ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Deniz Feneri davası kapsamında Türkiye'ye gönderilen ilk dosyanın Türkçe tercümesinin bulunmadığını, adli yardım talebiyle ilgili ikinci bir dosyanın Türkçe tercümesiyle birlikte geldiğini belirterek, "Sayın Baykal'da dün bana 'Siz bunu gizlediniz' diye yüklendi, istifaya davet etti" dedi.
Bakan Şahin, Adalet Komisyonu'nda CHP'li üyelerin Deniz Feneri davası ile ilgili sorularını yanıtladı. Komisyonun gündeme geçmesinden önce söz isteyen CHP'li Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Deniz Feneri davası dosyasının Almanya'dan hem Almanca hem Türkçe olarak gönderildiği yönündeki haberleri hatırlattı. Bakan Şahin, dava süreci hakkında bilgi vererek, Federal Almanya'da, Alman yasalarına göre kurulmuş Deniz Feneri Derneği ile ilgili Almanya makamlarının bir dava açtığını ve 3 Türk vatandaşının da hüküm giydiğini hatırlattı.
Bu dava esnasında Alman yetkililerin bu suçun Türkiye'de de uzantıları olduğuna dair değerlendirme yaptığını belirten Şahin, bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'nın talimatıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın bunu soruşturmak üzere bir soruşturma dosyası açtığını kaydetti. Savcılığın da, Adalet Bakanlığı kanalıyla Almanya'daki dava dosyasının incelenmek üzere Türkiye'ye getirilmesini istediğini belirten Şahin, işlemlerin uzun sürmemesi için Dışişleri Bakanlığı kanalıyla değil, doğrudan Frankfurt Başkonsolosluğuna yazı yazarak dosyayı istediklerini kaydetti. Dosyanın Türkiye'ye gelişinin geciktiğini ve bakanlık olarak iki kez tenkit yazısı yazdıklarını belirten Şahin, dosyanın 24 Şubat 2009'da geldiğini ve Bakanlık olarak kutuyu hiç açmadan dosyayı doğrudan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiklerini söyledi. Başsavcıdan, dosyanın Almanca olduğunu ve 3 klasörden oluşan dosyanın 3 tercüman tarafından tercüme edileceği bilgisini aldığını ifade eden Şahin, Başsavcılığın bu konuda yazılı bir açıklama da yaptığını kaydetti. Tercümenin 65 gündür devam ettiğini belirten Şahin, "Bu tercüme işlemini Adalet Bakanlığı olarak biz yaptırmıyoruz. Soruşturmaları yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yaptırmaktadır. Türkçe tercümeleri olsa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı neden bunları tercüme etme ihtiyacı duysun?" dedi.
"3 KLASÖRDEN OLUŞAN İLK DOSYANIN TÜRKÇE TERCÜMESİ YOKTUR"
24 Nisan günü de Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği'nin Adalet Bakanlığı'na bir dosya gönderdiğini kaydeden Bakan Şahin, bu dosyayı Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dışişleri Genel Müdürlüğü'nün teslim aldığını ve kendisine de dosyanın 'adli yardım talepli' olduğunun bildirildiğini söyledi. Kendisine Almanca olan bu dosyanın Türkçe'ye tercüme edileceğinin söylendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:
"Pazar günü İl Başkanları toplantımız vardı. Basın bana orada dedi ki, 'bir dosyadan bahsediliyor, size daha önce geldiği ama sizin o dosyayla ilgili inceleme yapmadığınız ifade ediliyor'. Ben de dedim ki, 'Bize bir dosya geldi, büyükelçilik kanalıyla. Tabii büyükelçilik deyince ilgili arkadaşım, ben onun bizim büyükelçilik kanalıyla gönderildiğini şifahi olarak söyleyince, basına da öyle söyledim. Dosya geldi, arkadaşlar inceliyorlar, gerekirse tercümesini de yapılacak. Pazartesi günü, arkadaşlarımız geldi, dediler ki 'Bu dosya Federal Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği tarafından bize gönderildi, Türkçe tercümesi de içinde'. Ben de hemen basın yayın organlarını, ajansları aradım. 'Daha önce tercüme edilecek denmişti ama tercümesi içindeymiş' dedim. Dün Sayın Baykal, ilk dosyanın tercümesinin de gönderildiğini zannederek bunun üzerine bir değerlendirme yaptı. Çünkü ilk dosyanın Türkçe tercümesi yoktu. Almanya'da ilgili basın sözcüsü 'Biz Türkiye'ye tek dosya gönderdik, Türkçe tercümesi de var' deyince tabii bu beyana dayanarak Sayın Baykal gibi bir değerlendirme yapmak da akla gelebilir."
