MUĞLA (İHA) - Muğlalılar'ın eren ve evliyalarının en yücesi olarak andıkları Şahidi İbrahim Dede'nin Farsça-Türkçe Manzum Sözlüğü gün ışığına çıkarıldı. Çalışmayı yapan Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hilmi İmamoğlu, "16. yüzyıl ve sonrasında Farsça öğrenmek isteyenlerin ilk başvurduğu kitap Şahidi'nin Tuhfe-i Şahidi kitabı olurdu" dedi.
16. yüzyılın Muğla'daki en ünlü Mevlevi ve ereni Şahidi İbrahim Dede'nin Farsça-Türkçe Manzum Sözlüğü gün ışığına çıkarıldı. Türbesinin bulunduğu Şahidi Camii'ne, gidilip, dilekte bulunulup, adaklar adanılan Şahidi eren, bir başka yüzü ile Muğlalılar'ın karşısına çıkarıldı. Şahidi'nin 16. yüzyıl şairlerinden, dil uzmanı ve Mevlevi'nin önde gelenlerinden olduğu kaydedildi. Çalışmayı yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hilmi İmamoğlu, Muğla Üniversitesi tarafından bastırılan çalışmasını tanıtırken, sözlük anlamı 'Hediye' anlamına gelen Tuhfe'nin, Türk Edebiyatı'nda edebi bir türün adı olduğunu ve divan şairlerinin şiir şeklinde kaleme aldıkları sözlüklere de 'Tuhfe' dendiğini belirterek, "Şairlerin ve yazarların bazen çocukları bazen de torunları için hazırladıkları bu sözlüklerin amacı Türkçe'de sıkça kullanılan Farsça ve Arapça kelimeleri anlamlarıyla beraber öğretmekti. Edebiyatımızda bu türün ilk örneği, İbn-i Melek adıyla anılan Abdullatif İzzeddin'in 1392'lerde torununa Arapça öğretmek üzere yazdığı sözlüktü. Bu türün en ünlü sözlüğünü Mevlevi şairi Muğlalı Şahidi İbrahim Dede yazdı. 'Tuhfe-i Şahidi' olarak bilinen eser Farsça'dan Türkçe'ye şiir şeklinde bir sözlüktü. 16. yüzyılın ünlü biyografi yazarı Aşık Çelebi, Şahidi'nin lügatini hangi akıllı çocuk okusa üstad, hangi aptal çocuk ezberlese hafız kesilir diye yazar" diye konuştu.
"Tuhfe-i Şahidi"nin Farsça öğrenmek isteyenlerin ilk başvurdukları kitap olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. İmamoğlu, Şahidi'yi tanıtırken de, "Muğla'nın sembol isimlerinden biridir. 1470'de doğdu. Babası Hüdai, Fatih Sultan Mehmet'in sohbetlerine katılmıştır ve tarafından Muğla'ya şeyh tayin edilmiştir. Şahidi, babasının yazdığı tuhfeden etkilenmiştir. 16. yüzyılda Fuzuliler'in yetiştiği bir dönemde şair olarak tanınması önemlidir. Ancak şairlik iddiası yoktur. Şiiri Mevleviliği yaymak için kullanmıştır. Önemli özelliklerinden birisi, 16. yüzyılda Türkçe terk edilirken, o, eserlerinde çok sade, akıcı bir dil kullanmıştır. Eserlerinde bugün kullanılmayan pek çok Türkçe sözcüğe rastlanır. O nedenle günümüz dil araştırmacıları için de eserleri başvuru kitabı olabilir" şeklinde konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hilmi İmamoğlu tarafından "doktora tezi" olarak günümüze kazandırılan Mevlevi şair Şahidi İbrahim Dede'nin "Tuhfe-i Şahid3" adını taşıyan manzum sözlüğünün tanıtımı, Şahidi'nin Muğla Üniversitesi'nde kendi adını taşıyan konferans salonunda yapıldı. Tanıtıma, Muğla Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Osman Gündoğan ve Muğla Valisi Hüseyin Aksoy ile birlikte Muğla Milletvekili Seyfi Terzibaşıoğlu, Başsavcı Mehmet Yurtseven ve Adalet Komisyonu Başkanı Akar Karasu'nun yanısıra akademisyenler katıldı. Tanıtım toplantısında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Osman Gündoğan da, "Şahidi, Muğla denilince ilk akla gelen isimlerden biri. O nedenle Muğla Üniversitesi için böyle bir kitap kaçınılmazdı. Üniversitelerin temel amacı, bilgi üretmek, yaymak ve paylaşmaktır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hilmi İmamoğlu'nun çalışması ile Şahidi'yi paylaşıyoruz. Böyle bir görevi yerine getirmenin mutluluğu içindeyiz" açıklamasını yaptı.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hilmi İmamoğlu daha sonra, kendisi tarafından "doktora tezi" olarak günümüze kazandırılan Mevlevi şair Şahidi İbrahim Dede'nin "Tuhfe-i Şahidi" adlı yapıtını davetlilere imzaladı.