ANKARA (ANKA) – TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yurt dışında farklı, Türkiye'de farklı konuştuğunu öne sürdü ve "Kürtlük meselesini ABD'de Bush ile baş başa konuşuyor iseniz biz de burada konuşacağız. Ben burada bir durum tespiti yapmaya çalışıyorum. O'nu (PKK) silahsızlaştırmak boynumuzun borcudur. Biz silahı şiddeti savunmuyoruz" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda 2008 Merkezi Yönetim Bütçesi Yasa Tasarısı görüşmeleri başladı. Genel Kurul'da, TBMM, RTÜK, Cumhurbaşkanlığı, Sayıştay Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı bütçeleri üzerine söz alan DTP Muş Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Sırrı Sakık, haklarında dokunulmazlıklarının kaldırılması istenen milletvekili arkadaşlarından, Kürtçeye kadar birçok konuda değerlendirme yaptı. Sakık, PKK hakkında konuşurken, ismi kullanmadı ve "O" diye sözetti.
-"O"NUN SİLAHLARINI BIRAKTIRMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR
Konuşmasında Başbakan Erdoğan'ı sert sözlerle eleştiren Sakık, "Sayın Başbakan Uluslararası platformlarda diyor ki ‘benim 75 tane Kürt kökenli milletvekilim var' Uçakta iken Kürtlük aklına geliyor" dedi. Sakık şöyle devam etti:
"Kürtlük meselesini ABD'de Bush ile baş başa konuşuyor iseniz biz de burada konuşacağız. Ben burada bir durum tespiti yapmaya çalışıyorum. O'nu (PKK) silahsızlaştırmak boynumuzun borcudur. Biz silahı şiddeti savunmuyoruz. O'nu da silahtan şiddetten arındırmak bizim görevimiz ise konuşarak anlaşarak halledeceğiz."
Sakık'ın bu sözlerini Genel Kurul'da AKP sıralarından bazı milletvekilleri protesto etti.
-KÜRTÇE ŞARKI KAPATTIRDI-
Sakık, RTÜK'ün siyasi partilerin denetiminde olan bir kurum gibi çalıştığını öne sürerek, bir radyoda Kürtçe şarkı yayınladığı için RTÜK'ün söz konusu radyoya yayın yasağı koyduğunu öne sürdü. Sakık, " Hiç vicdanınızın sesini dinlediniz mi, hiçbir dönem kendinizi Kürtlerin yerine koydunuz mu, şu anda burada Türkçe yayın yapan bu televizyonunuz acaba Kürtçe yayın yapsaydı burada kıyamet kopar mıydı" dedi.
-HANİ KARDEŞTİK
Sakık, Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerine atıfta bulunarak, "Hani birlikte bu ülkeyi kurmuştuk, hani bu ülkeyi birlikte inşa ettik, hani Mustafa Kemal Atatürk bu kürsüde ‘bu ülke Türklerin Kürtlerin ortak vatanıdır' dedi. Niye bunun gereğini yapmıyoruz. Niye buna uygun davranmıyoruz. Niye birbirimizi ötekileştiriyoruz. Bunun için empati yapmalıyız. Bu parlamentoda hepimiz bunları hayata geçirmeliyiz" diye konuştu.
Radyo ve televizyonlara günde yarım saat verilen Kürtçe yayın hakkının bile kullandırılmadığını öne süren Sakık, şunları söyledi:
"Eğer kardeşlikse bir kardeşin yüz televizyonu, bir kardeşin de günde yarım saat televizyonu olmamalıdır. Şimdi halen RTÜK bu noktada yasaklayıcı mantığıyla devam ediyor. Halen radyolar günde yarım saat Kürtçe yayın yaptığı için, Kürtçe şarkı türkü çaldığı için RTÜK tarafından yasak uygulanıyor. Bir radyoda sadece Kürtçe yayın yaptığı için RTÜK ceza veriyor. Durumdan vazife çıkararak. AB sürecinde Kürtçenin yasak olmadığını hepimiz söylüyoruz."
