TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Osman Güneş ve Emniyet teşkilatı mensuplarından oluşan heyeti TBMM’de kabul etti. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanlığı’ndan dün yapılan açıklamayı şu sözlerle değerlendirdi:
“Keşke böyle bir açıklama yapılmasaydı, bu yargıya bir müdahale olarak değerlendirildi. Ben Genelkurmay Başkanlığımızın yargı bağımsızlığına ve yargının tarafsızlığına çok önem verdiğini biliyorum. Türkiye’de demokrasinin gelişmesi bakımından üzerlerine düşenleri yaptığını biliyorum. Keşke dün böyle bir açıklama yapılmasaydı diye değerlendiriyorum.”
Bir basın mensubunun, “Mahkeme Başkanı’nın muhalefet şerhini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna TBMM Başkanı, şöyle dedi:
“Muhalefet şerhini ve kararlara olumlu imza atanların durumlarını değerlendirecek değilim. Çünkü burası parlamento, ben yasama organının başkanıyım. Yargı kararlarını biz burada değerlendirmeyiz. Devam etmekte olan dava ile ilgili Anayasa’nın 138. maddesi 'soru sorulamaz, araştırma önergesi verilemez' açıkça dediğine göre, burada sizin sorunuza göre benim bir değerlendirme yapmam Anayasa’nın bu maddesine aykırı olur. Herkes bu kurallara uyulmak mecburiyetindedir. Yerel mahkemeler hatalı karar veremez mi, ellerindeki yasaları uygularken isabetsizlik yapamazlar mı, yapabilirler. Bunu düzeltmenin yolu nedir. Bunu düzeltmenin yolu birtakım bildirilerle, açıklamalarla yargıya gölge düşüyor izlenimini vermekten ziyade bu yargı süreçlerinin sonucunda bu kararları değerlendirecek olan yüksek yargı organları var. Yargıtay var. Eğer yerel mahkeme bir hata yapmışsa Yargıtay’da gelir zamanı gelince değerlendirir.
Şu konudaki kamuoyundaki hassasiyeti paylaştığımı ifade etmek istiyorum. Yargı süreçlerinin makul bir sürede sonuçlanması ve tutuklukların adeta bir cezaya dönüşmemesine azami bir gayret gösterilmesi gerekir. Bunu yapacak olan da yargı mensuplarıdır. Bu sözlerim yargıya müdahale olarak değerlendirilmesin. Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi adil yargılamadan bahseder.”
ANKA