HABER

Salgın hastalık tehlikesi baş gösterdi

CAKARTA (İHA) - Güney Asya'nın deprem bölgelerinde cesetler toplanırken, şimdi de bulaşıcı hastalık tehlikesi afetzede ve sorumluların kabusu haline geldi.

Dünya Sağlık Örgütü, hastalıklar yüzünden ölenlerin, depremin doğrudan etkisiyle hayatını kaybedenlerin sayısına ulaşabileceği uyarısında bulundu.

Güney Asya'yı Pazar günü vuran 9.0 şiddetindeki depremde hayatını kaybedenlerin sayısı giderek artıyor ve 100 bini aşmasından endişe ediliyor. Bölgede arama-kurtarma çalışmalarına katılan yardım ekipleri de binbir güçlüğe göğüs germek zorunda kalıyor. Afetzedelerle yardım ekiplerinin kıyıya vuran cesetleri toplayışını gösteren fotoğraflar, büyük trajedinin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Cesetler, küçük ve paslı araçlarla toplama noktalarına getiriliyor. Salon, çadır ve açık havada üzerleri çarşafla örtülü vaziyette dağ gibi yığılıyor. Ciğerlere işleyen koku yüzünden yardımcılar nefes almakta zorlanıyor. Kurtarma ekiplerinin durumu kontrol altına almada nasıl zorlandığı ve salgın hastalıkların patlak vermesini önlemenin ne kadar zor olduğu bu manzaradan da anlaşılıyor. Dünya Sağlık Örgütü de afet bölgesini tehdit eden başlıca unsurun bulaşıcı hastalık tehlikesi olduğu uyarısında bulundu. Örgüt sözcüsü David Nabarro, hastalıkların depremdeki kadar can kaybına yol açmasından endişe ettiklerini söyledi.

Hindistan Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bulaşıcı hastalıkları önlemek için ellerinden geleni yaptıklarını, ancak önlemlerin bütün afet bölgelerine ulaşacağını kimsenin garanti edemeyeceğini söylüyor. Hindistan'a bağlı Nikobar ve Anderman adalarında 10 bin kişinin ölmüş olabileceği, tamamen tahrip olan Car Nikobar adası sakinlerinin diğer adalara tahliyesine çalışıldığı bildiriliyor.

ARAMA KURTARMA FAALİYETLERİ

Depreminin vurduğu 10 ülke için daha fazla uluslararası yardım gerekiyor. İhtiyaç sahiplerine ulaşması umuduyla felaket bölgelerinde uçaklardan gıda maddesi paketleri ve su bidonları atılıyor. Tayland'ın turistik merkezlerinde kayıpları arama çalışmaları sürüyor.
Kaybolan ve hayatlarından ümit kesilen yabancıların arasında çok sayıda Alman turistin de bulunduğu tahmin ediliyor. Puket'in kuzeyindeki Kao Lak'ta tatil yapan 600 dolayında Alman'ın sel sularında can vermiş olabileceğine dair haberler geliyor. İsveç diplomatik kaynakları da bin 500'den fazla vatandaşının kayıp olduğunu belirtti. Türk Dışişleri Bakanlığı da deprem bölgesinde bulunan vatandaşlarından 53'üne ulaşamadıklarını kaydetti.

En çok can kaybı Endonezya ve Sri Lanka'da meydana geldi. Endonezya makamları büyük çoğunluğu Aceh kriz bölgesinde olmak üzere en az 30 bin kişinin ölmüş olabileceğini açıkladılar. Deprem araştırma merkezlerince saptanan artçı sarsıntıların şimdiye kadar ek hasara yol açmadığı da gelen haberler arasında.

BİNLERCE KİŞİ TEHDİT ALTINDA

Deprem dalgalarının yerle bir ettiği bölgelerdeki salgın hastalık tehlikesiyle ilgili olarak Berlin'deki Tropikal Hastalıklar Enstitüsü'nden Thomas Jellinek, kurtarma ekiplerinin ulaşamadıkları bölgelerde yerel salgınların başlayabileceğini ve hastalıktan binlerce kişinin etkilenmemesi için bu bölgelerin karantinaya alınması gerektiğini söyledi.

Uluslararası yardım ekipleri de bölgeye yüzlerce tonluk ilaç, alet ve portatif su arıtma tesisleri taşıyor. 9.0 şiddetindeki deniz depreminin yıktığı bölgelere bütün dünyadan yardım gönderiliyor. Avrupa Birliği 30 milyon euroluk mali yardımda bulunurken ABD'de bölge ülkelerine 35 milyon dolar gönderiyor. BM Genel Sekreter yardımcısı Jan Egeland, yardım seferberliğini takdirle karşıladıklarını ve bu sözleri söylediği anda yardım malzemesi dolu düzinelerce uçağın yolda olduğunu söyledi.

Tayland'daki çalışmalara katılan Alman Malteser yardım kurumundan Andre Stülz de, bütün felaket bölgelerine hemen girilemediği için ölü sayısının saatbaşı değiştiğini, çoğu karayolunun kapalı olduğunu ve telefon şebekelerindeki arızaların hızlı haberleşmeye imkan tanımadığını söyledi. Sınır Tanımayan Doktorlar örgütünden Ulrike von Pilar, kriz bölgelerindeki insanların acil ihtiyaçları ile ilgili olarak şunları söyledi:

"Elimizde ayrıntılı bilgi yok. Örgütümüz bütün ülkelere ekip gönderdi. Öncelikle yaralıların tedavi edilmesi, içme suyu sağlanması ve temel tıbbi bakım şartlarının hazır edilmesi gerekir. Ama dediğim gibi, bütün bilgileri toplamamız birkaç gün sürer"

Ulrike von Pilar, diğer yardım kuruluşlarıyla koordinasyon çalışmalarının nasıl yürüdüğü sorusuna ise, "bu gibi konulara yerinde karar verildiği, aralarında görev dağılımı

yaptıkları, ilaçları en kısa zamanda dağıtmaya çalıştıkları ve önce en çok acı çeken insanlara ulaşmayı amaçladıkları" cevabını verdi.

En Çok Aranan Haberler