ANKARA (İHA) - Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Füsun Yaşar, Türkiye'de bireysel merakla hipnozu öğrenen hekimlerin hipnozu yardımcı tedavi aracı olarak kullandıklarını; ancak Sağlık Bakanlığı'nın bugüne kadar hipnozu bir tedavi aracı olarak kabul etmediğini söyledi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen, "Diş Hekimliğinde Hipnoz" konulu konferans Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Behçet Kamay Konferans Salonu'nda yapıldı. Konferansta konuşan Yaşar, hipnozun kelime anlamının 'uyumak' olduğunu ve Yunanca 'Hypnun'dan geldiğini belirtti. Yaşar, yüzyıllardır uygulanan hipnozun, 1800'lü yıllardan itibaren bilimsel araştırmalara konu olan ve son yıllarda gerek tıp gerek diş hekimliğinde kullanılan bir kavram olduğunu kaydetti. Yaşar, dünyada bilimsel ve tıbbi hipnozun en fazla diş hekimleri tarafından uygulanıldığını belirterek, "Hipnozla tedavi yapan hekimlerin yüzde 40'ı diş hekimleridir. Bilimsel ve yasal anlamda 1958 yılından beri tıbbi amaçla hipnozun kullanıldığı Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) faal 5 tıp kuruluşunun 3'ünün diş hekimlerine ait kuruluşlardır" dedi.
Yaşar, hipnozun, telkin edilende üst düzeyde uyum ve ekstra bir dikkat toplanması ile karakterize olan farklılaştırılmış bir bilinç durumu olarak tanımlandığını ifade etti. Yaşar, hipnozun sanılanın aksine bir baygınlık ve kendinden geçme hali olmadığını, hipnozda kişinin bilinen anlamda uyumadığını ifade ederek, "Aksine yoğunlaşmış bir dikkat ve farklı bir bilinç durumu söz konusudur. Hipnozda kişiye istemediği bir şey yaptırılamaz, çok derin hipnozlarda bile kişinin ahlak anlayışına ters telkinler geri teper ve kişi hipnozdan çıkar. Bu yönüyle hipnoz çok güvenilir ve risksiz bir tedavi yöntemidir" diye konuştu.
Yaşar, hipnozda Meslek Ahlak Tüzüğü'nün, 1979 yılında hazırlanıp Ağustos 1980'de tüm ISH (Uluslararası Hipnoz Derneği) üyelerinin oylarıyla kabul edildiğini ve bu tüzüğe göre tıbbi hipnozun, sadece hekim, diş hekimi ve psikologlar tarafından uygulanabilir olduğunu kaydetti.
HİPNOZ İLK KEZ 1748'DE TIBBA GİRDİ Hipnozun bir tedavi aracı olarak tıp alanına resmi ve bilimsel anlamda ilk kez girişinin 1748'de F. Anton Mesmer ile gerçekleştiğini anlatan Yaşar, şunları söyledi:
"1841'de İskoçyalı bir hekim olan ve İngiltere'de çalışan Dr. James Braid, Mesmer ve onun mistik takipçilerinin iddialarını reddetti. Dr. Mesmer, hipnozun hipnozistten hastaya doğru akan bir magnetizm şekli olduğuna inandı. Bu magnetizma akışının yöneltilmesiyle hastalıkların tedavi edilebileceğini iddia etti. Birçok faydalı sonuçlar göstermesine rağmen, Mesmer'in teorileri Viyanalı meslektaşları tarafından kabul edilmedi. Manyetik sıvılar olmadan hipnotik durumun kazanabileceği fikrini ortaya atan Braid, 'Hipnozun Babası' unvanını kazanarak yöntemin isminin Mesmerizm'den Hipnoz'a çevrilmesini sağladı. Braid, hipnozun uyku olmadığının farkına vardı ve hastayı iyileştiren gücün telkin mekanizmasıyla işlediğini ispatladı. Ülkemizde bilimsel anlamda hipnoz ilk defa 1951 yılında Watson'un yaptığı seanslar ile başlamıştır. Özellikle cerrah Hüsnü İsmet Öztürk birçok hekime hipnozu öğretmiştir. Öztürk, hipnoanestezi ile çok sayıda ameliyat gerçekleştirmiştir. 1960'lı yıllarda Psikiyatr Dr. Recep Doksat doktora tezini hipnoz konusunda vermiştir. 1991 yılında İstanbul'da aralarında Dr. Hüsnü İsmet Öztürk'ün öğrencilerinin de bulunduğu bir grup hekim tarafından Tıbbı Hipnoz Derneği kurulmuştur."
Hekimlerin bireysel merakla hipnozu öğrendikleri ve bunu tedavilerinde yardımcı bir yöntem olarak kullandıklarını kaydeden Yaşar, "Ülkemizde bireysel merakla hipnozu öğrenen hekimler 'hipnozu' yardımcı tedavi aracı olarak kullanmaktadırlar. Buna karşın Sağlık Bakanlığı bugüne kadar hipnozu bir tedavi aracı olarak kabul etmemiştir. Diş Hekimi Eşref Müezzinoğlu, Mehmet Ayvacı, Dr. Murat Ulusoy, Psk. Tuncay Özer, Nemci Gökay, tıp hekimleri Şeref Özer, Tahir Özakkaş, Rafet Kayserioğlu, Faruk Andaç, Muhterem Ercan bu konuda çalışmalar yapan isimlerden bazılarıdır. Ülkemizde hipnozdan profesyonelce yararlanan değişik meslek gruplarından yaklaşık 250 kişi olduğu tahmin edilmektedir" diye konuştu.