Almanya'dan biri 24 Şubat'ta biri 24 Nisan'da olmak üzere 2 dosya geldiğini belirten Şahin, ilk dosyanın tercümesinin sürdüğünü, diğerinin de Uluslararası Adli Yardım Anlaşmaları kapsamında incelendiğini ve bittiğinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderileceğini söyledi. Bakan Şahin, "Dolayısıyla 3 klasörden oluşan ilk dosyanın Türkçe tercümesi yoktur. Sayın Baykal'da dün bana 'Siz bunu gizlediniz' diye yüklendi, istifaya davet etti. Ben tabi kendisine cevap verme ihtiyacı hissettim. Pazar günü tercüme edilecek bu yeni dosya deyince, çünkü bana arkadaşlar öyle malumat verdi. Sonra onu düzelttim" diye konuştu.
"HAKİM VE SAVCILARIN DİNLENMESİNDEN HABERİM YOK"
Bakan Şahin, CHP'li vekillerin hakim ve savcıların telefonlarının dinlenmesiyle ilgili sorularını da cevaplandırdı. İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasının Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 135'nci maddesinde düzenlendiğini belirten Şahin, "Cumhuriyet savcıları talepte bulunmakta ve yargıç kararıyla bu dinlemeler, tespitler, kayda alınmalar yapılmaktadır. Bunları bakanlığımla hiçbir ilgisi yoktur. Şimdi bazı hakim ve savcılarla ilgili Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Adalet Bakanı'ndan soruşturma veya inceleme onayı isterler. Ben de bu onayı veririm. Bundan sonra bir veya birkaç müfettiş delil toplama işine girer. Bazı yargıçların ve savcıların da telefonları dinlenmiş. İnanınız, böyle bir dinlemeden benim asla haberim yok. Bu kararı kim vermiş, ne zaman vermiş, içeriği nedir, bu karar şekil şartları açısından bir eksiklik taşımakta mıdır? Bunlardan hiç bilgi sahibi değilim. Çünkü, Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın bir yönetmeliği var. Bu yönetmelikte, müfettişin savcılık kanalıyla ilgili hakimden yasada öngörülen şekilde iletişimin dinlenmesi gibi talepte bulunma yetkisi veriliyor. Buna göre böyle bir talepte bulunmuş. Ama, benim Adalet Bakanı olarak böyle bir telefon dinlemeyle ilgili benden onay almaları mümkün değil. Onay falan da vermiş değilim. Ben de bunu sonra basından öğrendim" dedi.
CHP'li vekillerin, hakimin dinlemeye izin veren kararla ilgili boş kağıdı imzaladığı ve dinlenecek kişilerin sonradan bu kağıda yazıldığı yönündeki iddiaları hatırlatmaları üzerine Şahin, "Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, telefon numarası, tedbirin kapsamı ve süresi belirtiliyor. Hakimin buna dikkat etmesi gerekiyor. Yani hakim bunlara dikkat etmeden karar vermişse bunu da inceleyecek üst organlar vardır" dedi.
Kendisine böyle bir iddia gelmediğini da belirten Adalet Bakanı Şahin, bu konuyu inceleteceğini söyledi.