı şartına bağlanacak. Teklifin temelini oluşturan hükümler, tarihi bir sonuç doğuruyor: Kasıt olmadığı sürece hekimden tazminat yükü kalkacak. Vatandaşın mağduriyeti varsa bunu devlet karşılayacak. Camiamız, bu gelişmelerden duyulacak heyecanı maalesef göstermedi. Neden? Maalesef daha önce de örneğini yaşadığımız olaylar yaşandı. Sorunların çözümü etrafında buluşmak yerine, sorunların güncel örnekleri etrafında toplanıldı. Seyri hukuka bırakılması gereken bir olay, neredeyse bir taraflaşmaya, ayrışmaya yol açtı. Bize gelecek ve huzur vaat eden gerçek gündemden kopmak hatadır. Öte yandan, suç ve ceza şahsidir. Bir kişinin hatası, ne bir kurumun ne de bir meslek grubunun hatasıdır. İyiler toplumun büyük çoğunluğunu oluşturur. İnsan özünde iyidir, iyi davranış iyiliği daha da geliştirir" açıklamasında bulundu.
Bakan Koca, konuşmasının sonunda, "Sözlerimi üç vurguyla bitirmek istiyorum. Hasta haklarının korunmasında hassasız. Hasta- sağlık çalışanı arasındaki ilişkiyi daha olgun hale getireceğiz. Sağlıkta her türlü şiddet olayına, sağlık çalışanlarının açılan davalarda haksız bedeller ödemesine karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde gereken adımları atacağız. Halkımızın ve sağlık çalışanlarının bilmesini isterim. Cumhurbaşkanı'mızın hasta haklarına ve çalışanlarının hukukuna verdiği önem, en büyük gücümüzdür" dedi.