Rus gazeteci Nadejda Alekseyeva, "İşin garibi, Şam buna karşı çıkmıyor. Ankara da artık Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın derhal gitmesinde ısrar etmiyor. Ayrıca Türk ordusu, Şam ve Tahran'ı rahatsız edebilen Kürt güçlerine de karşı" yorumunu yaptı.
Sputnik'te yer alan haberde Russia Today (RT) için kaleme aldığı yazısında Suriye'nin kuzeyindeki son durumu değerlendiren Alekseyeva, Türkiye'nin El Bab'ı tamamen kontrol altına aldıktan sonra şimdi de IŞİD'in başkenti Rakka'ya operasyon planladığını ve Rusya ile ABD'yi bu operasyona katılmaya davet ettiğine dikkat çekiyor.
Ankara'nın daha önce Washington'a ‘yerel güçlere destek için' Suriye'ye kara birliklerini göndermeyi teklif ettiğini hatırlatan Rus gazeteci, "Türkiye sanki kendi topraklarıymış gibi kolayca Suriye'ye yabancı askerleri davet ediyor. Bunun yanında Şam da açık olarak Türkiye'nin askeri müdahalesine itiraz etmiyor ve oldukça kısıtlı açıklamalarla yetiniyor" dedi.
'REFERANDUM ÖNCESİ ZAFER İHTİYACI'
Alekseyeva'nın sorularını yanıtlayan Moskova merkezli Şarkiyat Araştırmaları Merkezi Direktörü Vladimir Avatkov, "Türkiye'nin askeri etkinliği, öncelikle AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çizdiği siyasi çizgiyle belirleniyor. İkincisi Kürt meselesiyle, üçüncüsü de Ankara'nın bir türlü vazgeçmediği 'Beşar Esad rejimini değiştirme' gayretiyle. Ayrıca Erdoğan'ın anayasa değişikliği referandumu öncesinde yurt dışında zaferlere ihtiyacı var" yorumunda bulundu.
Ankara'nın Suriye'deki sorunlarını çözmek için sınır bölgesinde tampon bölge oluşturduğu belirtilen yazıda, Erdoğan'ın Brüksel'e yönelik açıklamasında tampon bölgenin Avrupa'ya sığınmacı akınını azaltmaya yardımcı olacağını kaydettiğini hatırlattı.
UÇUŞA YASAK BÖLGE WASHINGTON'DAN DÖNDÜ
Ankara'nın 2 yıl önce Suriye'de uçuşa yasak bölgede ısrar ettiğini ve hatta bu konuda Katar ve Suudi Arabistan'la anlaştığını hatırlatan Alekseyeva, "Ama Washington tarafından direnişle karşılaştı. IŞİD'in savaş uçakları yok ve Türkiye'nin bu girişiminin IŞİD'le mücadeleden ziyade bölgedeki askeri ve siyasi varlığını artırmaya yönelik olduğunu anlamak güç değil. Uçuşa yasak bölge konusu Rusya'nın Suriye'de operasyon başlatmasıyla kapatıldı. Aksi takdirde Türk hava operasyonları, Moskova ve Ankara arasında askeri çatışmaya yol açabilirdi" diye yazdı.
NEO-OSMANLICILIK POLİTİKASI
"Türkiye-Suriye ilişkilerinden bahsederken Türkiye'nin Neo Osmancılık politikasına değinmemek doğru olmaz" diyen Rus gazeteci, Ankara'nın eski Osmanlı İmparatorluğu topraklarında varlığını artırmaya çalıştığını belirterek Rus siyaset uzmanı Avatkov'un bu konuyla ilgili şu değerlendirmesine yer verdi:
"Tampon bölgeyi oluşturma fikri, Suriye'nin kuzeyinde yoğun Kürt nüfusunun yaşaması ve bunun Türkiye'ye yönelik tehdit oluşturduğunun düşünülmesiyle ilgili. Ayrıca Türkiye'de milliyetçi çevreler çok güçlü, Suriye'nin kuzeyine yönelik oldukça kararlılar. Türk meclisinin kabul ettiği ilk belgenin Misak-i Milli olduğunu hatırlatayım. Bu belge Türkiye Cumhuriyeti'nin farklı sınırlarını da kastediyor ve birçok milliyetçi bundan yararlanıyor".
