Muhteşem bir tatil bölgesi gibi görünen Colobraro, insanların lanetli olduğuna inandığı ve adını bile söylemekten çekindiği bir yer. İtalya’nın güneyinde yer alan Colobraro kasabası, yerel halkın “isimsiz köy” olarak tanımladığı korkutucu sırlarla dolu.
Söylenenlere göre kasaba ziyaretçilerine kötü şans ve hastalıklar getiriyor.
Rivayete göre hikaye, 1940’larda Colobraro’nun belediye başkanı Biagio Virgilio’nun bir belediye meclisi toplantısında söylediği “Gerçeği söylemezsem bu avize düşer” sözleriyle başladı. Birkaç saniye içinde devasa avize yere düşerek parçalandı. O günden beri yerel halk, kasabalarında uğursuzluğun başladığına inanıyor.
O günden sonra lanetli olduğuna inanılan kasabada açıklanamayan trajik olaylar yaşanmaya başladı. Lanetlenmekten korkan halk, kasabanın adını anmaktan kaçınıyor. Kasaba yerlisi olan bir adam, bir gün şehre yakın bir restoranda otururken onun Colobraro’dan geldiğini öğrendiğinde insanların kaçıştığını itiraf etti.
İnanışa göre kasabanın adı olan Colobraro isminin kökeni dehşet verici. Colobraro adı, “yılanlar” anlamına gelen “coluber” kelimesinden türemiş. Yerel halktan bazıları, burasının “şeytanın yaşadığı yer” olduğunu söylüyor. Ayrıca uzun zamandır Colobraro’da antik dönemlerde büyü yapan, şeytanın gözlerine ve lanetine sahip olan masciare adı verilen kadınların olduğuna inanılıyor. Şifacı olarak da görülen bu kadınlar, baş ağrısı gibi semptomları olan komşularındaki laneti kaldırabiliyormuş.
Geçmişte kasaba halkından bazısı kara büyü dedikodularının yayılmasına neden olan tedavi yöntemleri üzerine çalışıyordu. Bu kişiler tarafından uygulanan tedavide tuz, kömür ve sudan oluşan bir karışımı hasta olan kişinin alnına sürdükten sonra, kirlenmiş suyu yola döküyorlardı. Yoldan geçen ilk kişiye lanetin bulaştığına inanılıyordu. Masciare adı verilen bu şifacıların artık var olmadığı veya köyde yaşamadığı söylenirken, birçok insan onların gücünün hala var olduğunu düşünerek korkuyor.
Kasabada yalnızca birkaç kişi bu kadınlar hakkında konuşacak kadar cesur. Kasabada yaşanan bazı tuhaf olayların ise hala bir açıklaması yok.
Resmi olmayan kaynaklara göre, kasabada doğan bazı bebekler iki kalple veya üç akciğerle dünyaya geliyor. Colobraro’da bazı tuhaf heyelan ve araba kazası olayları yaşansa da, lanet herkesi etkilemiyor. Yalnızca kasabayı ziyaret edenlerin bu lanete maruz kalacağına inanılıyor.
Kasaba sakinlerinden biri olan Elena di Napoli “Atalarımdan dolayı, uğursuzluklara karşı bir tür bağışıklığım var” diyor. Eleni, ürkütücü olayların yalnızca buraya ilk kez gelen ve kehanete inanan insanların başına geldiğini anlatıyor. Kimileri de lanet söylentilerinin hokus pokus saçmalığından başka bir şey olmadığını, Biagip Virgilio’nun sözleriyle düşen avizenin iyi takılmadığı için düştüğünü söylüyor. Kasaba sakinlerinden Matteo da “Don Biagio Virgilio’yu hatırlıyorum elbette. Lanet dedikleri şeyi buradaki insanlar uydurdu.” diyor.
Buna rağmen Colobraro’daki lanet söylentileri kasabanın ününü artırmaya devam ediyor. Kasaba halkı her sene Ağustos ayında bir sokak gösterisi düzenliyorlar. Birçok insan da bu gösterilerdeki masciare’leri, kurtadamları ve cadıları görmek için kasabaya akın ediyor.