-RTÜK'ÜN YASAĞI, GÜL'ÜN SÖZLERİ
Sakık, "Yakın bir tarihte Sayın Cumhurbaşkanı Abdullan Gül, Brüksel'de yaptığı bir konuşmada, Kürtçe radyo televizyon dergilerinin yayınlandığını söylüyordu. RTÜK'ün aldığı karar ile Sayın Cumhurbaşkanının Brüksel'de söylediği şey arasında büyük bir fark vardır. Bu yasakçı mantıktan kurtulmalıyız. RTÜK'ün sadece siyasi partilerin denetimi altında olan bir kurum halinden çıkarmalıyız. RTÜK özgür olmalıdır. RTÜK siyasi partilere göre davranmamalıdır" dedi.
-DTP'Lİ MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIKLARI-
Yasakların ve baskının hiçbir şeye çözüm olmadığını tarihin bunu herkese ispat ettiğini belirten Sakık konuşmasına şöyle devam etti:
"Eğer yasaklar çözüm olmuş olsaydı biz bugün buralarda olmuş olmayacaktık. Biz 1994'de parlamentodan alındık cezaevine doğru yolculuğa çıktık. O zaman ne silah ne de şiddet vardı. Bugün de bu parlamentoda bu kürsü dokunulmazlığı hiçe sayılarak milletvekili arkadaşlarımız hakkında yasal işlemler devam etmektedir."
Bu duruma herkesin seyirci kaldığını ifade eden Sırrı Sakık, "Parlamento seyirci kalmaktadır. Meclis Başkanımız seyirci, Hükümet seyirci ama bunu nasıl içinize sindireceksiniz" diye sordu.
-FEDA KÜLTÜRÜNDEN GELİYORUZ-
"1994 yılında ceza evine gittik, o dönem bizim hakkımızda kapatılma davası açıldı" diyen Sakık şöyle devam etti:
"Milletvekilliklerimiz düşürüldü. Biz cezaevindeydik. Dönemin Meclis Başkanı bize elçiler gönderdi. Milletvekilliğimizin düşürülmememsi için ‘şu dilekçelerin altını imzalayın' dedi. Ama biz dedik ki 'biz feda kültüründen geliyoruz. Dilekçe milekçenin altını imzalamayız'. Eğer anti demokratik yasalar ve anayasa varsa bunları Meclis'in değiştirmek zorunda olduğunu söyledik. Biz Parlamentodan cezaevine götürülürken hem partimiz kapatıldı. Hem milletvekilliğimiz düştü. Sonra ne oldu biliyor musunuz?"
-YASA BİZİM SAYEMİZDE DEĞİŞTİ BİZİM SAYEMİZDE AKP BURADA-
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin milletvekillerinin dokunulmazlığını düzenleyen 84. maddeyi değiştirdiğini anlatan Sakık, bugün AKP'nin ve Başbakanın bu sayede burada olduklarını şu cümlelerle ifade etti:
"Eğer o yasa değişmemiş olsaydı RP'nin bütün milletvekillerinin milletvekillikleri düşecekti. Sonra ne olacaktı. Siz burada olmayacaktınız. AKP diye bir parti olmayacaktı. Başbakanı olmayacaktı. Hatta cumhurbaşkanı olmayacaktı. İşte demokrasi böyle bir bedel istiyor. Böyle bir feda kültüründen gelen bir gurubuz. Bunun için bizi şiddetle falan susturamazsınız. Biz demokratik alanı kullanmaya sonuna kadar varız."
-DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKILSIN
Barışcıl yollarla bu yolu yöntemi kullanmaya, ilk günden beri attıkları her adımın arkasında olacaklarını vurgulayan Sakık, "Ama bizi zora sokarak ezmeyi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bizi dostta düşmanda bilir. Biz demokrasi için varız. Ne bu koltuklar ne mevki makam için değiliz Biz demokrasi kültürünü böyle algılıyoruz. Sizin bizi sahiplenmenizi istemiyoruz, böyle bir şeye ihtiyacımız yok. Biz demokrasiye sahip çıkılsın istiyoruz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Sakık, "Sayın Cumhurbaşkanı burada, ‘farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir' dedi, Meclis başkanımız da dedi. Cumhurbaşkanının seslendirdiği o ruhu hayata geçirelim" dedi.