Cankurtaranların yarışında çok sayıda erkeği geçerek üçüncü olan 'Deniz Kızı' lakaplı Kılıç, boğulmak üzereyken kurtardığı kişinin sağlıklı şekilde hayatını sürdürmesinin kendisi için en büyük gurur olduğunu söyledi.
'Deniz Kızı' lakaplı Ayşe Kılıç, kendisine hayran bırakıyor!
Yılda 900 civarında boğulma vakasının yaşandığı Türkiye'de 14 bin cankurtaranın periyodik eğitimi de devam ediyor. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, cankurtaran sayısını 5 yılda 40 bine yükseltip, boğulmaya bağlı ölüm oranını sıfırlamayı hedefliyor. Bu amaçla cankurtaran mesleğini özendirmek amacıyla sezonun başlamasıyla cankurtaranların kendini sınaması ve bu alanda farkındalık yaratmak amacıyla yarışmalar gerçekleştiriliyor.
EN İYİ ÜÇÜNCÜ CANKURTARAN
Antalya'da düzenlenen cankurtaran yarışında 31 erkek arasındaki tek kadın olan Ayşe Özgün Kılıç, üçüncülük derecesiyle dikkati çekti. Yarışta 100 metre koşu, sonrasında yüzme ve senaryo gereği boğulan kişiyi kurtaran Kılıç, bronz madalya elde etmenin gururunu yaşadı. Küçük yaştan itibaren yüzme, futbol, su topu gibi farklı branşta spor yapan Kılıç, iki yıl önce özendiği cankurtaranlık mesleğine başladı. Alanya'daki bir otelin sahilinde görev yapan Kılıç, her gün sahildeki cankurtaran kulesinde tatilcilerin yüzerken olumsuz olaylarla karşılaşmaması için çaba sarf ediyor.
BİR ELİNDE DÜRBÜN, BİR ELİNDE DÜDÜK
Elinde dürbünü, düdüğü, cankurtaran kemeri ve megafonuyla denizi gözetleyen Kılıç, sahildeki devriye görevinde, cankurtaran kulübesindeki uyarılarıyla yüzenlere güven veriyor. Mesleğinin sanıldığı gibi çok kolay olmadığını anlatan Kılıç, hayat kurtarma gibi önemli bir sorumluluğu olduğunu vurguladı. Denizde öncelikle yaşlı ve çocuklara dikkat ettiklerini belirten Ayşe Kılıç, boğulma tehlikesi geçiren bir kişiyi kurtardıktan sonra onun yürüyerek, sağlıklı şekilde sahilden uzaklaşmasını izlemenin çok keyifli olduğunu söyledi.
HEYECAN ARARKEN CANKURTARAN OLDU
Arkadaşlarının kendisine çoğu zaman 'Deniz Kızı' diye seslendiğini anlatan Kılıç, cankurtaranlığın zorluğunu ve mesleğindeki hedefleri şu sözlerle anlattı:
"Farklı sporlar yapıyordum ve hayatımda heyecan ararken özendiğim cankurtaranlığa başladım. Zamanla eğitimlere katılıp, 'gümüş' belge aldım. Her gün sahildeki kulübemize gelip, görev alanımda güvenlik önlemlerini alıyorum. Denizde yüzenleri, dalga ya da rüzgar durumuna göre uyarıp, güvenlikleri açısından fazla açılmamalarını söylüyoruz. Bazı zamanlar olumsuz durumlarla da karşılaşıyoruz. Bir gün denizde çırpınan birini fark ettim. Yüzerek ulaşıp, cankurtaran kemeri ile sahile çıkardım. Kurtardığım kişinin, sağlıklı şekilde evine dönebilmesi benim için en büyük gurur. Mesleğimi çok seviyorum. Katıldığım yarışta da erkekler arasında tek kadındım ve üçüncü oldum. Kazandığım madalyanın benim için ayrı önemi var. Sonraki yarışlarda birincilik kazanmayı hedefliyorum."
(DHA)