Sakarya ne belediye başkanları gördü

Zor şartlarda Sakarya’ya hizmet vermek için elinden gelen her şey yaptılar.

Ama her zaman halkla iç içe yaşadılar. Bir Belediye Başkanının ilk görevinin, halkın derdini dinlemek, çözüm aramak ve Halk ile iç içe olmayı becerdiler görev yaptıkları sürece.

Ama zaman mı değişti, yoksa devir mi değişti? Şimdi ne yazık ki makam kapası vatandaşına her zaman açık belediye başkanları göremiyoruz.

Daha sonra Aziz Duran, şimdi mevcut Belediye başkanları Zeki Toçoğlu ve Süleyman Dişli görev yapıyorlar.

Yerel seçimlere 10 ay gibi bir zaman var. Yeni belediye başkanımız seçeceğiz.

Yeniden ah vah etmemek için, nasıl bir belediye başkanı seçmeliyiz diye düşünürsek, ben her zaman sosyal belediyecilikten yana olmuşumdur.

Sosyal belediyeliliği en güzel şekilde çok zor şartlarda Sakarya da tek uygulan da Ünal Ozan’dı.

Neden Ecevit Keleş'te bir Ünal Ozan olmasın.

Şimdi ise yeniden belediye seçimleri var.

Bakmayın siz bazı sağ düşünceli yazarların, Ecevit Keleş’i “CHP’nin fedaîsi” gibi sözlere.

Yine AKP yakın bir köşe yazarı şunu yazıyor Ecevit Keleş için.

Ecevit Keleş Büyükşehir Belediye Başkanlığında CHP’ye oy getirir ama Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu kazanacak rey alamaz.

Ecevit Keleş saf, dürüst, aklında yanlış düşünce olmayan bir insan tam bir Anadolu çocuğudur. Her şeye iyi niyetle bakar. İnsan odaklı hizmet yapmanın peşinde koşuşturur.

Bu arkadaşlarımızın yazdıkları yazılar tabiî ki CHP’li bir başkan aday adayı için onur verici söyler.

Ama esas olan, Sosyal belediyecilik anlayışı ve nasıl bir anlayışla bu uygulamaları hayata geçirecek olmasıdır.

Toplumun tüm yoksul ve ezilen kesimleri başta olmak üzere;

Emeğiyle geçinenlerin, işsizlerimizin, köylülerimizin, esnafımızın, kadınlarımızın, çocuklarımızın, gençlerimizin, engellerimizin sorun, ihtiyaç ve taleplerine öncelik veren, kentin sosyal yaşamının düzenlenmesinde insanı merkeze koyan, katılımcı, demokratik, emeğe ve sosyal adalete saygılı olmayı kılavuz edinen, barış içinde, dostça, kardeşçe birlikte yaşamayı, dayanışma ve sevgiyi öncelikleri olarak gören, hizmetlerde eşitliği ilke edinen her düşünce eyleminde, halkın çıkarlarını titizlikle gözeten bir anlayış olarak tanımlıyoruz.

Bu ihtimalle Ecevit Keleş’in Sakarya Büyükşehir belediye başkan adayı olacağını göz önüne alırsak, Keleş nasıl bir belediyecilik yapar ve yapmalıdır.

Öncelikle, seçeceğimiz Belediye başkanı, öncelikle halkın tüm sorumluluklarını taşıyabilecek bilinçte olmalısı lazımdır. Ecevit Keleş bunu 14 ay gibi bir zaman zarfında İş başkanlığı döneminde bize bunu gösterdi.

Belediye başkanı kişiye özel hizmet değil, genel hizmet yapmak zorunda olduğu kavramış olmalıdır. Ayrıca tüm halka makamı açık tutmak zorundadır.

Çağdaş toplumların en önemli nitelikleri kentleşmeyle doğru orantılıdır. İyi bir kentleşme, iyi bir yönetimden geçer. Bu da kısaca belediye başkanı ve ekibi demektir.

Belediye başkanı bir kentin bel kemiğidir. Hizmet ettiği kentin ve yaşayan halkın geleceği, ortaya koyacağı vizyon ile belirlenecektir.

Belediye başkanlığı makamı, şehrin her yönden gelişmesi ile ilgili her türlü faaliyetlerin icra edildiği yetki mercilerdir. Bu yüzden de belediye sınırları içerisinde yaşayan fertler için ve şehrin geleceği için belediye başkanının vasıfları büyük önem taşımaktadır.

Millet hangi idareye layıksa o şekilde yönetilecektir. Bu yüzden de; belediye başkanları halkoyları ile seçildiği için halkı hak ettiği gibi yönetme sorumluluğuna sahip olacaklardır.

Bir belediyenin sınırları içerisinde gerçekleşecek olan her türlü yenilik, icraat, kısacası takdir edilmesi gereken her türlü iş ve oluş, belediye başkanının vizyonunu, zekasını, çalışmalarındaki başarısını ve becerisini teyit edecektir.

Bunun içinde; belediye başkanı bilgide alim, cesarette cahil, hizmette çıta gibi kuvvetli ve süratli olmalıdır. Belediye başkanı geldiği teşkilata karşı ahde vefalı, diğer yetkili çevreler ile barışık, halkla karışık olmalıdır.

Belediye Başkanı, şehrin gelişimini sağlayacak, sıkıntılarını giderecek, şehre vizyon sağlayacak olan her türlü projeyi gerçekleştirecek yeteneğe, donanıma sahip olmalı.

Ekip çalışmasına önem veren ve ekipteki farklı fikirlere değer verirken, bu projeler için yapılacak olan, harcamalarda da vicdani sorumluluğa sahip olmalıdır.

Belediye başkanı; aktif, dinamik, heyecanlı olmalıdır diyence benim aklıma gelen isim Ecevit Keleş’tir. İl başkanlığı dönemimde bunu gördük. Hızına yetişmek münkün değildi.

Şehrin sosyo kültürel ve sosyo ekonomik yapısını iyi tahlil ederek, bu rezervleri ekonomiye kazandırmalı ve kazanımları da halkın refahı için kullanmalıdır.

İyi yönetim bilgi ve deneyim gerektirir. Bu sebepledir ki; bir şehrin yönetimine talip olan mutlaka bilgili olması gerekmektedir.

Konfüçyüsün dediği gibi; bilgi insana iyi ahlaklı olmayı, adil olmayı ve insanları tanımayı öğretir. İnsanları iyi tanıyan bilgili bir yönetici bilgili kimselere görev verir. Bilgisizleri yanına yaklaştırmaz ve onları kötülüklerden korumuş olur.

Bu görüşünün akabinde; son olarak şunu söylemek yerinde olacaktır.

Belediye başkanlıkları aynı zamanda şehrin gelirlerini ve giderlerini maiyetinde bulunduran hazinenin de sorumluluğuna sahip olacağından, bir belediye başkanı, yatırımlarda kullanacağı paraları harcarken alacağı kararla şehrin ihyasını sağlayabileceği gibi, iflasına da sebep olabilecektir.

Bunun içindir ki; halk başkanını seçerken bu kriterleri göz önünde bulundurmalı ve değiştirmek için beş yıl beklemeleri gerekecek adayı değil de, beş yıl sonra tekrar başlarında görmek istedikleri adayı desteklemelidirler.

Bunun yolu ve adı da bana göre Ecevit Keleş’tir.