YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Sakık: Ergenekon, KCK, Balyoz Davaları Olmasa Ülkede Kan Oluk Oluk Akacaktı

Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Şemdin Sakık, Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarına destek verdi. Sakık,...

Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Şemdin Sakık, Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarına destek verdi. Sakık, “Ergenekon, Balyoz ve KCK davaları olmasa bugün ülkede kan oluk oluk akacaktı. Bu hayırlı bir iştir. Ben de hayırlı bir iş yaptığıma inanıyorum." dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 256'ncı duruşmasında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Hıfzı Çubuklu, Alaettin Sevim ve Mehmet Eröz'ün de aralarında bulunduğu 13 tutuklu sanık hazır bulundu. Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de Odatv davasından tutuklu olduğu için tutuklu sanık bölümünde yer aldı. Çarşamba günleri görüş günü olması nedeniyle duruşma yapılmazken bugün duruşma yapılması nedeniyle 52 tutuklu sanığın duruşmaya katılmadığı gözlendi. Duruşmaya katılmayan sanıklar arasında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile Hurşit Tolon, Levent Ersöz ve Doğu Perinçek de yer alıyor.

Duruşmanın başlamasıyla birlikte gizli tanık Deniz olarak dün mahkeme heyetinin karşısına çıkan ve talebi doğrultusunda açık kimliği ile ifade veren Şemdin Sakık'ın ifadesine devam edeceği açıklandı.. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Medtv'de yayınlanan bir programda Yalçın Küçük'ün Abdullah Öcalan'a bir soru sorduğunu ve bu soru ile alakalı kendisine soru soracağını açıkladı. Bu sırada tanık Şemdin Sakık, dünkü duruşmada verdiği ifadesine ilişkin gelen tepkilere yönelik bir açıklama yapacağını söyledi. Sakık, dünkü oturuma katılmayan tutuklu sanıklardan eski Genelkurmay Başkanı emekli

‘BANA TERÖRİST DİYEMEZSİNİZ’

Sırrı Sakık, "Bir teröristin nasıl olup da böyle bir mahkemede tanık olarak dinlenebileceği soruluyor. Burada ordu mensuplarının yargılandığı ve yalanlarda iddiaların altının doldurulmaya çalışıldığı söyleniyor. Benden terörist olarak bahsediliyor. Ben 15 yıl önce örgütten ayrıldım. Eski terörist ya da eskiden birçok suça karışmış birisi olarak bahsedebilirsiniz ama hala teröristliğe devam ediyor diyemezsiniz." ifadesini kullandı.

‘ÖCALAN, ŞAMDAN BENİM GELİŞTİRDİĞİM PLANLA ÇIKARILDI’

Örgütten ayrıldıktan sonra Türkiye'ye getirildiğini belirten Sakık, hakkında verilen 30 yıl hapis cezasının 15 yılını yattığını söyledi. Türkiye'ye getirilmesinden sonra bugüne kadar kimseye açmadığı hizmetlerde bulunduğunu belirten Sakık, "Öcalan'ın Şam'dan çıkarılması, tamamen benim geliştirdiğim bir planla gerçekleşti. Bunu açıklarken ölüm riski altında olduğumu bilmeme rağmen bunu göze alarak açıklıyorum. Hakkımda açıklama yapanlar Genelkurmay Başkanlığı yapmalarına rağmen ya yaptığım hizmetlerden habersizler ya da vicdansızca inkar ediyorlar." diye konuştu.

‘SAYEMDE DAĞA ÇIKIŞLAR YAVAŞLADI, İNİŞLER HIZLANDI’

Çevresinden neden dağdan indiğini ve neden etkin pişmanlık yasasından faydalandığının sorgulandığını, bu tutumu nedeniyle tepkiler aldığını ifade eden Sakık, "Dağda yürüttüğüm faaliyetlerimle Abdullah Öcalan'dan daha ön planda gençlerin idolü haline gelmiştim. Ben bugün hala dağda olsaydım benim adım nedeniyle birçok genç dağa çıkacaktı. Ben etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğime ilişkin dilekçe vererek gençlerin dağa çıkmayı bir daha sorgulamalarını sağladım. Böylece dağa çıkmalar benim sayemde yavaşladı. Durum böyle olunca dağdan inmeler de hızlandı. Eğer dağa çıkmalar hızlansaydı inmeler yavaşlardı." ifadesini kullandı.

Bu dilekçeyi, kişiliğini ve onurunu yitirdiği veya cezaevinden bir an önce kurtulmak amacıyla vermediğini söyleyen Sakık, “Çok hayırlı bir iş yaptığımı düşünüyorum. Cezaevinde 15 yıl yattım ve 16 kitap yazdım. Bu kitapların hepsi de şiddetin her türlüsünün insana verdiği zararı işleyen kitaplardı." dedi.

SAKIK'TAN TÜRK ORDUSUNA ÖVGÜ

Şemdin Sakık, tekrar Başbuğ'un yazılı açıklamasına gönderme yaparak, "Burada 'Şemdin Sakık gibi bir teröristin bu mahkemede ifade vermesi yanlıştır. Bunu Türk halkının bilgisine sunuyorum' demekle olmaz. Bu mantıkla gidersek benim hala PKK'yı savunmam gerekirdi. Oysa yıllardır gençleri PKK'nın elinden kurtarmaya çalışıyorum. Kişilik değişmeyebilir ama tercihler değişkendir ve değişebilir." şeklinde konuştu.

12 Eylül 1980 şartlarının kendisini dağa çıkmaya zorladığını belirten Sakık, "Ben savaşçı olarak doğmadım. Şartlar beni dağa itti. Ancak dağda Türk ordusu ile defalarca karşı karşıya geldik ve disiplinli, fedakar, üretken ve bir hiyerarşi içinde olduğunu gördüm. Saygı duydum." ifadelerini kullandı.

Kendisinin çürük raporu alarak askere gitmediğini belirten Sakık, sembolik olması açısından askere gideceğini söyledi. Sakık, "Ne olursa olsun bu ordu kimsenin ordusu değildir. Türkiye'nin ordusudur. Kürt gençlerine de 'Ordu sizindir. Siz de askerlik yapın' mesajı vereceğim. Ben dağdayken de bütün kardeşlerim askerliğini yapmıştır." dedi.

33 ERİN ŞEHİT EDİLMESİNDEN KARARGAH SORUMLUDUR

Bingöl’de 33 erin şehit edildiği 1993 yılında zayiat verenin Türk ordusu olduğunu söyleyen Sakık, "Ordu, albaylarını, yarbaylarını, komutanlarını, askerlerini kaybetti. Bunun akıbetinin araştırılmasını istemek vatan hainliği değildir. Bu karargahtakiler bunun ortaya çıkarılması için çalışmalıydılar. Asker arkadaşlığı, yoldaşlık bunu gerektirirdi. Aslında her şeyi biliyorlardı ve bunu gizlediler." diye konuştu.

Şemdin Sakık açıklamasının son bölümünde, "Ülkede hala bir kirlilik varsa gerçek anlamda huzura kavuşmuş denilemez. Ergenekon, Balyoz ve KCK davaları olmasa bugün ülkede kan oluk oluk akacaktı. Bu hayırlı bir iştir. Ben de hayırlı bir iş yaptığıma inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler