Salih Uçan, Fenerbahçe Gazetesi'nin 159. sayısında özel bir röportaj verdi.
İşte genç oyuncunun sözleri:
-Bize önce futbol kariyerinin başından itibaren Fenerbahçe formasını giydiğin sürece kadar yaşadıklarını anlatırmısın?
Futbol hayatım Marmaris de sokak aralarında top oynayarak başladı. babam beni Marmaris spor kulübü spor okuluna gönderdi. Daha önce kendisi de yaklaşık 6-7 sene amatör olarak orada futbol oynamış Sonra Marmaris Spor da minik yıldızlarda devam ettim.
Uşakta yapılan Türkiye Şampiyonasına gittim, Buca Spor ile aynı gruptaydık bu benim için futbol yaşamımın dönüm noktası olmuştur. Buca Spor idarecileri maçlarımızı izledi ve 2008 de üç arkadaşımla Buca Spor'a transfer olduk. Benim için çok güzel günlerdi. Sonra 2 sene Bucaspor altyapısın da oynadım 2010 yılında Süper lige çıktık, ilk hocam Bülent Uygundu sonrasında Samet Aybaba geldi. 2011-12 sezonunda beni Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Rubin Kazan istedi. başkan bana"Seni Rusya'ya satacağım"dedi. ben de orada yapamayacağımı Fenerbahçe'ye gitmek istediğimi söyledim, hatta şöyle bir şey oldu, ben Fenerbahçe'ye imza atmadan önce tweet attım çünkü o ara ortalık çok karışmıştı Beşiktaş bastırıyordu, Fenerbahçe bastırıyordu, Rubin Kazan bastırıyordu bende rengimi belli ettim. O zaman da Fenerbahçe'yi gerçekten çok istedim. 2012 yılında Fenerbahçe'ye transfer oldum. Fenerbahçe'de Aykut hoca teknik direktördü benim çok çalıştığımı gördü, antrenmanlarda çok iyi çalışıyordum sonra bana formayı verdi.
"Roma' ya gitmek büyük bir başarı"
-Roma'da yaşadığın iki sezon var, senin için burada ki en büyük tecrübe neydi?
"Roma' ya gitmek büyük bir başarı. Çünkü ülkemizden yurtdışına transfer olan oyuncu çok kısıtlı. O ara benim içinde kulüp içinde iyi olmuştu. Benim Roma'ya gitmem bir projeydi. Walter Sabatini bana onun için bir proje olduğumu söyledi. Senin mevkiinde Miralem Pjanic var ben bu oyuncuyu satacağım seni de o onun yerine oynatacağız dedi. Gittiğim sezon PSG, Pjanic için 44 Milyon Euro civarında para teklifi yapmasına rağmen Pjanic, ben bir sene daha Roma'da kalacağım dedi. Antrenmanlara başladım fakat kasıktan kötü bir sakatlık yaşadım. Bu sakatlık kariyerimin en uzun sakatlığı oldu 49 gün sürdü. İlk gittiğimde çok zorlandım yabancı dil, çevre, arkadaşlar yabancı, yeni bir hayat başlıyor. O ara takım zaten çok iyiydi. Her maçı kazanıyordu sakatlık kötü oldu. Ben o arada çok maç kaçırdım. İlk sezonum böylece kötü geçti. Aslında sezon başında turnuvalarda çok iyi oynadım. Hoca çok iyi gidiyorsun, bu şekilde devam et demişti. Mancester City, Real Madrıd, Lıverpool'a karşı çok iyi oynamıştım. İkinci sezonumda da Pjanic yine kalmak istedi. Kamptayken hoca çalışmaya devam et dedi. Hangi maç olduğunu hatırlamıyorum ama, atılan gole çok güzel bir asist yapmıştım ama bir sonraki maçta hoca beni oynatmadı orada üzerime gidebilirdi ama tercih etmedi. Pjanic'in sakat yada cezalı olup oynamadığı bir maç vardı. Çok zor bir deplasmandı benim ceza sahası aksiyonu yüzünden golü bulduk ve 1-0 kazandık ve maçın adamı seçildim. Netice de istediğim gibi olmadı ve Fenerbahçe'ye döndüm.
-Fenerbahçe'de bir şampiyonluk, bir Türkiye kupası, bir de Süper kupa şampiyonluğu yaşadın. Bunlar her futbolcuya nasip olan şeyler değildir. Bunların içerisinde unutamadığın anılar var mı çünkü bunlar senin için anlamlı olmalı?
"Öncelikle kupa kazanmak çok güzel. 2014 yılının şampiyonu olarak, kupaya sahip olmak çok önemli. Şampiyon olmak gerçekten inanılmaz bir duygu. Türkiye Kupası'nı Aykut hoca döneminde kazanmıştık. O kupada bizim için büyük anlamlar taşır."
