Beyoğlu'nun simge yapılarından, İstanbul'un en büyük Katolik Kilisesi Sent Antuan Kilisesinin sözde varislerini bularak hazırladığı sahte belgelerle satışa çıkartan Sebahattin G.'nin lideri olduğu 14 kişilik şebeke hakkında dava açılmıştı. Dava sürerken Sebahattin G.'nin yeni bir dolandırıcılığı ortaya çıktı. Şebeke Rum, Musevi, Ermeni, İtalyan ve Fransız gibi yabancı uyruklu olan kişilere ait gayrimenkulleri tespit ederek bir şekilde sahte vekaletnamelerle "Mirasçı" gibi görünerek üzerlerine geçiriyordu.
Sebahattin G.'nin Beyoğlu Sıraselviler'de, 1980'li yıllarda ölen Alman çifte ait 3 daireli tarihi apartmanı sahte belgelerle sattığı ortaya çıktı. Ancak apartman sakinleri yine sahte belge çıkaran Adnan D.'nin yıllarca kendilerinden kira aldığını öne sürdü.
Apartmanda konut ve işyeri kiracısı olan Füsun Demireli, apartmanın Alman Wilhelm Franz ve Helene Kroker'e ait olduğunu ancak, Adnan D.'nin vekaletle yıllarca kira topladığını söyledi. Demireli, Alman çiftin ülkelerinde ve hayatta olduğunu düşündükleri için vekaletin de sahte olduğundan şüphelenmediklerini belirterek, "Apartman dairesini 35 sene önce babam kiraladı. O günden bugüne vekaleti olan bir avukata kira ödemeye devam ettik. Mal sahiplerimizin Almanya'da olduğunu zannediyorduk. Birkaç yıl önce buranın satıldığını öğrendim" dedi. Avukat Adnan D. ile görüştüğünü, apartmanın bir sahibi olmadığını da bu şekilde öğrendiğini anlatan Füsun Demireli, Milli Emlak'a başvurduğunu, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün apartman için tecil davası açtığını anlattı. Demireli, dava sürerken apartmanın bir şekilde satıldığını söyledi.
Demireli, "Alman karı-kocanın yıllar önce, biz daha burayı kiralamadan yani 1980'li yıllarda ölmüş olduğunu öğrendik. Mirasçıları da olmadığı için satılamayacağı bildirildi. Bizim kira sözleşmesi yaptığımız Avukat Adnan D.'nin vekaletinin de tüm belgelerin de sahte olduğu Almanya'dan gelen resmi belgelerde ortaya çıktı" dedi.
Füsun Demireli binanın satışında vekaleti olan Sebahattin G.'nin daha önce Sent Antuan Kilisesi'nin satışında yer aldığını belirterek "Bu kişi bizim binanın da satışında var. Almanya'dan gelen evraklarda zaten bu kişinin vekaletinin de sahte olduğu ispatlandı. Sözde veraset işlemlerini mahkemeden almış. Sebahattin G.'nin sahte bir vekaletle sahte tercümeler ile işlem yaptığı, apartmanın bir mirasçısının da olmadığını belgeledik" diye konuştu.
Füsun Demireli'nin avukatı Abdurrahman Tanrıverdi açtıkları davayla ilgili yargılamanın devam ettiğini belirterek "Bir sahtecilik söz konusu. Kroker çifti 1980'li yıllarda çocuksuz ölmüşler. Sebahattin G.'nin internet sitesinde okudum, hatta dikkatimi çekti. Sıra dışı bir emlakçı reklamıydı, 'Gayrimüslimlerin malları satılır' yazıyordu. Bu adam ülke ülke dolaşıp sözde vekâlet toplayıp geliyormuş. Nitekim bizim davadaki evrak da sahteciliği Alman makamların yazısıyla ortaya çıktı" dedi.
Sebahattin G.'nin liderliğini yaptığı şebekenin yabancı uyruklu olan kişilere ait gayrimenkulleri tespit ederek bir şekilde sahte vekaletnamelerle "Mirasçı" gibi görünerek üzerlerine geçirdikleri ve 50 milyon liralık vurgun yaptıkları ortaya çıkarılmıştı.
(DHA)