LONDRA (İHA) - Filistin asıllı Amerikalı Profesör Edward Said, İsrail işgali altındaki Filistinlilerin, 1940'taki Yahudiler kadar güçsüz olmasına rağmen, hala Başbakan Ariel Şaron'un, 'Filistin terörü karşısında ayakta kalmak için mücadele ettikleri' davasını sürdüğüne dikkat çekerek, "Bu Arap katili, F-16'larını, saldırı helikopterlerini ve yüzlerce tankını silahsız ve tamamen savunmasız halka yöneltirken, bu iddiadan daha garip bir şey var mı acaba?" diye sordu. Prof. Said, İsrail politikasının eleştirilmesinin, Siyonistler ve müttefikleri tarafından, Yahudi soykırımının sebebi olan antisemitizmle eş tutulmasına da tepki gösterdi. İsrail'in politikasının, bütün bölge için bir felaket olduğunu ve etrafındaki ülkelerde daha fazla tahribat tohumları ektiğini savunan Prof. Said, Şaron'un korkunç hareketlerinin onları temsil etmediğini hisseden insanların, bu davranışlara dur demesini istedi.
YAHUDİLERE UYGULANAN SOYKIRIMIN AYNISI Filistin asıllı Amerikalı Hristiyan Profesör Edward Said, Londra'da çıkan 'El-Hayat' gazetesinde yayınlanan "Güçsüzün Dip Noktası" başlıklı makalesinde, Avrupa'daki Yahudi soykırımını, Filistinlilerin şu andaki durumuyla kıyasladı. 60 yıl önce Avrupalı Yahudilerin, toplumsal mevcudiyetlerinin en dip noktasında olduğunu vurgulayan Prof. Said, "Vagonlara hayvanlar gibi sürü halinde konup, Nazi askerleri tarafindan gaz fırınlarında sistematik olarak yok edildikleri ölüm kamplarına gönderilmişlerdi. Polonya'da bir parça direnmişlerse de, çoğu yerde önce mevkilerini kaybettiler, sonra işlerinden çıkarıldılar, daha sonra 'yok edilmesi gereken resmi düşmanlar' olarak tanımlandılar ve sonunda da öldüler" dedi.
Hristiyan Prof. Edward Said, her insani felaketin farklı olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "Bu yüzden biri ile diğeri arasında denklik aramaya çalışmanın faydası yoktur. Ama kesinlikle doğru olan bir evrensel gerçek var ki, o da Yahudi soykırımının bir daha onların başına gelmemesi gerektiğinden başka, acımasız ve trajik bir toplu ceza olduğu ve hiçbir halkın başına gelmemesi gerektiğidir. Fakat, her ne kadar denklik aramanın faydası yoksa da bir oran hissini koruduğunda da paralellikler ve gizli benzerlikler görmede bir fayda vardır".
FİLİSTİNLİLER GÜÇSÜZ
Hatalar ve yanlış yönetimlerle dolu geçmişi bir yana, Yaser Arafat'ın, 'Yahudilerin devletinde, kendisini avlanan bir Yahudi olarak hissetmesinin sağlandığını' kaydeden Prof. Said, makalesinde, "Ramallah'ta yıkılmış merkezinde İsrail ordusu tarafından kuşatılmış olmasındaki en büyük kara mizahın, Arafat'ın çetin imtihanının, Yahudi halkını temsil ettiğini iddia eden psikopat bir lider tarafından planlandığı ve yürütüldüğü gerçeğini söyleyerek karlı çıkmış olmayacağız. Benzerliği daha fazla ileri götürmek istemiyorum ama, İsrail işgali altındaki Filistinlilerin, 1940'taki Yahudiler kadar güçsüz olduğunu söylemek doğru olacaktır" ifadesine yer verdi.
ŞARON'UN GARİP İDDİASI ABD tarafından çokça desteklenen İsrail ordusunun, hava ve deniz kuvvetlerinin, işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'deki tamamen savunmasız sivil halk üzerinde taş üstüne taş bırakmadığını belirten Prof. Edward Said, "Ve hala Şaron, İsrail'in Filistin terörü karşısında ayakta kalmak için mücadele ettiği davasını sürüyor. Bu Arap katili, F-16'larını, saldırı helikopterlerini ve yüzlerce tankını silahsız ve tamamen savunmasız halka yöneltirken, bu iddiadan daha garip bir şey var mı acaba? Genel protestolar tüm dünyada artarken, örgütlü Siyonist tepkisi, antisemitizmin artmasından şikayet etmek oldu. İsrail politikasının eleştirilmesi, artık düzenli olarak Siyonistler ve müttefikleri tarafından, Yahudi soykırımının sebebi olan antisemitizmle eş tutuluyor" dedi.
"İSRAİL POLİTİKASI FELAKET" Bundan çıkarılacak sonucu, 'İsrail'in politikasının bütün bölge için bir felaket olduğu' ifadesiyle açıklayan Prof. Said, bu politika güçlendikçe, etrafındaki ülkelerde daha fazla tahribat tohumları ektiğini öne sürdü. Prof. Said, İsrail'in Filistinlilere yönelik politikasını eleştirerek, "Bu, kötü niyetle kullanılan bir güçtür, kesinlikle kendini müdafaa değildir. Yahudi devletinin diğerleri gibi normal bir devlet olacağına dair Siyonist rüyası, Filistin'in yerli halkının, liderlerinin hayatına pamuk ipliğiyle bağlı iken, İsrail tanklarının ve buldozerlerinin onun etrafındaki herşeyi enkaza çevirmeye devam etmesidir. Binlerce insanın uğruna öldüğü Siyonist hedef bu mudur? Şaron'un korkunç hareketlerinin onları temsil etmediğini hisseden insanların, bu davranışlara dur demesinin zamanı gelmedi mi?" diye sordu.