Salihli'de 26 bin yıllık ayak izleri bulundu
Manisa'nın Salihli İlçesi'ne bağlı Adala Beldesi Sindel Köyü yakınlarında bulunan alanda 26 bin yıllık olduğu belirtilen ayak izlerini inceleyen Vali Orhan Işın, yaşadığı şaşkınlık içerisinde bölgenin korunması için gerekli her türlü tedbirin alınması gerektiğini vurguladı.
Vali Orhan Işın, beraberinde Salihli Kaymakamı İsmail Hakkı Develi, Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay, Adala Belde Belediye Başkanı Süleyman Uğuz, Jeotermal Enerji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. M.Yılmaz Savaşçın, Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Bölümü Müdürü Tanju Kaya, Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse ve Kara Yolları Bölge Müdürü Erol Altun ile birlikte Salihli İlçesi'ne bağlı Adala Beldesi Sindel Köyü yakınlarında bulunan alanda 26 bin yıllık olduğu belirtilen ayak izlerini yerinde inceledi. Bölgedeki incelemeleri sırasında kısmen koruma altında tutulan on binlerce yıllık ayak izlerini gören Vali Orhan Işın, şaşkınlığını gizleyemedi. İzler hakkında bilgi veren Dokuz Eylül Üniversitesi Jeotermal Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Yılmaz Savaşçın, "Salihli'nin içinde bulunduğu bölgenin, tarihte çok eski çağlarda bile bir yerleşim alanı olduğunu gösteren en önemli buluntulardan birisi de, Salihli-Demirci Karayolu'nun 30. kilometresinde yakınlarındaki Prehistorik insan ve hayvan ayak izleridir. Yaklaşık 12 bin yıl önce yani Neolitik döneme ait olduğu tahmin edilen ayak izleri, 1969 yılında Maden Teknik Arama (MTA) prospektörlerinden Mustafa Çelik'in bölge de yaptığı çalışmalar sırasında bulduğu ve kamuoyuna duyurduğu insan ayak izleri fosilleri, hayvan ayak izleri ve alet sopa izleri bölgenin çok eskiden beri bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir" dedi.
Ayak izlerinin dünyadaki özelliğinden de söz eden Prof. Dr. Savaşçın, "Bu tür izler dünyada pek fazla değildir. Bilinebildiği kadar henüz, Fransa, İtalya, Macaristan ve Tanzanya'da bu tür izlere rastlanmıştır. Bu izlerin hepsi tek ayak izi şeklindedir. Buradaki Çakallar Divlit Tepe'de bulunan izler ise sayısı ve çeşidi bakımından büyük bir zenginliğe sahiptir" diye konuştu.
"BÖLGE, ÇOK DEĞERLİ BİR TARİHİ MİRAS"
Tarihi geçmişi bakımından farklı bilgilerin öne sürüldüğü ayak izleri hakkında yapılan yazılı bildiride şu ifadeler yer alıyor:
"Salihli sınırları içerisinde toplu yaşama biçiminin varlığını gösteren ayak izlerinin ne kadar önceye ait olduğu sorusuna, bugüne kadar kesin bir cevap bulunabilmiş değil. Bu konuda ilk araştırmayı yapan ve buluşa 'İnsanlık tarihine ışık tutan bir kaşif' gözüyle bakan Prof. Dr. Fikret Ozansoy, izlerin bulunduğu tabakaların durumuna göre, yani jeomorfolojik yöntemle 25 bin yıllık tarihi olduğu varsayımındadır. Bir başka araştırmacı İbrahim Tekkaya, bölgenin volkanik aktivitesini değerlendirerek bu izlerin yaklaşık 12 bin yıl önceye ait olduğu iddiasında bulunmuştur. Ancak arkeolojik tarihlendirme yöntemlerini en güvenlisi olan thermoluminescence metodunu kullanan Doç. Dr. Yeter Göksu, 1978 yılında bu izlerin 5 bin yıl hata ile 26 bin yılık olduğu görüşüne varmıştır. Bölgenin koruma altına alınması amacıyla Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı 8 Mayıs 1981 yılında vermiş olduğu kararla bölgeyi doğal sit alanı olarak ilan etmiş ve 1. derecede koruma altına alınmasına 'Açık Hava Tabiat Müzesi' olarak nitelendirmiştir. Ayak izlerinin şimdiki durumu ise gerçekten önemli bir arkeolojik abidenin bulunduğu alan curuf nedeniyle ticari bir alan olmasından dolayı koruması oldukça güçlenmiştir. Ancak sit alanının koruması Jandarmanın imkanları içerisinde korunabilmekte ve bölgenin tahribi istenilen şekilde önlenememektedir. Bu konudaki çözüm önerilerinin başında, bölgenin beton direkli yüksek tel örgü içine alınması, sit alanının yakınına devamlı korumanın sağlanması için bekçi varlığı ve ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak mekanların yapılması, bölgeyi ziyarete açmak için ilgili arkeologların atanması, İzmir, Ankara ve Demirci karayolları üzerinde sit alanını tanıtan levhaların asılması, ilgili turizm seyahat acentelerine gerekli bilgilerin verilmesi ilk akla gelen öneriler olarak düşünülmektedir."
Edindiği bilgilerden sonra bölgenin çok değerli bir tarihi miras olduğunu kaydeden Vali Orhan Işın, beraberindeki yetkililere talimat vererek, maddi ve manevi her türlü desteğin sağlanacağını, yeter ki bölgenin koruma altına alınması gerektiğini vurguladı.