-Fenerbahçe taraftarları 10 numarayı her zaman çok seviyor ve sen kendini bu pozisyon için yeterli görüyor musun? Yani Salih Uçan 10 numara mıdır?
"Yani şöyle söyleyeyim, insanların gözünde 10 numara şudur; 10 numara çalım atar, topu çatala vurur, çok güzel asistler yapar genel olarak 10 numara karakteri budur. Aslında 10 numara mücadele etmeyi sevmez ama benim karakterim 10 numara değil. Ben kendi karakterimi söyleyeyim; gol atacağım, asist yapacağım ama gidip de kendi ceza sahamızda 18'in üzerinde topuda çıkaracağım. Bu karakter 8 numara karakteridir. Benim kendi düşüncem ben iki ceza sahası oyuncusuyum."
"Küçükken hayal ettiğim işi gerçekleştirdim"
-Sen genç bir futbolcusun daha da gençken hiç tecrüben yokken Avrupa Ligi'nde yarı final maçına çıktın buda çok önemli ve kariyerinde yazılacak olanlardan biri. Benfıca maçında hepimiz çok üzülmüştük o anda ki duygularını anlatır mısın?
"Hayal gibiydi. Fenerbahçe'ye geleceksin. Selçuk Şahinler, Mehmet Topallar, Alexler, Raul Meirelesler onların arasından bu kadar forma şansı bulacaksın, kupada şampiyon olacaksın, yarı final oynayacaksın. Oynuyorsun ama, hayalini oynuyorsun yani. Küçükken hayal ettiğin işi gerçekleştirdim. Ben Benfica maçında ilk maçta burada 20-25 dakika oynadım. Keşke diyorum o maç 2-0 bitseydi, o top direkten dönmeseydi, o penaltı kaçmasaydı. İkinci maçta sahaya çıktık, kocaman bir stad nereye geldik inanılmaz bir duygu bu tarz maçları duyguları genç yaşta yaşamak paha biçilemez inanılmaz bir duygu."
"Rekabet, bu işin tuzu biberi"
-Takımda şu an birbirinden kaliteli futbolcular var. Takımda ki forma rekabeti için ne düşüyorsun?
"Rekabet, bu işin tuzu biberi. Rekabetin olmadığı yerde zaten çok fazla başarıda olmaz. Çünkü, sen benden alacaksın formayı, ben senden almak için savaşacağım. Bunu bildiğin için sahada kendini daha çok ispatlamaya çalışacaksın. Senin formanı başka bir arkadaş zorlayacak dolayısıyla her zaman hazır olduğunu göstereceksin buda takıma yansır zaten."
"Daha oynanacak çok maç var"
-Ligde daha oynayacağımız maçlar var, ligin sonu için ne söylemek istersin?
"Kendi evimizde 2. yarının ilk maçında Adanaspor, Kasımpaşa maçlarında ve deplasmanlarda çok puanlar kaybettik ve bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Ama daha oynananacak maçlar var her an her şey olabilir tabii'ki amacımız Avrupa ya gitmek. Ayrıca Fenerbahçe'nin 9 puan geriden gelip şampiyon olduğu günler de unutulmamalı. Biz önümüzde ki maçlara dikkat edeceğiz.Ligde Beşiktaş'ı, Vodafone Arena'da Galatasaray'ı da Türk Telekom Arena'da yenmeliyiz. Bunun yanı sıra Türkiye kupasında da yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz."
"Taraftarımız maç ayırt etmeden her maça gelmeli"
-Fenerbahçe taraftarlarına neler söylemek istersin?
"Anlatılmaz yaşanır. İlk geldiğim zaman bile söyledim. İlk maça çıktım Şükrü Saraçoğlu'nda o atmosferi gördüğümde şunu söyledim. 'Ben burada nasıl oynayacağım' dedim. İşte Fenerbahçe taraftarları böyle atmosfer yaratan bir taraftar. Benim Milli Takım'da arkadaşlarım var, kendi arkadaşlarım soruyorum mesela onlara; en zor deplasman hangisi yada en çok etkilendiğiniz maç hangisi? Herkes Kadıköy diyor. İşte her maç böyle olsa, bizi kim tutabilir? Ya da bizi kim devirebilir? Manchester maçını hatırlayalım, baktığımızda dünyanın devlerinden en zengin kulüplerinden bir tanesi 2-0 bitti. Taraftarların stadı full doldurduğu maç. Galatasaray maçına gelelim, ne oldu o maçta da 2-0 yendik, Galatasaray kalemize bile gelemedi. Beşiktaş maçı da aynı kalemize dahi gelemediler. Taraftarımız maç ayırt etmeden her maça gelmeli. Her maça gelmeli ve desteklerini esirgememeli."