Koronavirüs salgının başlamasıyla birlikte 15 Mart'tan itibaren pandemi hastanesi olarak hizmet veren Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kovid 19 pozitif veya kovid şüpheli annelerin dünyaya getirdiği bebeklere, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nin hemşireleri haftalarca anne babalık yaptı. Çoğu prematüre dünyaya gelen bebeklerin ailelerine sağlıkla kavuşabilmesi için 7/24 çaba sarfeden beyaz melekler, onları doyurdu, gazlarını çıkardı, banyolarını yaptırdı hatta yeri geldi ninniler söyleyerek uyuttu. Bu dönemde onlar da salgın nedeniyle günlerce evlerine gidemediler, ailelerinden, kendi çocuklarından uzak kaldılar ve şimdi de bayramı minik bebeklerle birlikte kutluyorlar. "Onlar bizim bayram şekerimiz" diyen hemşireler, bebeklerini sağlıklı bir şekilde ailelerine teslim edebilmek için salgın sürecinde de canla başla çaba gösterdi. Hemşireler, olağanüstü Kovid pandemisi günleri ve bayram mesailerini Demirören Haber Ajansı'na anlattı.
'KOVİD YÜZÜNDEN BEBEKLER PREMATÜRE DOĞDU'
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Esra Haznedaroğlu (39), 16 yıllık hemşire ve bunun 12 yılını yenidoğan hemşiresi olarak sürdürdüğünü söyledi. Haznedaroğlu, bu pandeminin meslek hayatı boyunca yaşadığı en zorlu süreç olduğunu anlatarak "Buradaki tüm bebekler bize emanet ve biz onların annesi babası oluyoruz. Daha önce hiç böyle bir dönem yaşamadık. Kovid pandemisi herkes için yeni bir süreçti. Kimse hiçbir şey bilmiyor, her şey çok yeni, çok fazla bilinmezlik vardı. Özellikle yenidoğan yoğun bakım açısından çok fazla bilinmezlik vardı. Dünyada bu işler nasıl yürüyor, yenidoğan yoğun bakım açısından pandemide neler yapılıyor, ona göre bir eylem planı oluşturmaya çalıştık. Bu süreçte 94 bebeğin yatışı oldu, bunların 27 tanesi Kovid şüpheli ya da Kovid pozitif annelerin bebekleriydi. Pozitif annelerin bebekleri genellikle prematüre doğuyordu. 30 haftalık, 29 haftalık, 31 haftalık bebekler geldi bu şekilde" dedi.
'BEN OLSAM KAPIDA YATARDIM HERHALDE DİYORUM'
Doğar doğmaz annesine bile gösterilemeden getirilen bebekler olduğunu anlatan Haznedaroğlu, ilk getirilen pozitif anne bebeğinin 30 haftalık olduğunu ancak çok dirençli çıkarak kısa sürede atlattığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Anne pozitif olduğu için doğumdan sonra kokusunu bile alamadan bebeği bize getiriyorlardı. Ziyaret kısıtlaması getirdik mecburen. 40 gün bebeğini göremeyen, haftalarca yavrusuna dokunamadan tedavi alan anneler oldu. Ben de anneyim; bu sürecin nasıl olduğunu biliyorum, annelik duygusunun ne olduğunu biliyorum. Anne olmayan hemşire arkadaşlarım da anneliğin ne olduğunu burada öğreniyor. Kendimi o annelerin yerine koyuyordum. Empati kurmaya çalışıyordum. Kapıda yatardım herhalde diyorum. İnsanlar buradaki makine seslerini duyuyorlar sadece, aileler için de çok ürkütücü bu. O yüzden onların korkularını çok iyi anlıyoruz."
