Ergenekon davasında şok gelişme. Tutuklu olarak yargılanan Sami Hoştan, "Susurluk kazasındaki kayıp çanta bende" dedi. Hoştan, çantayı karar günü mahkemeye sunacağını da söyledi.
Ergenekon davası sanığı Sami Hoştan, 3 Kasım 1996'da meydana gelen Susurluk kazasında, Mercedes'te kaybolan Abdullah Çatlı'nın çantasının kendisinde olduğunu açıkladı.
Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk'un İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çapraz sorgusu yapılırken söz alan Hoştan, Bolluk'un savunmasında Susurluk'tan çok söz ettiğini belirterek, bu konuda bazı şeyler söylemek istediğini kaydetti. Kazayı ilk duyduğunda olay yerine gittiğini, Çatlı'nın cenazesini alan ve gömenin kendisi olduğunu belirten Hoştan, Çatlı'nın eşyasını alıp ailesine de kendisinin teslim ettiğini söyledi.
Hoştan, "Çanta da bende. Karar günü size teslim edeceğim" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, "Çanta boş mu?" diye sordu. Hoştan da "Boş" diye cevap verdi. Hoştan, çantanın içinde Çatlı'nın kızına ait bir kolye, arabasının satılmasından dolayı 26 bin Mark para olduğunu, bunları da Çatlı'nın eşine eşyayla birlikte teslim ettiğini bildirdi. Sami Hoştan, bunları eşine teslim ederken çantanın da boş olarak kendisinde kaldığını ifade etti.
Hoştan, çantanın içinde herhangi bir belge ve bilginin bulunmadığını öne sürerek, böyle bir belge ya da bilgi bulunması halinde bundan mutlaka haberinin olacağını sözlerine ekledi.
Sözkonusu çanta, Abdullah Çatlı'nın içinde bulunduğu aracın yaptığı kazadan sonrada kaybolmuş ve içinde istihbarat raporları bulunduğu iddia edilmişti.
İDDİANAMEYE GÖRE ÇANTA KÜÇÜK'TE
Ergenekon iddianamesinde, Tuncay Güney'in ifadelerinden alıntılar yapılarak oluşturulan iddialar arasında, Susurluk kazası sonrası Abdullah Çatlı'nın kaybolan çantasının Drej Ali lakaplı olan ve Veli Küçük ile yakın ilişkisi olan Ali Yasak tarafından alınarak Veli Küçük'e verildiği yer alıyordu.
Veli Küçük'ün olay sonrasında "Allahtan biz o çantayı şey yaptık, eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi" dediği de ileri sürülüyordu.
KIRCI: ÇANTA BULUNURSA SUSURLUK ÇÖZÜLÜR
Haluk Kırcı, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nde 12 Ocak 1999 günü verdiği ifadede, Abdullah Çatlı'nın kayıp çantası ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermişti. Kırcı, Çatlı'nın kayıp çantasını şöyle anlatmıştı:
"Bu çanta, Abdullah Çatlı'nın sürekli yanında taşıdığı, yanından hiç ayırmadığı bir çantaydı. İçinde Mikro Uzi marka bir silah, telefon fihristi, şahsi belgeleri ve günlük benzeri bir defteri vardı. Bordo kaplı telefon fihristinde bütün ilişkilerini yansıtan telefon numaraları yazılıydı. Çanta ise şifreli ve kahverengi deri kaplıydı. Bu çanta kazadan sonra kayboldu. Eğer çanta bulunursa Susurluk çözülür. Çatlı bütün ilişkilerini o defterine yazıyordu."