Şairlerin Sultanı Necip Fazıl Için Saygı Programı

Büyük şair Necip Fazıl Kısakürek’in vefatının 30. yıl dönümü sebebiyle Samsun Namık Kemal Lisesi’nde Necip Fazıl Kısakürek Üstada Saygı Programı düzenlendi. Programda Şairler Sultanı’nın hayatı ele alınıp edebi dili ve felsefesi anlatıldı.

Namık Kemal Lisesi’nin konferans salonunda gerçekleşen programa; İlkadım Kaymakamı Ahmet Narinoğlu, İlçe Milli Eğitim Müdürü Davut Numanoğlu, akademisyenler, şair ve yazarlar ile öğrenciler katıldı. Kısakürek’in şiirlerinin de okunduğu programda usta şair, saygıyla anıldı.

26 Mayıs1980'de Türk Edebiyat Vakfı tarafından ‘Şairler Sultanı’ ve 1982 yılında yayınlanan "Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu" isimli eseri münasebetiyle de "Yılın Fikir ve Sanat Adamı" seçilen Necip Fazıl Kısakürek anısına düzenlenen programda konuşan İlkadım Kaymakamı Ahmet Narinoğlu, usta şairin hayatını özetleyen en güzel sözün ‘çile’ olduğunu söyledi.

Öğrencilere Necip Fazıl ile tanışmaları ve onu yakından tanımalarını tavsiye eden Kaymakam Narinoğlu, “Bizim milliyetçi muhafazakar kuşağımız Necip Fazıl çemberinde büyüdü. Böyle olunca şairimizi hem şahsen hem de eserleri ile tanıyoruz. Türkiye’nin her yerinde anma programı yapılıyor. Her konuda fikir adamı olan Necip Fazıl, fikirlerini en çok şiirlerinde ortaya koyuyor. Necip Fazıl en çok ‘Sakarya’ ve ‘Kaldırımlar’ şiirleriyle tanınır. Kaldırımlar şiiri ile bir dönemi anlatıyor. Kendisi kentlidir ve İstanbul şairidir. Sevgili gençler, Necip Fazıl ile tanışın.” ifadelerini kullandı.

24 yaşındayken yayımladığı ikinci şiir kitabı ‘Kaldırımlar’ ile tanınan büyük şair Necip Fazıl Kısakürek, 1934 yılına kadar o devirde Türk basınının merkezi olan Bab-ı Ali'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştı. 1934 yılında Nakşi şeyhi olan Abdülhakim Arvasi ile tanışan Kısakürek, Arvasi’nin Eyüp Sultan Pierre Loti Mezarlığı yanındaki Kaşgari Tekkesi Camii’ndeki sohbetleri sayesinde ciddi bir fikir ve zihniyet dönüşümü yaşadı. Arvasi ile tanışmasını kendisine milat kabul eden Necip Fazıl’ın şiirlerinde bu tanışmadan sonra tasavvufi düşüncenin izleri görülmeye başlanmıştı.