'ZİYARET YASAK OLUNCA GÖRÜNTÜLÜ ARAMALAR İMDADIMIZA YETİŞTİ'
Bebeklerin bakım ve tedavilerini sürdürmenin yanında bir süre sonra anneleriyle nasıl buluşturabileceklerinin derdine düşmeye başladıklarını anlatan Haznedaroğlu, "Sağolsun başhekimimiz çok yardımcı oldu ve bir telefon tahsis etti buraya; haftanın belirli günlerini aileleri görüntülü aramaya ayırdık. Anlık videolar çekip ailelere yolladı. Biz bebeklerimizi annelerine teslim ettiğimiz zaman gerçekten çok mutlu oluyoruz" dedi. "Biz burada hepsinden 'bebeğim' diye bahsederiz" diyen Esra Haznedaroğlu, "Hatta burada hemşire ablaları, bebeklerine özel, onların klinik durumları ya da o anki psikolojik durumlarına özel ninniler söylerler. Şu an ilk bayramlarını bizimle geçiriyorlar. Bayram için görüntülü arama ile bir anne baba eli öptüreceğiz onlara. Beraber geçireceğiz bu bayramı onlarla, inşallah iyi geçireceğiz" ifadelerini kullandı.
'ANNELERİNE AİT BİR EŞYAYI YANLARINA KOYUNCA SAKİNLEŞİYORLARDI'
Üç yıldır yenidoğan yoğun bakım hemşiresi olarak çalıştığını anlatan Burcu Coşkunlu (25), bu mesleğin gerçekten özverili ve çok değerli bir alan olduğunu söyleyerek "Bebeklerimiz ilk bayramlarını bizimle geçirecekler. Bu çok değerli. Ama bizim için en büyük bayram, onların iyileşip annelerine kavuştukları zaman oluyor" dedi. Yenidoğan bir bebeğin normal zamanda dahi yoğun bakıma yatırılmasının ailelerde bir travma ve kaygı yarattığına işaret eden Coşkunoğlu, "Kovid pozitif aileler bundan daha fazlasını yaşadı bu süreçte. Doğumdan sonraki ilk yarım saatte bebeklerin anneyle teması çok önemli. Normal stabil bebeklerde annenin herhangi bir eşyasını, bu eşarbı olur başka bir kıyafeti olur, bebeğin yanına koyduğumuz zaman gerçekten sakinleşiyorlar. Ama Kovid yüzünden, özellikle Kovid'li annenin bebeklerinde, anneye ait hiçbir şeyi içeri alamadık. Biz bu dönem tamamen anne ile bebek arasında köprü olduk. Evlerimize gittiğimiz zaman bile, merak edip nöbeti devrettiğimiz arkadaşlarımızı arayıp bebeklerimizin durumunu takip ediyoruz" diye konuştu.
'ONLAR BİZİM BAYRAM ŞEKERİMİZ'
Zeliha Çabuk (27), 6 yıldır yenidoğan yoğun bakım hemşireliği yaptığını anlatarak "Herkes gibi hem bebeklerimiz hem de bizler açısından zor bir süreç oldu bu pandemi dönemi. Biz de onlar gibi ailelerimizden ayrı kaldık haftalarca. Onlarla eğleniyoruz, onlarla gülüyoruz. Bu süreci kolay atlatabilmemizde aslında onlar bize yardımcı oluyor. Çünkü onlara baktıkça insan bütün sıkıntısını, derdini, endişelerini unutuyor. Bayramda da beraberiz. Onlar bizim bayram şekerimiz. İlk bayramlarını bizimle yaşayacaklar" dedi.
Senem Erol (26) ise 2016'da mezun olduğunu ve o günden bu yana yenidoğan yoğun bakım hemşiresi olarak çalıştığını söyleyerek "Bebeklerimize bu süreçte anneleri gibi bakmaya çalıştık. Çünkü annelerini hiç görmediler, anne ve baba sevgisini hiç bilemediler henüz. Ağladıklarında bütün dertlerini anlayabiliyoruz artık. Taburcu ederken de bütün bilgilerini annelerine anlatarak eğitimlerini veriyoruz. Çok küçükler ve bu bayram biz de anne babamızdan ayrıyız onlar gibi. Birbirimize destek oluyoruz, birlikte güçlüyüz, hep birlikte atlattık bu süreci. İnşallah bir daha yaşamayız böyle bir salgını" diye konuştu.
(DHA)