Sahadaki gladyatörler
Galatasaraylı eski futbolcu Metin Kurt futbolcu arkadaşlarını greve götürdüğü gerekçesiyle, hakları gasp edilerek klübünden uzaklaştırıldı. Yeşil sahaların ‘Hem solcu hem de futbolcu’ listesi ise bir hayli kabarık.
1930’ların başında ‘Futbol’un Mozart’ı lakabı takılan Avusturyalı Mattias Sindelar,1934 Dünya Kupası’na ülkesinin milli takımının kaptanı olarak katıldı. II. Dünya Savaşı öncesindeki politik ortamda Nazi Almanyası ile Avusturya arasında oynanacak maçın berabere biteceği herkes tarafından ‘tahmin’ ediliyordu.
Ancak ilk 70 dakikası golsüz geçilen maçta Matthias Sindelar ve takım arkadaşı Karl Sesta, son 20 dakikada iki gole imza attılar ve 2-0 biten maçta herkese futbolun ötesinde ders verdiler.Sindelar, daha sonra 1938’de Nazi Almanyası’nın Avusturya’yı işgal etmesi ile oluşan yeni Alman milli takımda oynamayı reddetti. Sindelar’ın Ocak 1939’da kız arkadaşı ile apartman dairesinde ölü bulunması ise bir mitin başlangıcı oldu.
Ünlü İngiliz futbolcu ve teknik adam Brian Cologh, madencilerin grevini desteklemiş ve bir anti-Nazi lig örgütlemişti.
Politik yönü o kadar kuvvetliydi ki, İşçi Partisi tarafından Manchester belediye başkanlığı yarışında Churcill’in torununa karşı yarışması istenmişti.
Bayern Münih ve Alman milli takımının efsane oyuncularından Paul Breitner’in sol görüşleri muhafazakar Almanlar’ı oldukça rahatsız ediyordu.
Breitner’in Mao posteri önünde çektirdiği fotoğraf, politik görüşlerini gözler önüne sermişti.
Tüm Arjantinliler’i 2005’te ülkesine gelecek George W. Bush’u protesto etmeye çağırmıştı.
Kolundandaki Che dövmesini şöyle açıklıyor: Böylece en büyük iki Arjantinli aynı bedende buluştu.
Maradona, Fidel Castro ve Hugo Chavez’in politikalarına destek veren açıklamalarda bulunmaktan çekinmiyor. Chavezle yaptığı bir görüşmeden sonra solcu devlet adamı için şunları söylemişti: Kadınları severim ama Chavez’e aşık oldum.
Liverpool taraftarının ‘God-Tanrı’ lakabını taktığı Fowler Mart 1997’de oynanan Brann Beregn maçındaki golüyle tribünleri ayağa kaldırdı. Ama Fowler’ı liman işçilerinin takımı Liverpool’da tanrılaştıran, golden sonra formasının çıkarıp gösterdiği tişörttü.
Tişörtün üzerinde, o sıralar işten atılan arkadaşları için greve giden liman işçilerine destek mesajı yer alıyordu.
90’ların sonunda adı anarşist gruplarla anılıyordu.
23 yıl top koşturduktan sonra geçen yıl yeşil sahalara veda eden 43 yaşındaki Romario, Brezilya Sosyalist Partisi'ne üye olduğunu açıkladı ve futbol dünyasının solcu isimleri arasındaki yerini aldı.
2005 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, ‘ayaktakımı’ dediği göçmenler ayaklandığında, destek kendisi de Fransa dışında doğan Thuram’dan gelmişti.
Thuram, Sarkozy politikalarını eleştirmekle kalmadı, ayaklanmadan bir yıl sonra Paris’te oynanan Fransa-İtalya maçına 70 evsiz göçmeni davet ederek Fransa’nın göçmen politkalarına muhalefetini açıkça sergiledi.
İtalya’da işçilerin ve komünistlerin takımı Livorno’nun efsane futbolcusu Cristiano Lucarelli...
Politik görüşlerini, İtalya 21 yaşaltı milli takımında attığı golden sonra formasını çıkararak gösterdiği Che tişörtü ile cümle aleme göstermişti.
Cevad Nekounam, Ali Karimi, Mehdi Mahdavikia, Hüseyin Kaebi ve Vahid Haşemin... İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yaşanan olaylarda, muhaliflere destek için Kuzey Kore ile oynanan milli maça, muhaliflerin rengi olan yeşil bantlarla çıktılar.
Şubat 2007de Bask dilinde yayın yapan Berria gazetesinde kaleme aldığı yazısında İspanyol yetkililere seslenerek, karıştığı politik eylemler nedeniyle hakkında 3 bin yıl ceza istenen bir ETA militanının serbest bırakılmasını isteyen Oleguer, ETA militanı ile dayanışma örneği gösterdi. 2003te, Barcelonanın Sabadell semtinde otonomcu gençlerin takıldığı gençlik lokaline polisin baskın yapması üzerine polisle çatıştı, gençlerle birlikte polise karşı koydu. Çatışma sonrasında tutuklanan 11 kişiden biri tahmin edildiği üzere Oleguerdi.
Meksika’daki Zapatista gerillalarına 3 bin 400 dolar yardımda bulunan İnter’in kaptanı Javier Zanetti, politik görüşlerini şöyle özetliyor:
Bizler, kültürel farklılıklar ve insanlarla zenginleşen küreselleşmemeiş bir dünyaya inanıyoruz.
Ve bizden bir kaç isim... Atatürk'e laf uzatıldığında dayanamadığını söyleyen Kemalettin, Fenerbahçe'de oynadığı dönemde İşçi Partisi’ne oy vereceğini açıklamış ve bu anlamda bir ilke de imza atmıştı.
Galatasaray’ın eski futbolcusu Hasan Şaş oğlu’nun adını Yusuf Deniz koydu, nedenini şöyle açıklıyor: Yusuf Arslan'la Deniz Gezmiş'i severim. Çünkü zamanında Amerika'ya karşı çıkmış insanlar... Şimdi herkes Amerika'ya karşı çıkıyor. Demek ki bu adamlar ileri görüşlüymüş. '70'lerde işte o insanları idam ederken, yargılarken geniş kapsamlı bakmak gerekti olaylara. Onların durumu beni çok üzmüştü. Bu ülke için bir şeyler yapmaya çalışmışlardı. Ben de onları sevdiğimden dolayı Yusuf Deniz koydum. Bence çok güzel bir isim oldu.
Bursaspor’un yeni transferi İvan Ergiç’in “Marx, kapitalizmin çok fazla çelişki barındırdığını, insanın özünün yok olduğunu, mutlak bir yabancılaşmanın yaşandığını yazmıştı. Ve bu konuda haklı.” Sözleri futbolcunun politik görüşü için fazla söze gerek bırakmıyor.