'IŞİD KARŞITI OLDUĞU SÜRECE MOSKOVA DESTEKLİYOR'
Suriye'de tampon bölge fikrini sadece Moskova'yla barıştıktan sonra hayata geçirmeyi başardığını kaydeden Alekseyeva, "Amacı IŞİD olduğu sürece Moskova bu operasyona karşı çıkmıyor. Örneğin Erdoğan'ın geçen yılın kasım ayında Beşar Esad'ı devirme planlarını açıklaması Rusya Dışişleri Bakanlığı'nı rahatsız etti ve Ankara Şam'a yönelik doğrudan saldırılardan kaçınmaya başladı".
'KÜRT AYRILIKÇILIĞINA ŞAM DA SICAK BAKMIYOR'
IŞİD'in Suriye için olduğu kadar Türkiye için de büyük sorun olduğunu kaydeden Rus gazeteci, Ankara ve Şam'ı birleştiren bir diğer tehdidin, Suriye'deki kaos ortamında giderek güçlenen Kürt ayrılıkçılığı olduğunu belirterek şunu yazdı: "Kürtler, Türkiye, Suriye, Irak ve İran'ın bazı bölgelerini içeren birleşik Büyük Kürdistan'ın kurulmasını talep ediyor. Ankara, Kürtleri ulusal güvenliğine en büyük tehditlerden biri olarak görüyor ve onların Suriye'de sağlam bir dayanağı elde etmesine izin veremez. Erdoğan, YGP birliklerinin Rakka operasyonuna katılımını engellemek istiyor. Hatta bu, Ankara ve Washington arasındaki tartışmaya neden oldu. Türk tarafı, Amerikalıların Rakka operasyonunda Kürt birliklerle çabaları birleştirme teklifini kesin bir dille reddetti. Bunun sebebi açık: Daha önce Kürt liderler, Rakka'yı IŞİD'den özgürleştirildikten sonra Kürt özerkliğinin içine katma niyetini dile getirdi".
Şam'ın da Kürt ayrılıkçıların etkinliğine ilgi duymadığını belirtilen yazıda, Türk ordusunun Suriye'ye girmeden hemen önce geçen yılın ağustos ayında Suriye hava kuvvetlerinin ülkenin kuzeydoğusundaki YPG mevzilerini bombaladığı hatırlatıldı.
'KÜRTLERE İLİŞKİN TAVRI, RUSYA'YA MANEVRA ALANI SAĞLIYOR'
Ortadoğu'da aktif olarak Kürt birliklerle işbirliği yapan Washington'dan farklı olarak Moskova'nın Kürt meselesine mesafeli durduğunu yazan Alekseyeva, "Bu, Rusya'ya Ortadoğu ortaklarıyla diyalog kurma sürecinde daha büyük manevra fırsatını sağlıyor" dedi.
Suriye'deki istikrarsızlığın sadece Irak ve İran'ın değil Türkiye'nin de güvenliğini tehdit ettiğinden Moskova'nın aracılığıyla Ankara ve Tahran'ın temkinli olsa da birbirine yaklaşmaya başladığı belirtilen yazıda, "Rusya, Türkiye ve İran arasında henüz yeni yeni Suriye konulu müzakere süreci başlatıldı. Bu süreç çok önemli ve kimse bunu bozmak istemiyor. Bu nedenle Ankara, Beşar Esad'ın derhal gitmesini talep etmiyor, dikkatini diğer konular üzerinde yoğunlaştırdı. Şam, Tahran ve Moskova da Türkiye'nin Suriye'deki askeri etkinliğine karşı çıkmıyor" yorumuna yer verildi.
'TÜRKİYE'NİN TAKTİĞİ ÇOK KIRILGAN'
Bölgedeki barışın büyük oranda Ankara, Moskova ve Tahran arasındaki diyaloga bağlı olduğunu dile getiren Vladimir Avakov, "Bu nedenle bir yandan Türkiye etki alanını denetlemek istiyor ama diğer yandan da kendini kısıtlamak ve daha dengeli duruş sergilemek zorunda" diye konuştu.
Ancak Türkiye'nin bu taktiğin çok kırılgan olduğuna dikkat çeken Avakov, motivasyonun her an değişebileceğini belirterek şunu yazdı: "Erdoğan rejimi büyük çalkantılara maruz kalıyor, durumu her an değişebilir. Esad karşıtı söylem şimdi zayıflamış olabilir ama Türk yönetiminin tutumu değişmedi. Tampon bölgenin kurulması uzun vadede şimdi Türkiye'ye bölgenin merkezi olmakta yardımcı olanlara karşı kullanılabilir".