Saldırıya uğrayan Koreli plakçı Lee, saldırıda bulunan kişilerin Türk ve Müslümanları temsil edebileceğine inanmadığını, Türkiye'de 6 yıldır yaşayan biri olarak Türk ve müslümanların, müsamahakar olduklarını yaşayarak gördüğünü, bu işi yapanların salak kişiler olduklarını ve ahmak ahmakça davranışlarda bulunduklarını ifade etti.
Velvet Indieground'un sahibi Koreli Seogu Lee, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "O korku dolu ve şok edici gece, sadece beni değil o talihsiz gecedeki müzikseverleri, müziğin ve sevginin gücüne inanan insanları acı dolu, tiksinç ve derinden yaraladı" dedi. Seogu Lee, dükkanını kapatmayacağını belirtirken, destek veren herkese de teşekkür etti.
Geçen Cuma günü dünyaca ünlü İngiliz müzik grubu Radiohead’in yeni albümünün dinletisi yapıldığı Velvet Indiegroundadlı plakçıda bulunanlara "Ramazan'da içki içiyorlar" diye bir grup saldırdı. Ertesi günü plakçının sahibi Koreli Seogu Lee'nin, dükkanını ağlarak kapatması basına yansıdı.
Olay üzerine basında çıkan pek çok farklı haberin ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yayınlayarak, dükkandan atıldığı haberlerinin doğru olmadığını ifade etti ve kendisini destekleyen herkese teşekkür etti.
Seogu Lee’nin Facebook sayfası üzerinden İngilizce paylaştığı mesajda şunları belirtti:
“Tüm destekleriniz, dayanışmanız ve sevginiz için teşekkürler. Hepinize gerçekten çok minnettarım, her ne kadar göndermiş olduğunuz mesajların hepsini okuyamasam da… Aldığım mesajlardan ötürü ne kadar müteşekkir hissetsem de, etkinliğe gelen ve belki benden daha çok sevgi ve desteğe ihtiyacı olan misafirlerim için çok üzgünüm.
"ACI DOLU, TİKSİNÇ VE..."
O korku dolu ve şok edici gece, sadece beni değil o talihsiz gecedeki müzikseverleri, müziğin ve sevginin gücüne inanan insanları acı dolu, tiksinç ve derinden yaraladı.
Fakat bu şekilde salakça bir davranışa yenilecek değiliz. Bu tür bir davranışı açıklayacak başka bir kelime bulamıyorum. Bu vahşiliği hiçbir şey haklı çıkaramaz. Şanslıyız ki bizim hayallerimiz daha büyük ve güçlü. Almış olduğum bütün içten mesajlar da benim bu düşüncemi destekliyor. Bu kadar çok sevgi beni duygulandırmaya ve yıllarca ağlamama yetecek kadar fazla.
Tahmin edeceğiniz gibi, ruh halim şu an çok karışık. Beynim uyumuş. Aklım yok. Geleceğim o trajik gecede beri komada. O zamandan beri, burada yokum. Orada yoktum. Hiçbir yerde değilim. Bu yüzden sessizliğimi korudum...
Hiçbir şeye karar verilmedi. Hiçbir şey söylenmedi. Kira kontratının geçerliliği ile ilgili, bu süreçte en başından beri yanımda olan avukatım Eren ile konuştum. Dükkanı kapamak gibi bir planım yok ve bunu benden kimse de şu an için istemedi.
1. Hiçbir şekilde bir gazeteci ile konuşmadım ve konuşmak gibi bir planım yok. Benimle ilgili veya dükkanımla ilgili bir haber gördüyseniz veya ileride görürseniz, lütfen benim avukatım tarafından yayınlanana kadar veya bu sayfada paylaşılana kadar inanmayın.
2. Bu saldırganların herhangi bir Türk veya Müslüman bireyleri genele baktığımızda temsil edebileceklerine inanmıyorum. Lütfen onlar adına özür dilemeyin. Benim için üzülmeyin. Ben gerçek Müslüman bireylerin çoğu din mensuplarından daha töleranslı olduklarına inanıyorum. En azından altı yıldır Türkiye'de yaşayan biri olarak bunu yeteri kadar öğrendim. Fakat her ülkede mücadele edilmesi gereken böyle ahmak insanlar var. Biz sadece onlara denk geldiğimiz için şanssızız. Ve bu olay bütün bir ülkeyi suçlamak için kullanılmamalı.
3. Bu serseri insanların saldırmalarındaki bahanelerini duyduğum andan beri oldukça kızgın ve sinirliyim. İçeride olduğumuz için, dışarıda ne olduğunu bilmiyorum. Ama gördüğüm insanlar müziği seven insanlardı. Hayal edemeyeceğiniz kadar barışçıl insanlardı. Tek hataları, eğer bu da hataysa, bu güzel müzik etkinliğini deneyimlemek istemeleriydi. Bu müzik sevgisi ile dolu insanların başkalarını onların farklı görüşlerine göre aşağılayabileceklerini hayal bile edemiyorum.
Daha önemlisi, etkinliğin başından beri dışarıda olan bir tanıdığım var. Eğer gerekirse, kendisi tanıklık edecek. Ve inanması güç ama eğer bu insanlar doğru söylüyorsa, ozaman neden içeri gelip bana durumu şikayet etmek veya polisi aramak yerine, dükkandan içeri girip, beni dövüp, dışarı çıkarıp, tekrar dövdüler? Sivil bir şekilde yapmanın yolu bu mu?
4. Ben dükkanı açtığımda, dükkanımın karakterini temsil edecek olan kayıtları bir araya getirdim. (Dükkan plak dükkanı olduğu için, ben başka tür kayıtlar satmıyorum.)
Gelen herkes Velvet Underground plaklarını hemen önde görebilir.
Belki çoğunuz dikkat bile etmemiş olabilirsiniz, aşağıda da paylaştığım, Lee SangEun'un “Lonely Loony Lounge” kaydı da dükkanda durur. Eğer sizde kartım varsa, orada bu şarkıdan ilham aldığım “yalnız ve garip” tanımını görebilirsiniz.
Dükkanımı, geniş kitlelere hitap etmek üzere açmamıştım.
Dükkanım benim huzur bulduğum sığınağımdı.
Dükkanım, benimle aynı şekilde düşünen insanlarla tanışabileceğim bir yerdi.
Müzik gibi insanları birleştirebilen bir hissiyat ile çevrili bir yerde olmak istedim. Dükkanımın hep sevgi ve güven ile dolmasını istedim.
5. O geceden beri sevgi dolu geri dönüşleri görmek istesem de, daha çok benimle ve dükkanımla ilgili çelişkili şeyler gördüm. Şu anda en korktuğum şey de bu. Yanlış anlaşılmaların önüne geçmek adına, herhangi bir telefonunuza, mesajınıza ve e-mailinize bu paylaşımımdan sonra cevap veremiyor olacağım. Niyetiniz ne kadar iyi olsa da lütfen bana ulaşmaya çalışmayın. Buna henüz hazır değilim. Hala o gece ile ilgili söylenecek çok şey var ama şu an duygularımı ifade edemiyorum.
Eğer benimle aynı yalnızlığı, üzüntüyü ve sahte gülümsememin ardındaki utangaç sevgiyi hissetmek isterseniz, lütfen benim “garip ve yalnız” dükkanımı ziyaret edin. Konuşabilir ve duygularımızı paylaşabiliriz.”