Ramazan ayında en sık yapılan yanlışlardan biri ise sahur öğününü atlayarak oruç tutmaya çalışmaktır. Gün boyunca alamadığımız besin öğelerini iftar sonrasına yayarak tüketmemiz gerekmektedir. Sahur yapmadan oruç tutan kişilerde kabızlık, kan şekeri düşüklüğü, tansiyon sorunları ve susuzluk gibi belirtiler görülebilmektedir. Gerekli olan besin öğelerinin karşılanması ve açlık durumumuzun dengelenmesi adına sahur mutlaka yapılmalıdır. Sahur seçimi yaparken de dikkat etmemiz gereken birçok kriter bulunmaktadır.
Yaptığımız sahur seçimi uykuya geçişimizi zorlaştırmamalı, yeterli vitamin-minerali içermeli, tokluk süremizin uzamasına yardım etmeli ve bu süreçte yavaşlayan bağırsak hareketlerimizin düzenlenebilmesi için yeterli lifi içeren bir öğün olmalıdır.
Sahurda akşam yemeği gibi ağır ve yağlı yemeklerin tercih edilmesi hem mideyi yoracak hem de kilo alımına sebep olacaktır. Bu öğünü daha hafif ve dengeli tercihlerle yapmamız gerekmektedir. Protein içeriği yüksek, tokluk süremizi uzatacak olan süt, peynir, yumurta gibi besinler öğünümüze mutlaka eklenmelidir.
Yağ grubu olarak zeytinyağı, ceviz, badem gibi seçimler yapıp sebze grubu olarak da domates, salatalık gibi söğüş sebzelere beslenmemizde yer vermemiz gerekmektedir. Bunlara ek olarak kan şekerimizi daha dengeli bir şekilde yükseltebilmesi ve bağırsak hareketlerimize faydalı olabilmesi için de karbonhidrat grubundan tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği, yulaf gibi besinler öğünümüze eklenmelidir.
Sahurun kahvaltı tarzı hafif ve dengeli yapılması hem midemizi rahatlatacak hem de vücudumuzun ihtiyacı olan besin öğelerinin dengeli bir şekilde karşılanmasını sağlayacaktır. Sahurda susuzluğa neden olacak aşırı tuzlu ve aşırı baharatlı besinlerden kaçınmamız gerekmektedir. Bizi daha çok susatıp daha çok acıktıracak ve midemizi yoracak olan hamur işi, kızartma gibi besinlerden uzak durmamız daha faydalı olacaktır. İftar sonrası sürece yaydığımız su tüketimini sahurda da atlamamalı, asitli ve kafeinli içeceklerin tüketiminden kaçınmamız gerekmektedir.