Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's, Türkiye'nin yerel para cinsinden kredi notunu yükseltti.
Buna göre Türkiye'nin BB+ olan yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notu, BBB-'ye çıktı; kredi not görünümünün de pozitif olduğu belirtildi.
Yerel para cinsinden kısa vadeli kredi notu ise B'den A-3'e yükseldi.
Bu not Türkiye'yi "spekülatif" pazarlar arasından çıkarıp, "yatırım yapılabilir" kategorisine en alt seviyeden de olsa sokmuş oluyor.
S&P Türkiye'nin döviz cinsinden notlarını ise BB/B'de sabit bıraktı.
Bankadan yapılan açıklamada yerel para cinsinden kredi notunun yükselmesi, finans sektöründeki iyileşmenin devam etmesine ve yerel piyasaların derinlik kazanmasına bağlandı.
S&P, Türk bankacılık sisteminin yeterince sermayelendirildiğini ifade ederek, devletin bazı kamu bankalarındaki payını azaltmasını beklediklerini belirtti.
Kuruluş, ülkenin yerel ve yabancı para cinsinden kredi notları arasındaki farkı açıklarken ise "Merkez bankasının (dalgalı döviz kuru rejimiyle) bağımsız para politikaları uygulamaktaki sicili ve yerel borçlanma piyasalarının derinliği iki puanlık bir farkı gerektiriyor." ifadesini kullandı.
S&P bu yıl ekonomisi %6 oranında büyümesi öngörülen Türkiye'deki büyümenin 2012-2014 döneminde yavaşlayarak, %3'ün biraz üzerinde gerçekleşmesini beklediklerini, ancak buna rağmen hükümetin, net genel kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranını 2014 yılına kadar yaklaşık %35 seviyesine getirme sözüne bağlı kalacağına inandıklarını ifade etti.
Kuruluş bu yıl merkezi hükümetin faiz dışı fazlasının GSYH'nin %1'ini hafif aşacağı ve sonra beklenen ekonomik yavaşlama yüzünden az da olsa kötüleşeceği tahmininde bulundu.
S&P ülkenin dış pozisyonunu ise "kredi profilinin en zayıf unsuru" diye niteledi ve cari işlemler açığının bu yıl GSYH'nin %10'u seviyesinde olmasının beklendiğini kaydetti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşuna göre Türkiye'nin cari açığı, bu yıl cari gelirlerinin %40'ını aşacak.
Ayrıca brüt dış finans ihtiyacı (yani bunun cari gelirler artı kullanılabilir rezervlere oranı) bu yıl %145'e ulaşarak, kuruluşun derecelendirdiği devletler arasında en üst seviyelerden birine çıkacak.
S&P "Dış tasarruflara bu kadar çok bel bağlanması, Türkiye'yi iç (örneğin son zamanlarda artan iç kredilerin dönüşü olmazsa) ve dış şokların (örneğin riskten kaçan yabancı yatırımcılar ve bankaların kredi görevlileri Türkiye'den çekilmeye başlarsa) etkisine açık bırakıyor." diyor.
Kuruluş ayrıca, ülkenin yerel ve döviz cinsi kredi notlarının görünümünün ''pozitif'' olarak belirlenmesinin, notların önümüzdeki dönemde daha da artacağına işaret ettiğine dikkati çekti.
Ülkenin kredi notlarının gelecekte artırılmasının, ekonomi beklendiği gibi soğuduktan sonra cari işlemler açığının azaltılmasına ve yurtiçi kredi büyümesinin mali hesaplar ya da finansal sektör istikrarını fazlaca etkilemeden yavaşlayabilmesine bağlı olduğu vurgulandı.
Kuruluş, daha derin bir sosyal güvenlik reformunun daha güçlü bir mali performansa yol açması halinde de Türkiye'nin kredi notunun artırılabileceğine işaret etti.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's'un puan artırımını ve kredi not görünümünü de pozitif olarak belirlemesini, Türkiye'nin hakkı olarak değerlendirdi.
Çağlayan, ''Geç verilmiş olan bir haktır. Bunların daha fazla artacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü biz, işimizi biliyoruz, ne yaptığımızı biliyoruz'' dedi.
Bakan Çağlayan bundan sonra kredi derecelendirme kuruluşlarının geçmişte Türkiye'ye karşı yapmış oldukları cimriliklerini bir kenara bırakarak, Türkiye'nin hak etmiş olduğu bu açıklamaları, bu dereceleri layıkıyla vereceğini umduğunu söyledi.
Not artırımının, ''Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke olma özelliğinin'' ortaya çıkması anlamına geldiğinin altını çizen Çağlayan, şöyle devam etti:
''Türkiye, artık, ortalama yılda 15-20 milyar dolar yabancı doğrudan yatırım alabilecek bir seviyeye geldi. Yeni Teşvik Sistemi'yle beraber, yatırım destek mekanizmasının oluşturulması, her alanda yapılan reformlar, bu dönem yapılacak mikro reformlar ve ülkenin siyasi istikrarı, dünya ekonomisinde hak etmiş olduğu ve almış olduğu yeri, üst üste koyduğumuzda kısa bir süre sonra ülkemiz, neden yılda 50 milyar dolar doğrudan yabancı sermayenin geldiği bir ülke olmasın? Bunları da göreceğiz.''
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner de bugün gerçekleşen not artırımının, elde edilen başarıların uzun süre geciken bir tasdiki niteliğinde olduğunu belirtti.
Haberin ardından İMKB 100 endeksi 60.500 puanın üzerine fırlarken, Kapalıçarşı'da altın fiyatları düştü.