Su, yaşamımız için en gerekli olan kaynaklardan. Sağlığımız içi günde düzenli olarak 1.5 – 2 litre su içmemiz gerekiyor. Ancak içilen suların nasıl muhafaza edildiği sağlık için oldukça önem taşıyor. Özellikle yaz aylarında sık karşılaştığımız yol kenarlarında satılan, araçların torpidolarında bırakılan, satış noktalarında güneşle temas eden veya sıcakta depolanan pet şişelerdeki su ve içecekler insan sağlığını tehdit ediyor.
Her ne kadar pet şişeyi aldıktan sonra dikkatli serin ve güneş görmeyen bir ortamda muhafaza etsek de daha önceki transfer ve depolama koşullarına dikkat edilmediğinden bu riskle karşı karşıya kalıyoruz. Plastik şişelerden kaynaklanan hastalıkları Prof. Dr. Muharrem Kıskaç Yeni Şafak'a anlattı.
Pet şişe ve damacanaların uzun süre güneşe ve sıcağa maruz kaldıklarında yapılarındaki bisfenol-A (BPA) maddesinin suya karıştığını söyleyen Kıskaç, "Bu madde östrojen benzeri etki gösteren yapay bir hormon gibi davranıyor. Erkeklerde jinekomasti dediğimiz memelerde kadın tipi büyüme, gebelerde erken doğum riski, bebeklerde gelişim geriliği, kısırlık (infertilite) gibi durumlara yol açabiliyor. Uygunsuz saklanan ve uygunsuz maddeden üretilmiş pet şişe ve damacanalar tüm bu riskleri artırıyor" şeklinde konuştu.
Suya karışan bisfenol maddesinin bazı kanserlerde risk artırdığına dikkat çeken Kıskaç, "Bunların yanında kalp hastalıkları ve diyabet riskini de artırıyor. Pet şişeler birden fazla kullanılmamalı. Tekrarlı kullanımlarda, hem BPA maddesine maruz kalma hem de bakteri ve mantar oluşumu sebebiyle başka rahatsızlıklar ortaya çıkabilir" dedi.