Bugün Gazetesi Magazin Müdürü Bilal Özcan, öyle bir yazı kaleme aldı ki magazin dünyası karışacak gibi.
İşte Özcan'ın yazısı...
Mesela Yıldız Tilbe! Televizyona çıkarken yüzüne iki kat boya sürüyorlar, 5 sene birden yaşlanıyor... Kendi ablası gibi oluyor!
Makyajsız görseniz yolunuzu değiştirirsiniz. Makyajla da yüzüne bakılacak gibi değil...
Karşına çıkarsa sinüzitin azar!
Al birini vur diğerine...
Hangisi güzel ki Allah aşkına?
İster uzaktan, ister yakından çekin!
Allah'ım ne olur, sen beni affet!
Söyle bana lütfen kim güzel?
Çirkinler ne yapsın? Rahmetli Safiye Ayla'nın sesi ve yorumu benzersizdi... Büyük Atatürk sanatçının hayranıydı...
Ancak söylentiye göre, Ayla'nın çirkin yüzüne bakmak istemezdi...
O yüzden, yaveri bir önlem almıştı. Atatürk, Safiye Ayla'yı dinlemek istediği zaman, sanatçı şarkılarını bir perdenin arkasından okurdu...
Şimdi tabii ki kimseye "perdenin arkasında söyle" denilemez! Sonra, çirkin olmak ayıp da değil. Benim sözüm, vatandaşı 'enayi' sanan kendini bilmezlere!
Güzel olmadığını bile bile 'güzel olduğunu iddia edenlere...' Bu arkadaşlara tavsiyem, güzellikle ilgili tek kelam etmeden işlerine, güçlerine baksınlar. Tabii bir de... Eğer yapabiliyorlarsa medyaya görüntü vermesinler...
Okan Bayülgen'i kutlarım. "Türkiye'de güzel popçu var mı?"diye sorarak çok isabetli konuşmuş. Var mı Allah aşkına?
Hepsi de bir sürü makyajla insan içine çıkacak hale gelebilen çirkin ve kompleksli kadınlar. Çekimlerden önce makyaj koltuğuna bir oturuyorlar, en az yarım saat boyanmaları sürüyor. Suratlarına sürülen boyayı 10 gün biriktirsem, bizim evin duvarlarını baştan sona boyatabilirim.
Siz onların yüzlerini hep boyalı görüyorsunuz, bir de makyajsız hallerini görseniz şaşırırsınız. Hiçbirini tanıyamazsınız. Sabah hiçbiriyle aynı yatakta uyanmak istemezsiniz. Çünkü korkarsınız.
Yeri gelmişken, tüm çirkin kadınlarla her sabah aynı yatakta uyanmak mecburiyetinde olan erkeklere buradan sabır diliyorum.
Onlara tavsiyem yataklarını ayırsınlar ve ertesi gün kadın makyaj yapana kadar yüzüne bakmasınlar. Dediğimi yapsınlar, ters giden işlerinin aniden düzeleceğini görecekler.
Örneğin Hande Yener!
Röportajlarında "Ben güzelim" demiyor mu, hayretler içinde kalıyorum. Acaba o hanımın baktığı ayna, ona başka birinin suratını mı gösteriyor?
Bir insanın sesinin güzel olması, iyi yorumcu olması başka, yüz güzelliği, fizik güzelliği başka... Bu şarkıcı arkadaşlarda şöyle bir takıntı var:
"Ben çok şöhretliyim ve çok güzelim." Evet şöhretlisin ama asla güzel değilsin. Ayrıca, zannettiğinin aksine güzel olmak gibi bir mecburiyetin de yok. Ancak, güzel olduğunu zannediyorsan yanılıyorsun, kendi kendini kandırıyorsun. Oysa beni asla kandıramazsın.
Çünkü ben hepinizin yataktan hangi suratla kalktığını çok iyi biliyorum. Çünkü ben sizlere, sabah uyandığınızda, yüzünüzü seyrettiğiniz o ayna kadar yakınım. Birer kova boyayla, botoksla veya estetik ameliyatlarla vatandaşı kandırırsınız ama beni kandıramazsınız.